English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Bigfoot

Bigfoot translate Turkish

444 parallel translation
Si je te dis oui, je me retrouve sans travail.
Bilemiyorum Bigfoot. Bu durumda işimden olurum.
On m'a parlé de Flatiron.
Bigfoot'un sözünü ettiği Flatiron çiftliği var.
Bigfoot, dis au capitaine que le train vient de passer.
Bigfoot, Yüzbaşı'ya trenin buradan geçtiğini söyle.
Peut-être le Bigfoot.
Bu belki de bir Koca Ayak.
Comme Bigfoot?
Koça ayak gibi mi?
Bigfoot?
Koça ayak mı?
- Bigfoot.
- Koca-Ayak.
Bigfoot?
Koca-Ayak mı?
Ça doit être un Bigfoot.
Sanırım şey olmalı... Koca-Ayak.
Non, ne croyez pas que je suis cinglé, sergent, mais c'est Bigfoot.
Hayır, delirdiğimi düşünmeyin, çavuş, ama o bir Koca-Ayak.
Ces Bigfoot sont des êtres raisonnables.
Şimdi, biz bu Koca-Ayakları makul arkadaşlar olduğunu anladık.
Écoutez, j'ai frappé un Bigfoot avec ma voiture.
Bak, arabamla bir Koca-Ayak'a çarptım.
- Vous avez frappé un Bigfoot...
Arabanızla Koca-Ayak'amı vurdunuz...
Supposons que je crois que vous ayez un Bigfoot chez vous.
Hey, bak, evinde bir Koca-Ayak olduğuna inanıyorum.
Il n'y a pas de Bigfoot ici, sergent.
Yo, yo, yo Koca-Ayak'mı, çavuş.
Non, non, sergent, il n'y a pas de Bigfoot.
Yo, yo, çavuş, burada Koca-Ayak yok.
Au moins, je pourrai dire aux autres à l'école que mon père a frappé un Bigfoot.
En azından okulda babamın bir Koca-Ayak'ı nasıl alt ettiğini anlatırım.
C'est une personne Bigfoot.
O Koca-Ayak İnsanı.
Comme je le dis à mes clients : "Les Bigfoot mangent leurs morts."
Peki, müşterilerime Koca-Ayak'ın ölülerini yediğini söylemek hoşuma gider.
Après que les ambulanciers eurent réanimé la femme, elle a déclaré avoir probablement été placée là par une créature énorme et poilue - ressemblant au légendaire Bigfoot...
İlk yardım ekibinin müdahelesinden sonra kendine gelen kadın, efsanevi Koca-Ayak'a benzeyen iri, kıllı, insan benzeri yaratık tarafından oraya konulduğunu söylemiş.
Si c'était un Bigfoot, je l'aurais invité à mon émission, non?
Sahiden Koca-Ayak ise, programıma onu misafir olarak alamaz mıyım, sizce?
Bigfoot.
Koca-Ayak.
- As-tu vu un Bigfoot?
Hiç Koca-Ayak gördün mü?
Bigfoot?
Koca-Ayak?
Bigfoot?
Koca-Ayak!
VOYEZ DES ARTEFACTS DE BIGFOOT
BAKIN KOCA-AYAK HEDİYELİK EŞYALARI
Avec toutes ces apparitions de Bigfoot, qu'arriverait-il si Jack et sa famille avaient ouvert leur maison et partagé leur vie avec cette créature?
Yani, bütün bu Koca-Ayak görülmeleri ya Jack ve ailesi evlerini ve yaşamlarını bu şeye açmışlarsa?
Que dirais-tu de dessiner un Bigfoot grandeur nature?
Büyük bir Koca-Ayak çizmeye ne dersin?
On deviendra une sorte de centrale Bigfoot, un Q.G.B.
Bir tür Koca-Ayak Merkezi olalım, bir Koca-Ayak Karargahı.
Si ton père veut un Bigfoot, donne-lui un Bigfoot.
Eğer baban bir Koca-Ayak istiyorsa, ona bir Koca-Ayak ver.
... le terrible nom de Bigfoot résonne dans les salles de presse...
... Korkunç Koca-Ayak adı haber odalarından yankılandı...
On aurait aperçu, encore une fois, la créature que les gens appellent le légendaire Bigfoot.
Diğer bir haberde, yaratığın yeni bir görüntüsü var kimileri efsanevi Koca-Ayak diyorlar.
En effet, un témoin oculaire affirme avoir été attaqué par la bête légendaire connue sous le nom de Bigfoot.
Hatta görgü tanıklarından biri Koca-Ayak olarak bilinen efsanevi yaratık tarafından saldırıya uğradığını iddia ediyordu.
Dernière heure, Bigfoot est en ville.
Güncelde, Koca-Ayak tam burada şehirde.
Je crois que vous l'avez vu, mais en le voyant, vous avez eu si peur connaissance des habitudes de Bigfoot, mais il a disparu avant que et frappé votre tête avez foncé sur le panneau d'arrêt,
Onu gördüğünden şüphem yok, Onu gördüğünde o kadar korktun ki... ortadan yok olmadan önce Koca-Ayak'ın mizacından... ve kafanı kaldırıma çarptın... o kadar korktun ki kıymetli 10 viteslini dur işaretine çarpıp, başınıda kaldırıma çarptın ve olasılıkla onu çok korkuttun!
Il est le conservateur du Musée Bigfoot dont je t'ai parlé.
Sana bahsettiğim Koca-Ayak Müzesi'nin sorumlusu.
Bigfoot peut venir habiter avec nous.
Koca-Ayak gelip bizimle yaşayabilir.
Pouvez-vous vous imaginer ce que Bigfoot ferait à votre foyer?
Evinizde bir Koca-Ayak'ı hayal edebiliyor musunuz?
Les Bigfoot n'existent pas!
Koca-Ayaklar diye birşey yok!
Ma photo de Bigfoot, c'était différent.
Benim Kocaayak resmimin hikayesi başka.
Si, le monstre du Loch Ness et Bigfoot voulaient savoir si t'étais partant pour un poker chez Dark Vador.
Evet. Lovhness Canavarı ve Koca Ayak aradılar. Yarın akşam Darth Vader'ın evinde poker partisine katılıp katılmayacağını sordular.
Je disais "Oui, j'ai vu Adam, le Bigfoot de Cicely."
"Cicely'nin kocaayağını gördüm" dedim.
Enculé Bigfoot, vous pouvez avoir votre couteau.
Ayağın kokuyor orospu çocuğu. Bıçağın sende kalsın.
C'est Bigfoot!
Kocaayak bu!
Bigfoot!
Kocaayak!
Regardez le légendaire Bigfoot!
Efsanevi Kocaayak!
Bigfoot!
Kocaayak.
C'était Bigfoot, ou ton estomac?
Max, Kocaayak midenin üstünde miydi yoksa?
Et Bigfoot est au tapis!
Ve Kocaayak düşüyor!
BIGFOOT FACE À FACE UNE HISTOIRE VRAIE - Ce livre est dégueu!
Bu kitap berbat!
Adam, tu avais une photo de Bigfoot!
Adam, sende de Kocaayak'ın bir resmi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]