Translate.vc / French → Turkish / Boswell
Boswell translate Turkish
61 parallel translation
The Life of Johnson, de Boswell.
Boswell'in Life of Johnson kitabı.
Pour toutes douleurs ONGUENT BOSWELL Efficace aussi pour les chevaux. le bétail et les petits animaux.
"Acılar ve ağrılar için Boswell ağrı kesici merhemi deneyin"
Le Dr Swain et Seth Boswell, directeur du journal local.
Dr. Swain. Seth Bushwell. Peyton Place Times gazetesinin editörü.
Allez chercher le sergent Boswell.
Çavuş Boswell'i bul.
Est-ce exact, Boswell?
- Doğru mu, Boswell?
Boswell?
- Boswell.
Trouvez-les, Boswell!
- Bul onları, Boswell.
- Boswell?
- Boswell?
Boswell?
- Boswell. - Emredin komutanım?
Le sergent Boswell le remplacera.
Yerine Çavuş Boswell geçecek.
Sergent Boswell?
Çavuş Boswell mi?
Salut, Boswell.
Selam, Boswell.
Bonsoir, Boswell!
İyi akşamlar, Boswell.
- Belle fête, hein, Boswell?
- Güzel parti, ha, Boswell?
Qu'est-ce qui est arrivé à Boswell?
Boswell'e ne oldu?
Le sergent Boswell a été vaincu par...
Çavuş Boswell yatağa düştü...
Je repense juste à l'attaque gastrique du sergent Boswell.
Sadece Çavuş Boswell'in mide krizini düşünüyordum.
- Qu'a t'elle, l'attaque gastrique du sergent Boswell...
- Bununla Çavuş Boswell'in mide...
- Sergent Boswell.
- Çavuş Boswell.
... trois charmantes filles qui chantent en harmonie d'Est en Ouest, les sœurs Boswell.
İşte konuk yıldızımız. Ülkenin her yerinde uyumlu bir çizgi izleyen üç çekici kız : Boswell Kardeşler.
Un couple dont l'union repose sur un thème. Lui est un spécialiste de Johnson et elle enseigne Boswell.
Profesör Eddy, Dr. Johnson'ın yanında..... ihtisas yapıyor.
Aux conversations passionnantes, à Boswell et Johnson, à Leopold et Ariel, à cette nuit d'été, et à vous deux, bien sûr.
O zaman harika sohbetlere içelim. Boswell ve Johnson'a içelim. Leopold ve Ariel'a...
Dans sa "Vie de Johnson", James Boswell a écrit :
"Life of Johnson" isimli romanında James Boswell şöyle yazıyor :
James Boswell est la seule vraie femme qui écrive, et c'est juste pour se faufiler sous la couette de Johnson.
James Boswell, şu sıralar yazarlık yapan yegane gerçek bayan, işte bu yüzden Johnson'ın pantolonunu giymek istiyor.
Boswell. Excusez-moi.
Boswell.
Où c'est Boswell?
Boswell nerede?
Vous et moi, ce soir, mon camion, Boswell. Qu'est-ce que vous en dites?
Sen ve ben, bu akşam, benim kamyonetle, Boswell'e.
Est-ce qu'il y a une piste d'atterrissage à Boswell, O'Connell?
Teşekkürler, ben almayayım. Boswell'de bir pist var mı O'Connell?
Aéroport international de Boswell.
Boswell Uluslararası Havalimanı.
- Bienvenue à Boswell, Dr Fleischman.
- Boswell'e hoşgeldiniz, Dr. Fleischman.
Et M. Boswell, l'homme de la liste des personnes les plus mal habillées.
Ve Bay Boswell, şu ünlü rüküş giyinenler listelerinin arkasındaki adam.
Pouvez-vous nous donner un petit tuyau pour cette année?
Bay Boswell, bu senenin listesi hakkında bize ipucu verebilir misiniz?
Tu n'aurais pas besoin d'un Boswell par hasard?
Hiç Boswell'in olmak şansım yok, değil mi?
- Nous ne connaissons pas le terrain.
- Bölgeyi tanımıyoruz. - Boswell.
Mme Boswell!
Bayan Boswell.
Boswell.
Boswell.
Nigel Boswell.
Nigel Boswell.
Mme Boswell? Je vous en prie.
Bayan Boswell, değil mi?
C'est Mademoiselle Boswell.
Evli değilim.
Boswell, oui, madame.
Boswell, evet efendim.
Boswell se tenait tout près.
Boswell hep yakınlardaymış.
Deborah Hoffman, Leslie Chadwick. Jessica Boswell... Kim Baker, Tiffany...
Deborah Hoffman, Leslie Chadwick Jessica Boston, Kim Bacon, Tiffany Gianini.
- Oui, Chad Boswell.
Chad Boswell.
Il n'y a jamais eu de charges contre Boswell.
Boswell hakkında dava açmamışlar.
Boswell a dû bien l'intimider.
Boswell gözünü epey korkutmuş olmalı.
si elle a laissé tomber et qu'elle n'est plus dans le tableau, alors pourquoi Boswell serait-il toujours après Jay et utiliserait ce site web pour le discréditer?
Davayı düşürüp resimden çıktıysa neden Boswell hala Jay'in peşinden gidip o siteyle itibarını zedelemeye çalışıyor?
Boswell semble de plus en plus être celui qui a attiré Jay à sa voiture.
Jay'i arabasında pusuya düşüren gitgide daha çok Boswell'miş gibi geliyor.
Peut-être qu'un patient l'a reconnu et a envoyé les mails à Boswell.
Belki de bir hasta onu tanıdı ve Boswell'e e-posta gönderdi.
Et ce boulot que tu as obtenu à Boswell?
Bosvel'de yaptığın şu iş ne olacak?
Boswell, hein?
Boswell burası mı?
- Boswell!
General Hill'le gideceksin.