Translate.vc / French → Turkish / Boã
Boã translate Turkish
13 parallel translation
40 boà ® tes, n'est-ce pas?
40 kutu değil mi?
- Si on secoue celle-lÃ, on peut remplir une boà ® te.
Bunu sallayacak olursan bir kutu kalem çıkar.
- Comment sont les boà ® tes de nuit à Vienne?
Viyana'daki gece kulüpleri nasıldı?
Le diagnostic sur le boà ® tier - elles montrent des traces résiduelles de strontium 90.
Cihaz üstünde yaptığımız testlerde Strontium 90 kalıntılarına rastladık.
Le systà ¨ me de suivi est de détecter la même signature radioactive qui a enregistré sur le boà ® tier.
- Detektör, cihazın üstündeki aynı radyoaktif işareti burada da saptıyor.
Jusqu'à ce qu'un gros seigneur vienne te voir avec un gros bide et une petite queue qu'il n'arrive pas à bander et du coup te dà © boà ® te toutes tes dents.
Ta ki, koca göbekli ve küçük aletli şişman bir lordun gelip malum noktaya ulaşamaması yüzünden dişlerini kırana kadar.
Qu'elle mettait leurs affaires dans une boà ® te et allez savoir quoi d'autre.
Hepsini bir kutuya koymuş. Ve Tanrı bilir, onlarla neler yaptı.
Donne. De la part de Sean O'Connell, qui n'a jamais voulu, me dit-on, parler aux patrons de la boà ® te.
Sean O'Connell göndermiş... ki anladığım kadarıyla... buradaki idarecilerle hiç konuşmazmış.
C'est ma boà ® te Walter.
O benim Walter kutum.
Il y a tellement de boà ® tes que je ne vois même pas les valises.
Çok fazla kutu var, valizi göremiyorum bile.
Il n'est même pas dans une boà ® te.
Kutusu bile yok.
Si tu enfermes quelqu'un dans une boà ® te qui n'y a pas sa place, il aura beaucoup à dire une fois libéré.
Eğer birisini ait olmadığı bir yere kilitlersen... oradan çıkardığında söyleyecek çok şeyi olur.
Ok, je vous en prends une boà ® te.
Tamam, bir paket alayım.