Translate.vc / French → Turkish / Broad
Broad translate Turkish
114 parallel translation
Pris un taxi pour le Martinique au coin de la 32e et de Broad.
Martinique Hotel'e taksiyle gittin.
Cher David, c'est pour te rappeler que tu es un associé subalterne de Larrabee Industries. Nos locaux se trouvent au 30 Broad Street, New York.
Sevgili David, 30 Broad Street, New York adresinde bulunan Larrabee..... lndustries şirketinin küçük ortağısın.
Ici la Fédéral Broad casting. Comment les Eskimos se frottent-ils le nez?
Ben Federal Yayıncılık Şirketi'nden Bayan Costello,... Eskimoların burun sürtme adeti hakkında bilgi edinmek istemiştim.
Rue Broad.
Broad caddesinde.
Nous sommes 10-20 à Trancas Beach. Remontons Broad Beach Road.
Trances sahilinde bulunuyoruz Broad Beach Road'a yaklaşıyoruz.
- Des gymnases? - Le Riverside, sur Broad Street.
- Broad Street'te Riverside Athletic var.
Allez au 132 Broad Street.
1 32 Broad caddesine gidin.
- 132 Broad Street.
- 1 32 Broad caddesi. - Anlaşıldı.
Sur la jonction entre East Broad et Bay.
East Broad ve Bay Caddelerinin köşesinde.
" SURROUNDED BY DARKNESS EVEN IN BROAD DAYLIGHT
" parlak gün ışığında bile karanlıkla çevrili her yanım.
Whose broad stripes and bright stars
O tehlikeli kavgada,
Broad Street?
- Broad sokağı mı? - Evet!
130 Broad.
- 130 Broad.
Quand je te vois, ma praline de rêve, je rajeunis!
¶ Cos you, you nutsy chick, you broad ¶ You make me feel so young. Boom!
- L'autre entrée est ouverte.
- Broad Street girişi açık.
Le saut en longueur au-dessus du nid-de-poule sur la 86e!
The broad jump. 86.Cadde'deki çukurun oradaki uzun atlama.
J'habite au 366 Broad Street!
Broad Caddesi 3366 numaradayım!
Les rayures et les étoiles brillantes
"Whose broad stripes and bright star"
Sarah Elaston, assistante sociale au centre Broad Locust,
Sara Elaston... Broad and Locust Halk Merkezinde işçi.
"Whose broad stripes and bright stars..."
Whose broad stripes and bright stars..
- Broad... ( larges )
- Geniş... - Göğüslü?
Pas du tout. 1 49 Broad Street.
149 Broad Caddesi.
Des dissidents irlandais projettent un attentat à la gare de Broadstreet, demain matin, à l'heure de pointe, une bombe.
İrlandalı örgüt yarın sabah Broad Caddesi tren istasyonunda kalabalığın en yoğun olduğu saate saldırı plânlıyor, bomba ile.
Vous dénonciez le terrorisme et vous visez la gare de Broadstreet.
Olay çıkarmayacağız demiştin. Broad Caddesine saldırı plânlıyorsunuz.
Il me faut un effondrement du toit à la gare de Broadstreet.
Broad Caddesi istasyonunda gözcülük için çatı gerekiyor.
Maintenant elle bosse dans une boutique de disques sur Broad Street.
Şimdi Broad caddesindeki müzik dükkanında.
Pour ton information, vers l'est ils ont fermé Broad et Kennedy.
Olur. Haberin olsun Broad ve Kennedy kavşağındaki yollar kapalı.
Il se dirige vers le tunnel de Broad Street.
Broad Tüneli'ne doğru gidiyor.
C'est celle sur Broad Beach
Broad Beach'teki.
Connard Sacrée veinarde
Lucky Broad.
Sacrée Veinarde, Kentucky Rascall, Better off-sailing Dans les 5,6 et 7ème courses
Lucky Broad, Kentucky Rascal. Better Off Sailing. 5, 6 ve 7. yarışlar. Ve ufak ihtimalle Rascal.
Sacrée veinarde
Lucky Broad. - Hepsi bu mu? - Evet, hepsi bu.
Je l'ai trouvé sur Broad Street en train de faire du stop.
Broad Street'te dolaşırken buldum.
Va chercher des bagels à l'épicerie sur Broad Street.
Broad Caddesi'ndeki pastaneye git. Biraz simit al.
Alice Harris et quatre autres femmes, ont été arrêtées à Broad Street Station à... 17h37 le 23 Juin.
Alice Harris... ve dört kadın daha Broad Sokağı İstasyonundaymış. 23 Haziran, 17 : 37.
Seule une autre femme a été mise en garde à vue à Broad street ce jour là.
O gün Broad Sokağında sadece bir başka kadn aha göz altına alındı.
Un taxi jusque chez toi te coûterait autant qu'une limousine.
- Taksi mi? Broad Beach'ten Malibu'ya mı? Limuzin kadar pahalı.
Le bureau d'Elie Brod sur la ligne 1.
EV Life Broad'un ofisi 1. hatta.
Marlene travaillait "Chez Al", une épicerie sur Broad Street.
Marlene, Broad caddesinde bir markette çalışıyormuş.
- Sur le chemin de son travail à la boutique sur Broad Street.
Broad caddesinde işe giderken.
La joie de mitrailler une brute dans les couilles.
"Broad Street Bully" i hayalarından vurmak için.
Tourne sur Broad.
Solo, şuradan sağa, Broad'a dön.
- 4331 Broad Street, à Saugus.
4331 Broad Sokak, Saugus.
- 4331 Broad Street.
4331 Broad Sokak.
Il est au 4331 Broad Street, à Saugus.
4331 Broad Sokak, Saugus.
Au 4331 Broad Street.
4331 Broad Sokak.
Comme Main Street, Broad Street,
Bilirsin, "Ana Cadde" gibi Büyük Cadde gibi.
J'avais 22 ans, je venais de finir ma formation sur les armes à feu, et ma mère me suppliait de ne pas prendre la ligne de Broad Street.
22 yaşındaydım. Silah eğitimimi yeni bitirmiştim. Annem Broad Street hattına binmemem için yalvarırdı.
Mesdames, je suis au téléphone avec le central ambulancier trois hommes en limousine ont heurté un véhicule sur broad street.
Bayanlar, telefonda ambulans şöförüyle konuşuyordum. Üç beyfendinin bulunduğu bir limuzin ana caddede başka br araçla çarpışmış.
Les autres titres : Une mise a jour de l'information que nous vous avons divulguée hier trois hommes masqués ont apparemment cambriolé la Prestige Bank au coin de Broad et Olney.
Ve diğer haberlerde, hikâyenin devamında seni dün bıraktığımızda maskeli 3 adam Broad ve Olney'nin köşesindeki Prestij Bankası'nı soymuş.
La Sacré veinarde.
Lucky Broad.