Translate.vc / French → Turkish / Bitter
Bitter translate Turkish
103 parallel translation
Nos verres, c'est de l'eau et du bitter.
Sağ ol. Bizim içkilerimiz su ve bira karışımı.
- Un bitter, mon père.
- Şekersiz, peder.
Ce n'est pas un bitter. On dirait qu'il y a du sucre.
Şekersiz değil bu, sanki şeker koymuşum gibi tatlı.
1 mesure de rhum blanc, un trait de bitter, du Vermouth frais, pas glacé et de la grenadine.
Bir ölçek beyaz rom. Bir damla soğuk vermut ; buzlu olmasın. Bir ölçek grenadin.
- C'était de la bitter.
Ah, ne içiyorsun?
Je suis le loup de Bitter Creek, et ce soir, je vais hurler.
Bitter Creek'ten zehirli bir kurdum... ve bu gece benim uluma gecem!
Moi, j'ajoute toujours quelques copeaux de chocolat amer... deux ou trois grains de sel... et pour finir... un soupçon de cannelle.
Ben her zaman biraz bitter çikolata eklerim... iki üç zerre tuz... ve üstüne... biraz tarçın.
Et du chocolat noir amer.
ve siyah, bitter çikolata.
Amertume-Ville... Solitude-Ville, l'Ermitage.
Bitter Town Alone-ville, Hermit Junction!
Plutôt doux... avec une pointe d'amertume.
Tatlı ama bir damla bitter var.
Après ça, elle se parfumait à la citronnelle.
Ondan sonra kız Chanel markadan, Bitter Apple'la geçmişti.
Du chocolat très noir, amer.
Çok karanlık. Bitter çikolata.
- Pas loin. A Bitter Lake.
Bitter gölünün biraz yukarısındayım.
Si nous voulons revenir à l'heure pour le débat...
Bay Hubble, eğer Bitter gölüne gidip, panele zamanında döneceksek...
Je me trouve au Pepper's Café abandonné, à Bitter Lake.
Ben 10-20 Bitter Gölünün orada terkedilmiş Peppers Kafédeyim.
Parce qu'elle était verte quand on a rompu.
Alison was bitter when we broke up.
Parce qu'elle était verte quand on a rompu.
AIison was bitter when we broke up.
Deux Scotch. Une pinte de bitter, trois gin. Sept paquets de chips, et des Embassy.
İki büyük Scotch, bir bira üç cin, yedi paket çerez ve 20 Embassy, istiyorum lütfen.
- T'aimes pas le chocolat noir. - Je sais.
- Sen bitter çikolata sevmezsin.
Tu dis toujours que le chocolat noir est un peu amer et n'offre pas l'extase orale de son cousin lacté.
- Biliyorum. Hep dersin ki bitter çikolata acılığın sınırındadır ve sütlü kuzeninin ağızlarda mest olma halini karşılamaz.
Oh, des caramels! Des caramels et des noix
Sütlü, hayır, bitter çikolata.
Tu n'es pas un Ferrero Rocher comme ton ami Fez.
Tabi, arkadaşın Fez gibi bitter çikolata değilsin.
100 pièces, toutes de chocolat noir ou blanc.
Yeni Delhi, Hindistan 100 odası olacak ve her şey ya bitter ya da sütlü çikolatadan yapılacak.
Ceci est mon gâteau de mariage au chocolat et aux guimauves.
Bu bitter çikolatalı, bisküvili düğün pastam.
Putain c'était quoi ça?
İki şefimizin de işi bitter!
Cookies à l'avoine, barres au beurre de cacahuètes, fondants au chocolat noir et aux noix de macadamia...
Yulaflı kurabiyeler, fıstık ezmeli kekler bitter çikolatalı, fındıklı eklerler yapardım.
- Une bitter brune.
- Tan ve bira. Sam?
Une pinte de bitter.
Büyük bardak bira.
J'ai loué The Bitter Tears of Petra von Kant de Fassbinder, car tu as de sérieuses lacunes concernant le nouveau cinéma allemand.
Fassbinder'ın The Bitter Tears of Petra von Kant'ını kiraladım, çünkü Yeni Alman Sineması hakkındaki bilgin gerçekten çok zayıf.
- Chocolat noir?
Ve bitter çikolata.
- Chocolat noir.
Bitter çikolata.
- It s called "Bitter".
- Adı "Acı".
"Bitter".
"Acı".
Le Gourmet Guatemala amer... Et celui que boivent les pilotes de l'Aéropostale...
Guatemala'dan bitter gurme, posta pilotlarinin içtiginden.
Un demi et une vodka tonic light avec une tranche de citron.
Yarım bitter, ve limon dilimli, diyet tonikli votka lütfen.
Un bon kilo de bonbecs, pas de nounours, mon jeu d'arcade fétiche de la station-service de Tarzana.
Yarım kilo çikolata. Bitter. Ve Tarzana, Gas'N Sip'deki şans getiren oyunum.
- Et voici notre chocolat belge noir avec mousse à la vanille.
Bitter Belçika çikolatalı ve vanilyalı dondurmalı turtamız.
Chocolat au lait ou noir?
Sütlü mü yoksa bitter çikolatalı mı?
Il y a ce chocolat noir que j'adore.
Bitter çikolatayı çok severim.
Elle a chanté au Bitter End, hier soir.
"Acı son" dan bir bölüm çalmıştı.
Bitter Moon...
Bitter Moon.
J'adore les orangettes.
Portakallı bitter çikolataya bayılıyorum.
Au chocolat noir.
Bitter çikolata.
Tiens tiens, voilà l'autre Noir du coin.
Şuna bir bakın diğer bitter çikolatamız büyümüşler.
- Je vais peut-être dire une bêtise, mais pourrait-on mélanger la menthe fraîche avec de la noix de cajou?
Aptalca olabilir ama... Kaju fıstığı ve bitter çikolatayla taze naneyi karıştırmayı deneyebilir miyiz?
C'est comment, la blonde? Biture, Beurre...
Sarışının adı neydi, bitter, butter, beetlejuice?
Une pinte de bitter.
Herhalde bir sakıncası olmaz.
Une pinte de bitter.
- Bir içki daha. Siz?
Si, si, je...
Evet, biliyorum... Hani, Bitter Creek'de biri dışında hepsi ölmüştü...
- C'est du chocolat noir.
- O bitter çikolata.
Salazar!
Bitter çikolatadan söz etmişken, Salazar.