Translate.vc / French → Turkish / Bit
Bit translate Turkish
1,208 parallel translation
On vous fait marcher tout nu, la peau brûlante, aveuglé par le désinfectant.
Seni doğduğun günkü gibi çıplak yürütürler şu bit önleyici şey yüzünden cildin yanarak ve yarı kör bir şekilde.
Tais-toi, face de pou!
Kes sesini, bit suratlı!
Tais-toi, face de pou!
Kes sesini bit suratlı!
Vous avez tsa bit?
Hiç buzikten var mı?
Tsa bit.
Buzik.
Qu'est-ce que "Tsa bit"?
"Buzik" de ne be?
Tsa bit ici.
Buzik.
Que dites-vous, tsa bit?
Buzik derken ne demek istiyorsun?
Ce n'est pas...
Bit... Bit...
Ce n'est pas... pas... pas...
Bit... Bit...
Voyons si tu n'as pas de bestioles.
Şimdi, kafana bir bakayım, Jimbo. - Bakalım bit falan var mı.
Quelque chose ne colle pas.
Bu işte bir bit yeniği var.
Sur les marchés, tu peux te faire un max de fric en vendant des trucs.
Bit pazarları Susie. Eski eşyaları satarak çok para kazanabilirsin.
Comment peut-on attraper des poux à notre époque?
Bart, kaşınmayı kes. Saçını bozuyorsun. Bit mi?
Tu as des poux! Ma langue.
Lisa Simpson bit taraması için lütfen müdürün ofisine gelin.
Je me fais des idées.
Bu işin altında bit yeniği aramak istemem.
- Qu'est-ce que tu en sais?
- Bunu nereden çıkardın? Burası bit pazarına benziyor.
- Des poux?
- Bit mi?
Va chercher de quoi faire les shampoings.
Bit şampuanı al ve şampuanlamaya başla.
Allez, opération poux.
Haydi, bit polisi.
On t'a acheté ça aux puces, pour s'excuser.
Bunu bit pazarından aldık. Özür dilemek için.
Nous ne leur livrerons nos informations qu'une fois en sécurité.
Güvende olana kadar... onlara tek bit veri vermeyeceğiz.
Deux bières de puceron.
- İki bit birası.
Tu veux pas ta bière?
Bit biranı istemiyor musun?
- á l'intérieur de ma chemise... je dors et je mange kusher à la communauté en les prévante dès... mon arrivée je prends aussitôt le train du lendemain Joschka m'attend à la gare...
- Biliyorum, gömleğimin içine! Köyde uyurum, herşeyde bir bit yeniği ararım sabah olunca da, trene atladığım gibi gelirim!
Je regarde au fond de votre âme ; défendre et... désirer garder autant un Juif, cela est pour le moins suspect.
Sanırım ipinizi çekebilirim! Elinizde bir yahudi varsa ve onu ısrarla kendiniz için alıkoymak istiyorsanız bu işte en azından bir bit yeniği var demektir.
Elle est kasher?
- Bunda da bir bit yeniği var mı? - Nasıl olur?
La police a conclu qu'il a pu avoir essayé de....
Bir sivil gibi üzerine bit t-shirt ve tulum giyinmiş.
Je savais qu'il y allait avoir un piège.
Bir bit yeniği olduğunu biliyordum.
Je ne comprends pas.
Yani, bir sürü insanın odası bit gibi.
Ginger Cassa la fenêtre Cassa le carreau Et sortit dehors Atterrit sur le dos
Kim osurdu, bit osurdu, yorgan yandı, yola kaçtı... osuranın götü şişti.
"... ressources pour être un grand champion. "
kaynaktı... "kaynaktı, büyük bit şamp şampiyon olmamda."
On a affaire à un chiffrement à 64 bits.
64 bit şifreleme ile karşı karşıyayız.
Non, des poux.
- Hayır, o bit.
Je n'ai pas de poux!
- Bende bit yok!
- J'en ai pas!
Bende bit yok.
J'ai pas de poux!
- Bende bit yok!
Maintenant, enclenchez...
- Şimdi, ikinciyi... - Harika bit takım işi!
Encore une intuition qui va au panier.
Bu başka bir bit yeniği.
Même Michelle trouvait des contradictions.
Michelle bile bu işte bir bit yeniği olduğunu anlamıştı.
Il a écrit deux ou trois ouvrages... sur les semi-conducteurs... et sur la puce électronique 64-bits.
Yarı iletgenler ve 64-bit mikroçiplerin sınırları üzerine kitaplar yazmıştı.
Ô nuit accablante, ô nuit longue et fastidieuse, abrège tes heures.
Yorgun gece uzun ve zorlu gece bit artık!
Sajid, va chercher le peigne à poux.
Sajid, git babandan bit tarağını iste.
J'ai pas de poux. Te gratte pas la tête, alors!
- Kafamda bit falan yok benim.
Je vais chiner chez les Amish.
Bit pazarına gidiyorum.
US 1 BROCANTE, MARCHÉ AUX PUCES
ABD'nin 1 NUMARALl BİT PAZARl ANTİKALAR CUMA. CTS. PZR.
- Vous avez vu mon amie Barbara.
Bit.
Faire une petite promenade nocturne.
Bit gece yürüyüşüne.
- Et alors?
- Bu ceketi, Eylül ayında bit pazarından alıp oraya koydu.
Des poux!
Bit mi? !
C'est pas des poux, mais des pellicules!
- Bitle sarılmış bir tavşan benim beslenme biçimimde yok. - Bende bit yok! O... o kepek!