Translate.vc / French → Turkish / Boner
Boner translate Turkish
48 parallel translation
Je ne veux pas avoir l'air d'un coureur. Et là, j'ai eu le bâton!
l don't like to look like l'm hustling, and there l was next to you with a boner.
Mon vieux copain Boner!
Eski dostum Boner!
- Un problème avec ta boule, Boner. - Hé, hé, hé!
Topunda bir hata var galiba, Boner.
Bon, Boner, qui a tué mon partenaire?
Pekâlâ Boner, ortağımı kim öldürdü?
Bon, casse-toi, Boner.
Pekâlâ, defol Boner.
Pour cuisiner Boner.
Boner'ı pompalamaya.
Il y a un rapport pour avoir maltraité Boner.
Boner'a kötü davranışını rapor etmelisin.
Salut, moi c'est Bonder.
Selam, ben Boner.
Bander, vous faites la victime qui sait pas nager.
Boner! Bir kurbana benziyorsun.Sıra sende!
C'est terminé, Bander!
Zaman doldu, Boner.
Il y a que les pendus qui bandent après.
Boner, ölüm yolunda!
Oooh, Bander. Je n'aime pas te partager.
Boner, seni paylaşmak istemiyorum
C'est comme je disais que le père de Bonder sautait ma mère et qu'il l'a fait basculer dans l'alcoolisme.
Ve Boner'ın babası benim annemle ilişki yaşayıp onu alkolik yaptıysa ne olmuş?
Voilà Bander.
.. Boner burada! .. ve sınırsız saçmalıklar..
T'as touché un lolo de Christie Boner.
Adamım, sen Christie Bonner'ın hoohoo'sunu ellemişsin.
Cheester! Christie Boner est top canon.
Şu Christie Bonner süper.
"He's got a boner."
S * ki kalktı!
Comme Kirk Cameron dans Quoi de neuf, docteur? qui vivait au-dessus du garage avec Boner. Vous ne connaissez pas?
Kirk Cameron'un, Growing Pains dizisinin son sezonunda, Boner'la beraber garajın üstünde yaşadığı gibi.
Steven, arrête de changer le nom de Pat Boone en Boner sur les albums. ( boner = bite )
Steven, Pat Boone albümlerini Pat Boner albümlerine koymayı kes.
J'espérais que tu ferais ça problemo.
Ama pro boner yaparsın diye umuyordum.
où Mike le pote de Boner cours à son conseil de classe.
Yeşeren Acılar'ın bu bölümünde Mike'ın arkadaşı Boner'in, öğrenci konseyi adaylığına doğru gidişini göreceğiz.
Boner, ce type s'appelait...
Boner. Onun adı Bonerdı.
- Merci, Boner.
- Teşekkürler, Boner.
Bobby, Jan, Mike Seaver, Carol Seaver, Boner, Urkel, Mr. Furley...
Bobby, Jan, Mike Seaver, Carol Seaver, Boner, Urkel, Bay Furley var.
Et voici les visiteurs... les Trojans de l'État qui Bande!
Ve işte misafir takım geliyor, Boner State Trojans!
Lennon glissant dans sa tombe de cacher les boner que vous venez de lui.
Lennon az önce ona verdiğin sertliği saklamak için mezarında dönüyor.
- Boner.
Boner.
Boner, c'est accrocheur.
Boner. Çekici bir isim.
Ça voulait plus dire grand-chose, maintenant qu'il habite à Boner Street.
Evet, ama o çok anlamsızdı, o yüzden artık Boner Caddesi'nde yaşıyor.
En nature!
Pro-boner ( cinsellikle alakali birsey )!
Boner ne veut plus traîner avec moi, toi...
Boner artık benimle takılmak istemiyor ve sense...
Dylan, Boner.
Dylan, Boner.
Nous savons à propos de Boner.
Boner'dan haberimiz var. Ya Van?
J'ai joué quelque tour à Van, Mais Boner, il est toujours la!
Van'la biraz dalga geçtim ama Boner hala yaşıyor!
Je sais Dylan fut une erreur, Mais Boner et Van- -
Dylan'ın yanlışlıkla olduğunu biliyorum ama ya Boner, ya Van...
- Arrête de parler de Boner!
Boner'dan bahsetmeyi kes! Gittiğine mutluyum!
Heu... Murder Boner?
- Ereksiyon Cinayeti?
PSEUDO À CALL OF DUTY : DOIGTS DE FÉE
* CALL OF DUTY RUMUZU LADY BONER
Border?
Boner!
Bander!
Boner!
Ha ha, Bander.
Ha Ha Boner!
Bander?
Boner?
Bander, tu n'es pas mort.
Boner sen yaşıyorsun!
Boner?
Boner?
Lequel?
Bonheurl - Boner.
- De Boner.
Boner.
Hey, ça serait pas le parc où Boner est mort?
Burası "Boner" ın öldüğü park mı ya?