Translate.vc / French → Turkish / Bats
Bats translate Turkish
3,237 parallel translation
Jamais tu ne commanderas mes Dragons Blancs si tu te bats comme ça!
Böyle bir kılıç hüneriyle Ak Ejder Şövalyeleri'ne uygun olduğunu mu sanıyorsun?
Ne te bats pas sur deux fronts.
Asla yarım kıçınla iki iş yapma.
Quand tu as peur, tu te bats.
Korktuğunda, savaşıyorsun.
Tu affrontes ta peur et tu te bats.
Korkunla yüzleşip savaşıyorsun.
Je sens comme si on te demandait d'être dans Glee, mais que tu te bats pour être dedans.
Neredeyse Glee'de oynaman için yalvarıyoruz.
Bats toi pour ça. Rappelle toi, c'est une compétition.
The Glee Project yan gelip yatma yeri değildir.
Je m'en bats les couilles!
Umurumda değil!
Je me bats bec et ongles pour subvenir à ma famille après le tragique évènement dans ma vie.
Hayatımdaki en zor olaydan sonra ailemi korumaya çalışıyorum. - Senin kardeşin...
Bats-toi. Bats-toi pour elle. Tu m'entends?
Onun için mücadele et, duyuyor musun beni?
Si tu dois affronter un tel homme, ne te bats plus et admets te défaite.
Böyle bir adamla karşılaşırsan hiç dövüşme, yenilgiyi kabullen gitsin.
Je me bats plus pour essayer de me relaxer en dansant, mais même si je suis vraiment nul à ça, je veux juste être meilleur en tout et je veux vraiment évoluer pendant mon séjour ici.
- Sahnedeyken sürekli kasmamaya çalışıyorum, ama cidden batırıyorum. Daha iyisini yapmak isterdim, ve burada olduğum sürece de bunu gerçekten yapacağım.
Et je me bats pour comprendre comment tu avais pu si facilement détruire la mienne.
Ve senin nasıl bu kadar basit şekilde benimkini yok edebildiğini anlamakta güçlük çekiyorum.
Bats-toi avec moi, cowboy.
Benimle kal, kovboy.
# Je bats des ailes avec ardeur Pour que sonne ta dernière heure!
Kanatlarımı hızla çırpacağım... Kulaklarında ölümün sesini çınlatacağım...
Bats moi.
Bilmiyorum.
Tu te bats pour lui.
Anne, onun için mücadele ediyorsun.
Allez, bats-toi pour sortir.
Hadi, karşılık ver, karşılık ver.
Bats-toi pour sortir!
Karşılık ve!
Tu te bats très bien.
Çok iyi bir dövüşçüsün.
Qu'est-ce qui te fait penser que je ne bats pas pour toi?
Neden senin için savaşmadığımı düşünüyorsun?
Bats-toi!
Başla!
Je te l'ai dit, je reste et je me bats.
Daha önce de söyledim, kalıp savaşırım ben.
Je me bats pour un monde civilisé.
İnsanlık için savaşırken ön sayfalara düştüm.
Eh bien, tu me bats, bébé.
Yendin beni, bebeğim.
Donc, il ne se bats pas pour sa rage.
Öyleyse kavga etmesinin sebebi öfkesi değildi.
Tu sais ça, Ryan. Tu te bats pour plus que ta seule survie maintenant.
Artık sadece hayatta kalmaktan fazlası için savaşıyorsun.
Je me bats bec et ongles pour subvenir aux besoins de ma famille après
Ağabeyin defolup gittiğinden beri ailemi geçindirmek için..
Je me bats avec cette vie, comme toi.
Senin gibi ben de bu hayatla başa çıkmaya çalışıyorum.
c'est pour ça que tu te bats avec ces amateurs?
Bu yüzden mi bu amatörlerle savaşıyorsun? Vay canına.
Quand tu les vois arriver, tu ne te bats pas. Tu cours.
Onları gördüğün zaman savaşmazsın kaçarsın.
Tu n'es qu'un lâche! Sors de ta tanière bats-toi comme un homme!
Dışarı gel de adam gibi karşıma çık!
Bats moi! Allez Henry. Tu peux le faire!
Hadi Henry, bunu yapabilirsin!
- Bats-toi!
- Git, dövüş!
Je suis là depuis à peine deux jours, et je me bats déjà, casse une oeuvre d'art et gâche une fête.
Birkaç gündür burdayım ve şimdiden bir kavga başlattım bir sanat eserini ve partini mahvettim.
- Je ne sais pas, est-ce que tu te bats avec l'émotion de cette semaine?
- Bilmiyorum, haftadan kaynaklanan yoğunluk seni zorluyor mu?
Je te bats à la course.
Yarışalım.
Ce n'est pas parce que je me bats à la loyale que ça signifie que je ne me battrai pas... Pour Southfork et pour Elena.
Bil ki, adil savaşıyor olmam Southfork ve Elena için savaşmayacağım anlamına gelmez.
- tu le bats largement.
- Bence yenersin sen onu. - [Gülüşmeler] Teşekkür ederim.
Bats-toi!
Dövüş!
Je me bats pas simplement pour ma vie.
Ben sadece hayatım için savaşmıyorum.
Bats-toi.
Burada kal. Hadi, Kono.
Pourquoi est-ce que tu te bats?
Sen neden savaşıyorsun?
Si je le bats, il va perdre sa tête.
Onu yenersem aklını kaçırır.
Si je reste et que je me bats, au moins Ivy et moi on aura une chance.
Burada kalıp savaşırsam, Ivy'le bir şansım olabilir.
- Bats-toi, alors.
- Defol o zaman. - Evet.
Bats une arbalète
Yaylı tüfeği geçmiş olurdu.
Tu la bats?
- Ona vuruyor musun? - Ne?
Je me bats pour la mission que je me suis donné.
Kendi kendime verdiğim bir görev uğruna savaşıyorum.
Tu te bats contre qui?
Neyle savaşıyorsun peki?
Reste et bats-toi.
Kalıp savaşmalıydı.
Lève-toi, Pete. Lève-toi et bats-toi.
Kalk Pete.