Translate.vc / French → Turkish / Bartholomew
Bartholomew translate Turkish
245 parallel translation
"Barthélémy l'Étrangleur". Ça a l'air fameux.
"Canavar Bartholomew." Oldukça ilginç gibi duruyor.
Salut, Barthélémy.
- Güle güle Bartholomew. - Görüşürüz.
"Barthélémy l'Étrangleur".
Canavar Bartholomew.
Si c'est toi Barthélémy, tu peux rester. Mais ne t'attaque pas à moi, ni aux passagers.
Madem öyle eski dost Bartholomew, kalabilirsin tabii ben ya da yolculara yanaşmadığın sürece.
"Barthélémy... " l'Étrangleur ".
"Canavar Bartholomew."
"Barthélémy l'Étrangleur" dans la catastrophe de l'autobus
Otobüs felaketinde Canavar Bartholomew ipucusu
La nuit de la Saint-Barthélemy.
Aziz Bartholomew Günü'nün arifesiymiş.
St Bartholomew est une vieille église... conservatrice... qui n'aspire à aucun changement.
St. BarthoIomew eski bir kiIise... ... tutucu bir kiIise... ... skandaIa karısmak istemeyen bir kiIise.
St Bartholomew est idéale.
... ve St. BarthoIomew muhtesem bir ortam.
Je m'appelle Bartholomew, J. J. Bartholomew.
- Adım Bartholomew. J. J. Bartholomew.
Et l'autre est mon oncle Bartolome.
Diğer kişi ise amcam Bartholomew.
Toi, Bartolome, mon frère. Comment trouves-tu mon atelier?
Ya sen Bartholomew, sevgili kardeşim küçük atölyemi nasıl buldun?
Bartolome, mon frère.
Şimdi sıra sende, Bartholomew, sevgili kardeşim...
Te voilà, Bartolome.
Bay Medina! İşte oradasın, Bartholomew!
A présent pour toi, Bartolome, mon frère adoré, pendant que tu vis encore, mon ultime appareil de torture.
Ve şimdi Bartholomew, benim sevgili kardeşim hazır sen hala hayattayken senin şerefine, işkencedeki en zirve aygıtımı kullanacağım.
Es-tu prêt, Bartolome?
Hazır mısın, Bartholomew?
Bartolome?
Bartholomew mu?
Nous sommes prêts, Bartolome.
Artık başlamaya hazırız, Bartholomew.
Sais-tu où tu es, Bartolome?
Nerede olduğunu biliyor musun, Bartholomew?
Tu vas entrer en enfer, Bartolome.
Cehenneme adım atmak üzeresin, Bartholomew. Cehenneme!
M. Bartholomew, êtes vous certain de savoir qui je suis?
Bay Bartholomew, benim kim olduğumu bildiğinize emin misiniz?
- Oui... Mais tout ce dont il a besoin, c'est d'un code et aussi d'une pilule de cyanure, pour qu'il soit dans le bain. Mais qu'est-ce que tout cela a à voir avec moi, M. Bartholomew?
Ajanların bir şifre kitabı ve siyanür hapı ile her işi yapabileceklerini sanıyorlar.
M. Bartholomew, si vous essayez de m'effrayer... vous faites un bien vilain métier.
Bay Bartholomew, eğer beni korkutmaya çalışıyorsanız bu konuda çok başarılısınız.
M. Bartholomew, si j'avais le quart d'un million de $, croyez-moi, je le saurais.
Bay Bartholomew, eğer bende çeyrek milyon dolar olsaydı emin olun ki bunu bilirdim.
M. Bartholomew, j'ai vu un de ces trois hommes M. Bartholomew, vous m'entendez?
O adamlardan birini gördüm. Beni duyabiliyor musunuz?
M. Bartholomew, ici Régine Lampert, j'ai vu un...
Bay Bartholomew, ben Regina Lampert. Ben...
Je suis calme, M. Bartholomew.
Sakinim, Bay Bartholomew.
- Vous êtes toujours là, M. Bartholomew?
- Hala orada mısınız, Bay Bartholomew? - Evet, evet Bayan Lampert.
M. Bartholomew, je vais prendre le premier avion en partance.
Bay Bartholomew, ben bir sonraki uçakla buradan gidiyorum.
- Il est armé, M. Bartholomew.
- Onun silahı var, Bay Bartholomew. - Hayır.
M. Bartholomew, qu'est-ce que tout cela signifie?
Bay Bartholomew, tüm bunlar ne anlama geliyor?
Est-ce que vous avez une idée de ce que ces cigarettes coûtent ici? Je vous en prie, M. Bartholomew.
Bu şeylerin nelere yol açtığı hakkında bir fikriniz var mı?
Que se passa-t-il alors?
Lütfen devam edin, Bay Bartholomew. Sonra ne oldu?
Je suis désolée, M. Bartholomew, mais rien de ce que vous avez dit ne changera ma décision.
Üzgünüm, Bay Bartholomew. Söylediğiniz hiçbir şey benim fikrimi değiştirmedi.
- Mme Lampert? Bartholomew.
- Bayan Lampert, ben Bartholomew.
J'écoute, M. Bartholomew, je vous écoute.
Devam edin, Bay Bartholomew. Sizi dinliyorum.
- M. Bartholomew?
- Bay Bartholomew?
Le bureau de M. Bartholomew s'il vous plait
Bay. Bartholomew'un ofisi, lütfen.
M. Hamilton Bartholomew.
Bay Hamilton Bartholomew.
Désolée mais M. Bartholomew est absent pour la journée.
Üzgünüm. Bay Bartholomew ofisten ayrıldı.
- Allo, M. Bartholomew?
- Alo. Bay Bartholomew?
- Quelqu'un vient de vous appeler, M. Bartholomew.
- Az önce sizi aradılar Bay Bartholomew.
M. Bartholomew!
Bay Bartholomew!
M. Bartholomew! Aidez-moi!
Bay Bartholomew!
Mme Foster, prenez une note pour Bartholomew à la Sécurité, en lui recommandant...
Bayan Foster, Güvenlikten Bartholomew'a bir not götürün lütfen.
Bartholomew!
Bartholomew.
Le sieur Sebastian Sinclair et Lady Bartholomew de Lancer.
Sir Sebastian Sinclair ve Lancer'den Leydi Bartholomew.
- Merci, M. Bartholomew.
- Sağolun Bay Bartholomew.
"Barthélémy..." quelque chose.
Bartholomew bilmem ne.
Bartolome?
Bartholomew!
M. Bartholomew, ici Régine Lampert.
Bay Bartholomew, ben Regina Lampert.