Translate.vc / French → Turkish / Bolo
Bolo translate Turkish
105 parallel translation
- Une bolo...
Neydi adı... bolo...
- Oui Toro, avec ton bolo-punch!
- Aferin Toro, yere ser onu.
- Bolo!
- Bolo!
- Qui c'est, Bolo?
- Bolo ne, efendim?
Bolo? Jeannot Lapin.
Bolo, burası Brer Rabbit.
Bolo, ici Jeannot Lapin.
Bolo, burası Brer Rabbit.
Ici, Bolo.
Burası Bolo.
Compris, Bolo?
Anladın mı, Bolo?
"Bolo" sur la deuxième rue.
2. Sokak'tai,'Bolo'diye bir yer.
Pourquoi n'ont-ils pas arrêté ce...
Peki neden tutuklamamışlar bu, Polo, Bolo...
Lance un BOLO sur Kirby avec le FBI, la police locale et d'état.
FBI, yerel ve eyalet polisine- - - Haber verdim patron.
Déjà fait, boss. "Bolo"?
- Anons derken?
J'ai entendu qu'un sandwich bolo niais vous attendait à la prison. * baloney : bolognaise ou idioties, d'où ce jeu de mot dsl *
Hapiste seni salamlı sandviçler bekliyor diye duydum.
L'alerte Amber * et le BOLO * sont lancés.
Bolo ve Amber alarma geçirdim.
J'allais lui faire des spaghettis bolo... Puis j'ai pensé à l'ail. Foutue ail.
Ona Bolonez soslu spagetti yapıyordum ve sonra aklıma geldi ki, lanet sarmısak olmazdı.
On est d'accord sur un point. Oui. Je ne sais même pas pourquoi elle a décidé d'avoir le bébé.
Bolo ve Amber alarma geçirdim.
Ouais, mais on a pas besoin de porter un bolo et un chapeau stupide.
Evet, ama o ip kravatı ve aptal şapkayı giymemiz gerekmiyor.
Un sandwich-bolo et de l'eau! Ta famille est pauvre, mec!
Salamlı sandviç ve su Senin ailen harbiden fakir lan.
Y a même pas d'ingrédients dans ton sandwich-bolo!
- Bu kondom bile değil, salamlı sandviç!
On va la rechercher.
Evet, doğru, onu BOLO'ya çekeceğim.
Une comique quarantenaire avec une cravate bolo, un homme orchestre au répertoire Halloween, et le Jackie Mason australien.
Boyun bağı takan orta yaşlı bir bayan komedyen. Sadece cadılar bayramı müzikleri çalan tek kişilik bir grup. Bir de, Avustralya'nın Jackie Mason'ı. *
Je viens de parler à Bolo.
Bolo ile az önce görüştüm.
LE RECELEUR
BOLO ARACI
Bolo, c'est ça?
Bolo di mi?
Tu as l'air de bien aller. - Passons aux présentations, Bolo.
Tanışma faslına geçelim Bolo.
Bolo Yeung est dans l'allée sept cherchant à se faire tuer.
Bolo Yeung *, koridor yedide vurulmak için uğraşıyor.
Je crois que mon bolo est bloqué.
Sanırım bolom sıkıştı.
Mon bolo!
Bolom!
Nat, son ami est vêtu d'un Snuggie avec une cravate bolo.
Nat, arkadaşı, biyeli bir tulum giyiyor.
Une fois j'ai fait un bolo en turquoise pour Lou Diamond Phillips.
Bir keresinde Lou Diamond Phillips için bir kokart * yapmıştım.
Sérieusement, Jesse, que penses tu de ma cravate? Plutôt cool, hein?
Cidden Jessie, bolo kravatı için ne düşünüyorsun?
Nous ne pouvons pas même lancer un BOLO pour le trouver.
Artık hiçbir şekilde alı koyamayız.
L'after-shave et la sauce bolo.
Hai karate ve acılı sos gibi.
T'as tapado Bolo!
Bolo ya dokundun!
Donc j'imaginado que c'est vous, Bolo.
O yüzden Bolo, sensin sanırım.
- Polo nous a attrapado.
- Bolo bizi yakaladı.
un bolo!
Şuna bak. Arma almış deden.
Joli bolo.
- Güzel arma Stan.
C'est une réplique du bolo d'Henri V.
Henry'nin taktığı armadan yeniden yapılmış.
C'est le même bolo que portait Henri V!
Kral 5. Henry'nin taktığı arma o!
Combien vous me donnez pour ce bolo?
Bana bu altın, turkuvaz ve elmaslı arma için ne kadar verirsiniz öğrenmek itiyorum.
♪ Hey, I like your bolo. ♪
Bolonu beğendim.
Il faisait partie de la surveillance.
Bolo birliğinden askerleri taşıyormuş.
BOLO est revenu sur le gars qui faisait du chantage au dentiste de Dorneget.
Dorneget'nin dişçisine şantaj yapan adamın yeri belirlendi.
Sur une intuition, nous sommes retournés à Bolo et c'était son numéro de voiture.
Arabası için çıkardığımız arama emrini araştırdık.
Inspecteurs, je vous présente Frank Bolo.
Dedektifler, sizi Frank Bolo ile tanıştırayım.
Répondez-vous de votre équipe, M. Bolo?
Ekibinize güveniyor musunuz Bay Bolo?
Je vous assure que M. Bolo et moi sommes à votre disposition.
Sizi temin ederim ki, Bay Bolo ve ben sizin hizmetinizdeyiz.
- J'ai alerté le département et informé le BOLO. - Salut.
- Selam.
Tu reconnaîtras Bolo quand tu le verras?
Bolo'yu görünce tanır mısın?
Ce bolo que tu portes?
- Billy, taktığın şu arma.