English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Bom

Bom translate Turkish

426 parallel translation
et cependant chaque nuit au Yoshiwara...
aynı akşam Sonsuz Bahçeler bom boş, ama herkes gece ardından gece Yoshiwara'da...
Boum!
Bom!
Soudain, boum, boum, boum!
Aniden bom, bom, bom.
Le mat craque.
Hey, bom çatırdıyor!
Mettons que mon voisin de cellule ait une arme.
Beni hapse attığınızı farz edelim. Yandaki hücredeki adamın silahı olsun. Bom!
Un homme ne devrait pas aller à un mariage l'estomac vide.
Tabii bom boş bir mide ile de gitmemeli değil mi?
Volatiliser
Bom!
Mais qui nous dit qu'un autre pays n'inventera pas... une bombe similaire qui un beau jour fera boum!
Geri versek bile, başka bir ülke kendi Q-bombasını icat edecektir. Sonra X, Y ve Z bombası, ve bir gün bir tanesi patlayacak. Bom!
Grand boum!
Büyük bom?
Tu dois être un bom ami de McCord.
Sen ve McCord sıkı dost olmalısınız.
Un type marche dessus, boum, ça lui arrache les jambes.
Adam üzerine basınca, bom! Bacaklar o biçim.
Une petite vibration, et boom.
Biraz titreştirdik mi bom!
"Le Plastiqueur à la Bouteille de Soda frappe à nouveau - 12 personnes blessées dans l'attaque à la Salle Civique"
ŞİŞELİ BOM BACl YİNE ATAKTA
Et alors, boum boum!
Sonra da bom bom ve bom bom.
- Une bom...
- Bir bo...
Non, pas une "bom", une bombe.
Hayır, "bo" değil, bir bomba.
- Une bom...!
- Bir bo...!
Juste comme ça, je n'existe plus.
Öyle bom diye! Öylece, gittim ben.
AÏE!
BOM! AH!
Et paf, ça foire!
Sonra da bom!
Commutateur au mercure, ba-boum!
Asker pimi çeker, bom!
Do, do, l'enfant do...
Bom bom tili bom!
La chasse est tirée sur toute l'humanité.
BOM! bütün dünya birdenbire yok olur!
Il me martelait le visage, alors, j'ai tapé la poitrine de toutes mes forces et boum!
Yüzümü yumrukluyordu, Ben de tüm gücümle göğsüne saldırdım, bir de baktım ki BOM.
Elle volait dans le ciel, et bang!
Vurmuş, tam da uçarken, bom!
On tape le code dans un rayon de 200 m... et boum, tout part en l'air.
200 metre mesafe içinde tuşlara sırasıyla basınca, bom diye havaya uçacak.
Dans ce coffre-fort, j'ai assemblé un dossier fascinant sur toi, ma chère, et sur le petit bateau de feu ton mari Andrew, qui a fait boum.
Bu kasada... seninle ilgili harika bir dosya hazırladım, tatlım. Ve tabii eski kocan Andrew'un bom diye giden teknesi.
"Bom", c'est "va chier" en polonais.
"Bum" Polonyaca "siktir git" demek.
Toute ma vie, je me suis efforcée de cacher mon mamelon, et soudain, des centaines de personnes vont le voir.
Yani bütün hayatım boyunca.. .. bir sürü acı verici deneyimlerle göğüs ucumu saklamaya çalıştım ve bom! Birdenbire yüzlerce insanın eline göğsümün bir fotoğrafı geçti.
Le JG-Joe-Joe-C?
BOM-DOM mu?
Il ne parlait pas pendant des jours et soudain, il était intarissable.
Sonra da, bom! Onu susturamazdın.
Nos oiseaux se croisent dans les airs.
Füzeler havada birbirini geçecek ve bom!
Bom a un éventail en écorce de noix d'arec
Bomun palmiye yapraklarından yelpazesi var...
On est là à chevaucher, on y voit clair, l'instant d'après, c'est le noir total.
Yani, şu anda atlarımızı sürerken her şeyi, birbirimizi görebiliyoruz... Ve, bom, aniden, bir dakika sonra, tamamen karanlıkta kalırmışız.
Et alors, zip, boum, bonjour!
Ve sonra, hop, bom, merhaba!
Pan!
Bom!
Le cercueil est vide.
Tabutu, bom boş.
Tu as sauvé la vie de Burns.
Bom! Aynen bunun gibiydi.
Vous aviez raison.
Bom. Haklıydın.
On forme un assistant, il fait du bon boulot et paf, le comité de probation décide de le libérer.
Sonunda bir yardımcı buluyorsun, senin ritmini öğreniyor, işinde başarılı oluyor, Ve birden... Bom!
Quoi, chérie?
Efendim, tatlım? Bom!
Ensuite, boum!
Sonra, bom.
Les gardes qui le poursuivaient, il les a regardés et... boum!
Nöbetçileri peşinden göndermişler. Onlara bakmış ve bom!
- J'ai une vie de con.
- Hayatım bom bok.
- Il a une vie de con.
- Onun hayatı bom bok.
Parce que hier, bom bom bom et tagada tagada!
- Neden mi? Çünkü...
M. Benedict.
- ~ Da-da-da-dam, bom-bom ~ ~ Bay Benedict. Evet. Daha canlı.
"La source, la source..." Et toc!
Bom!
Hop.
Bom.
Ils ont pris une photo de mon derrière pour le journal de l'armée.
Bom!
Enfin, ils m'ont dit que c'était pour le journal.
Bom diye patladı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]