Translate.vc / French → Turkish / Bill
Bill translate Turkish
12,569 parallel translation
Occupe-toi de toi, Bill.
Kendine iyi bak, Bill.
Bill Murray et ses amis se réunissent...
Bill Murray ve ünlü dostları toplandı...
Tu vois, Bill?
Bak, Bill?
- Oui. Une illusion, Bill.
Hepsi birer ilizyon, Bill.
Bill, calme-toi et fais-nous confiance.
Bill, sakin ol ve bize güven.
Bill, c'est une bénédiction que ces personnes ne soient pas venues.
Bill, bu insanların sırıtmamasının tanrı'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorum.
- Bill...
- Tamam, Bill...
Je ne veux pas te mettre la pression, mais plus qu'une minute.
Bill, sana baskı yapmak istemiyorum, fakat bir dakikaya yayındayız.
Vas-y!
Başla, Bill!
- Bill Murray!
- Bill Murray!
Bill, que fais-tu ici dans la plus grande tempête de neige du monde?
Bill, dünyanın en büyük kar fırtınası varken burda ne yapıyorsun, ahbap?
C'est tout toi, Bill.
Tam senlik, Bill.
- Je ne chante pas, Bill.
- Şarkı söylemem, Bill.
- Bill.
- Bill.
Bill, je te connais à peine!
Bill, seni çok az tanıyorum, tamam mı?
Je dois y aller, Bill.
Gitmeliyim, Bill.
À la prochaine, Bill.
Başka bir şey de görüşürüz, Bill.
- Joyeux Noël, Bill.
- Mutlu Noel'ler Bill.
Ce que Bill O'Reilly sait sur la vérité remplirait un dé à coudre.
Bill O'Reilly gerçek hakkında hiçbir şey bilmiyor.
Ton père connaissait Bill Clinton?
Baban Bill Clinton'ı tanır mıydı?
Qui est Bill Kershaw?
Bill Kershaw kim?
Vous et votre mari Bill vous êtes mariés... quand ça?
Sen ve kocan Bill, evlendiniz, ne zamandı?
Bill était un homme bien la plupart du temps.
Bill çoğu zaman iyi bir adamdı.
"Bill Houston"
"Bill Houston."
Tu vois, Bill?
Gördün mü, Bill?
Ils sont partis, Bill.
Evde yoklar Bill.
Mon Dieu, Bell, Je suis vraiment désolé.
Tanrım, Bill çok üzgünüm.
Bill, Je suis désolé.
Bill, üzgünüm.
- S'il te plait, Bill.
- Bill, lütfen.
- Bill!
- Bill!
Du moment que tu ne fais pas la danse de Buffalo Bill.
Bufalo Bill dansı yapmadığın sürece olur.
Uma Thurman portait la même chose dans Kill Bill.
Tanıdık, Uma Thurman, Kill Bill'de aynısını giymişti.
Bill Harper est la première personne qu'on va exploiter.
Faydalanacagimiz ilk kisi Bill Harper.
Il nous mènera au Niveau 1, mais Bill ne pourra pas nous mener au Niveau 2.
Bizi 1. seviyeye götürecek. - Ama Bill bizi 2. seviyeye ulastiramaz.
Demandez Bill Harper.
Bill Harper'i iste.
Ils sauront où me trouver. Écoutez, Bill.
- Beni nerede bulacaklarini biliyorlar.
Vous pensez que votre patron vous en fait baver en ce moment?
- Dinle, Bill. Patronunun üzerine mi geldigini düsünüyorsun?
Je ne reporte pas.
Ben erteleme yapmam, Bill.
C'est vos fesses, Bill.
Senin suçun olur, Bill.
Elliot, il faut te débarasser de lui maintenant.
Elliot, Bill'den kurtulma zamanimiz geldi.
Tu dois détruire Bill afin de rencontrer son supérieur.
Patronuna ulasmak için Bill'i yok etmen gerek.
- Où sont ces coffres?
- Bill, o devasa kasalar nerede?
Bill n'a pas sa place dans notre plan.
Bu planda Bill'e yer yok.
On doit démolir Bill, pièce par pièce.
- Parça parça Bill'den kurtulmamiz gerek.
Pensez à ça, Bill.
- Bir düsünsene, Bill.
Donc à la place de me faire perdre mon temps, vous pouvez appeler quelqu'un qui est plus utile que vous, car Bill....
O yüzden daha fazla zamanimi harcamadan önce önemli birilerini ara.
Et voici pourquoi Bill est le maillon faible de leur système, assez désespéré pour briser le protocole et me laisser entrer.
iste bu yüzden Bill Harper mükemmel bir tercih. Kurallari yikip beni içeri alacak kadar çaresiz. Kirilacak kadar yalniz.
Et j'étais si furieuse contre Bill...
Bill'e çok kızgındım.
Je viens juste de raccrocher d'avec Bill Maher.
Az önce telefonda Bill Maher'la konuştum da.
Pensez-y, Bill.
Bunu bir düsün, Bill.
Vous m'êtes inutile.
Çünkü Bill sen önemsizsin.