English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Beverly

Beverly translate Turkish

1,788 parallel translation
Je ferais du smurf à poil dans Beverly Hills si ça pouvait te convaincre de ne pas signer.
. Bob, seni Alan'la o anlaşmayı imzalamamaya ikna edersem çırılçıplak soyunup Beverly Hills'te breakdance yapacağım.
Comment est-ce que te prendre à Westwood et te déposer à Beverly Hills serait-ce mon chemin?
Seni Westwood'dan alıp Beverly Hills'e bırakmak nasıl benim yolumun üstü oluyor?
Ne commettez pas d'acte déplacé, Beverly.
Beverly, uygunsuz herhangi bir şey yapmanı istemiyorum.
- Beverly pourrait l'aider.
- Belki Beverly onunla iletişim kurabilir.
J'irai chez Beverly. - Pour quoi faire?
Beverly'yi atlatmam için bu bir şans.
Les grands-parents de Charlotte, Arthur et Beverly, sont de très bons amis.
Charlotte'un büyükanne ve babası, Arthur ve Beverly, bizim yakın arkadaşlarımızdır.
Beverly et Arthur Courtwright.
Beverly ve Arthur Courtwright.
3.8 à Beverly.
Beverly'de 3,8 ortalama.
Crois-le ou non, j'ai passé un certain temps avec Beverly.
İnan ya da inanma, Beverly'yle biraz zaman geçiriyordum.
C'est Beverly Barlowe.
Ben Beverly Barlowe.
Beverly!
Beverly!
Oh, tu veux dire pour ici, chez Beverly.
Sen Beverly konusunu kastettin.
Et n'oublie pas ta psychothérapie avec Beverly aujourd'hui.
Ve unutma, bugün Beverly ile bir terapin var. - Bak, bu konuda...
J'allais... aller chez Beverly.
Ben Beverly'ye gidiyorum.
- Beverly, vous allez bien?
- Beverly, iyi misin?
Beverly, tout le monde est sorti?
Beverly, herkes dışarıda mı?
Salut, Beverly.
Günaydın, Beverly.
Les Beverly Hills Billies?
"The Beverly Hillbillies."
Beverly, est-ce que tu as une idée de pourquoi ils agiraient de cette façon?
Beverly, neden böyle yaptıkları hakkında bir fikrin var mı?
Beverly, je ne sais pas quoi penser, mais avec votre permission, on va prendre un échantillon de sang.
Beverly, ne düşüneceğimi ben de bilmiyorum. Ama izninle senden kan örneği alacağız.
Vous allez tuer Beverly Tanner?
Beverly Tanner'ı öldürecek misiniz?
J'ai étudié le sang de Beverley dans tout les sens... Ma mère?
- Beverly'nin kanını inceledim.
Lydia vend des résidences haut de gamme à Beverly Hills et maman vend des résidences haut de gamme plutôt sur la plage.
Lydia Beverly Hills'teki evleri satıyor, annem çoğunlukla sahildeki evleri satıyor.
Beverly.
Beverly.
Quand tu seras un grand chirurgien de Beverly Hills qui a réussi, elle te rappellera d'où tu viens.
Belki büyük, başarılı bir Beverly Hills estetik cerrahı olduğunda sana nereden geldiğini hatırlatır.
- C'est comme ces frères de Beverly Hills, qui ont éliminé leur père pour avoir son argent.
Parası için babalarını öldüren Beverly Hillsli kardeşler gibi.
Au bar du Beverly Wilshire?
Beverly Wilshire erken içki için gidebilir misiniz?
Putain de Beverly Hills...
Lanet Beverly Hills -
Il était à un dîner avec Beverly. Et son mari...
O gün, karısı Beverly ile akşam yemeği yiyorlardı, bir de kim vardı!
Inutile qu'ils prennent le bus pour aller dépenser leur argent.
Harcamak için Beverly Hills'e gitmeleri gerekmemeli.
- M.Beverly Hills a descendu sa femme!
- Beverly Hills kaçkını herif karısını vurdu, ben değil! - Yerine otur!
Redescends dans la vallée,
Beverly Hills'e geri dön,
C'est le maire de Beverly Hills.
Çünkü o Beverly Hills'in belediye başkanı.
Mais tu vis même pas à Beverly Hills.
Seni neden ilgilendiriyor? Sen Beverly Hills'te yaşamıyorsun ki.
Le maire peut user de son influence politique pour annexer mon immeuble.
İlgilendiriyor çünkü başkan dairemi Beverly Hills sınırlarına almak için politik nüfuzunu kullanabilir.
Tu vois la caserne de pompiers flambant neuve? C'est Beverly Hills.
Oradaki yeni yapılmış itfaiye istasyonunu görüyor musun?
Tu sais que s'ils me voyaient brûler, ils ne pourraient rien faire?
Orası Beverly Hills. Biliyor musun, buraya bakarken, benim yandığımı görseler, hiçbir şey yapamazlar.
- On va faire la fête avec le maire de Beverly Hills.
Kimi nereye çıkarıyorsunuz? Beverly Hills'in belediye başkanıyla takılacağız.
C'est le maire de Beverly Hills.
Adam Beverly Hills'in belediye başkanı, kardeşim.
Tu sonnes à la porte, comme un citoyen respectable de Beverly Hills.
Sorumluluk sahibi bir Beverly Hills vatandaşının yapacağı gibi zili kullan
Anika, voici le maire de Beverly Hills, Nel Laurie.
Anika, Beverly Hills'in biricik başkanı Nel Lawry.
De rien, j'ai même eu la gentillesse d'apporter des cafés aux pompiers de Beverly Hills, en allant me présenter.
Aslında öyleydi. ama daha da iyisi onları kendimi tanıştırmak için gittiğim Beverly Hills İtfaiyesinden dönerken aldım.
Trop mortel, E. Non, je suis juste fier d'être bientôt annexé par la cité connue dans le monde entier sous le nom de Beverly Hills.
Hayır, gerçekten, adres değişikliğinden sonra... tüm dünyada Beverly Hills olarak bilinen kraliçe şehirde oturduğum için gurur duyacağım.
Tous les chirurgiens de Beverly Hills ont dû courir derrière ce travail.
Beverly Hills'teki tüm cerrahlar o işin peşinde olmalı.
- Oui. J'ai l'un des plus prestigieux salons de Beverly Hills.
Beverly Hills'in en büyük salonlarından birinin sahibiyim.
À Beverly Hills, on le fait.
Ama Beverly Hills'te biz soruyoruz.
J'ai demandé à Beverly de venir pour l'aider à digérer la nouvelle.
Beverly'den buraya gelip, olanları kabullenmesinde yardımcı olmasını istedim.
Merci d'être venue, Beverly.
Geldiğin için teşekkürler Beverly.
- Merci, Beverly.
- Teşekkürler, Beverly.
En séance avec Beverly, section 1.
- Bölüm Bir'de Beverly'le birlikte. - Jack.
Bev, depuis...
Beverly...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]