Translate.vc / French → Turkish / Blake
Blake translate Turkish
2,710 parallel translation
Tu vas te lever, tourner sur toi-même et te pencher comme si tu allais chercher un livre ou quelque chose, et puis Blake t'a regardé et tu t'es arquée
Ayağa kalkıp kendi etrafında döneceksin ve bir kitaba uzanıyormuş gibi eğileceksin. Sonra Blake seni görecek ve sen de poponu kaldırarak doğrulacaksın. - Oo!
Et quand ça se passe, Blake, tu devras être ici. Elle se lèvera, et dès qu'elle se penchera pour prendre son livre,
Ayağa kalkıp kitabını almak için eğildiği an gözlerin onun poposunu izleyecek.
- Salut.
- Blake.
Alors, Blake,
Pekala, Blake
Blake et moi, on va enquêter sur le marché noir d'ici.
Blake ve ben de durumu kara borsa açısından inceleyeceğiz.
S'il vous plait... Bonjour, je suis Alex Blake, du FBI.
Lütfen, lütfen... 9... 8... 7... 6... 5... 4...
Je suis ici pour voir si vous accepteriez de coopérer sur...
Ben FBI'dan Alex Blake. Benimle işbirliği yapmanız için buraya geldim...
Alex.
Alex. Blake, bekle.
Blake, attends.
Nereye gidiyorsun?
William Blake.
William Blake.
Non, les brownies se font avec du caramel, Blake.
Hayır, Kekler saçmalıktan yapılmışlardır, Blake.
Adam et Blake.
Adam ve Blake.
Blake?
Blake?
- Blake?
- Blake?
Surtout que Blake va en prison.
- Özellikle Blake'le hapsi boylaması.
- Reggie Blake?
Reggie Blake mi?
- Elle sortait avec Reggie Blake?
Reggie Blake ile mi çıkıyordu?
En tête des 10 meilleurs moments de la semaine, voici ce que nous a envoyé un fan de Reggie Blake.
Ve nihayetinde karşınızda bu haftanın en iyi on spor hadiselerinin bir numarası. Bu, bir Reggie Blake hayranı tarafından gönderildi.
Voilà ce qui arrive quand on force le passage pour voir Blake.
İşte Blake'i görmek için içeriye paldır küldür girerseniz olacaklar.
- Black est de retour.
- Blake döndü.
Et bien, s'il s'agit de faire la fête, alors j'aurais dû ramener Blake et Adam.
Peki, Eğer olay partiyle ilgiliyse o zaman Blake ve Adam'ı getirmem gerekirdi.
Merci, Blake.
Sağ ol, Blake.
- Salut. Je voudrais simplement vous dire que je vous aime tous et chacun d'entre vous, même vous, Dr Alex Blake.
Hepinizi ayrı ayrı çok sevdiğimi söylemek istedim... sizi bile, Dr. Alex Blake.
James Hubert Blake.
James Hubert Blake.
Voilà Ders, et voilà Blake.
Bu Ders, ve bu da Blake.
Blake, tape là-dedans, mec.
Blake, vursana şuna, moruk.
Faire en sorte que la foudre fasse ce que Blake... A dit qu'elle ne faisait pas.
Yıldırım yapıyoruz Blake... bunu yapmaz dedi.
Toi, moi et Reagan. Blake, je te veux dans l'allée. Autour de l'arrière, au cas où ce bâtard s'enfuit.
Blake, bu mankafanın kaçma ihtimaline karşı seni arkada ara yolda istiyorum.
Officier Blake... jusqu'à ce que l'équipe balistique conduise son enquête complète, on ne sait pas vraiment ce qui s'est passé
Memur Blake eksiksiz bir inceleme yapılana kadar gerçekten ne yaşandığını bilemeyeceğiz.
Ils ont besoin d'encore quelques jours pour mettre les points sur les i, mais la mauvaise nouvelle est que la balistique confirme que la balle venait de l'arme de l'officier Blake.
"i" leri işaretlemek ve "t" leri çaprazlamak için bir kaç güne ihtiyaçları var hala ama kötü haber balistik, kurşunun Memur Blake'nin silahından çıktığını doğruluyor.
Non, c'est l'officier Blake.
Hayır, Memur Blake.
Non Blake, elle a raison.
Hayır Blake, kız haklı.
♪ Et puis il passerait le micro à Blake ♪
Ve sonra mikrofonu Blake'a uzatırdı.
♪ Rapper, arrêter, je veux pas le micro, Blake ♪
Rap yapıyorum, duruyorum, mikrofonu istemiyorum, Blake.
- ♪ Alors je passe le micro à Blake
Böylece mikrofonu Blake'e uzattım İstemiyorum.
Blake : deux croisements là, deux autres ici.
İkisinin yolu burada kesişiyor, ikisinin yolu da burada.
J'envoie Blake et Morgan.
Blake ve Morgan'ı yolluyorum.
Le job te rends parano, Blake.
Bu iş seni paranoyak yapıyor Blake.
Pas mal, Blake.
Fena değil Blake.
On dirait Blake Griffin.
Blake Griffin *'e benziyor.
Du yoga chaud avec Blake.
Blake ile ateşli yoga.
Angela, Blake est aussi un prénom de garçon.
Angela, Blake bir erkek adı da olabilir.
Il passe ses après-midis avec un mec.
Yani öğle vakitlerini Blake adında bir adamla geçiriyor olabilir.
- C'est qui, ce Blake?
- Blake. Blake de kim?
C'est une femme.
Blake kadınmış.
Vous me demander de faire ce mouvement?
Tüm bunlar yaşanırken, senin burada olman gerekiyor Blake.
- Blake.
İşin temeli kendine güven duymakta.
Voici l'agent Blake.
Bu da Ajan Blake.
La femme de Blake.
Blake'in eşi.
Blake, toi et Morgan allé parler aux familles des victimes.
Blake, sen ve Morgan kurbanların aileleriyle konuşun.
Et ce Blake?
- Bir de Blake. - Değil mi?