Translate.vc / French → Turkish / Brüno
Brüno translate Turkish
44 parallel translation
"Vous regardez Funkyzeit mit Brüno"?
"Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz!"
Vous regardez l'émission Funkyzeit avec Brüno.
Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz.
Vous regardez l'émission Funkyzeit avec Brüno.
- Evet, evet, evet. Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz.
En tant qu'animateur de Funkyzeit, Brüno est toujours au premier rang.
Funkyzeit programında çalışmak demek Brüno'nun ön saflarda yer alması demektir.
Brüno a connu le grand amour deux fois.
Brüno, gerçek aşkı hayatında iki defa yaşadı.
Brüno avait des laissez-passer pour le défilé le plus couru, le défilé de la Prada.
Brüno, bu gösterişli haftanın izlenimlerini aktarmak için kulise girdi.
Brüno était aus.
Brüno out!
Brüno était sur la liste schwarz.
Brüno tamamen dışlanmıştı.
Je m'appelle Brüno.
Adım Brüno.
- Je suis Brüno.
- Ben Brüno.
Vous savez qu'aujourd'hui, on regardera une nouvelle émission, Le gratin des célébrités mit Brüno.
Brüno'nun birinci sınıf ünlülerle yaptığı röportajlardan oluşan yeni televizyon programını Maxout'u birazdan izleyeceksiniz.
Avant, dansons encore mit Brüno.
Ama Brüno'nun dansını izledikten sonra.
Brüno!
Brüno!
Désolé, Herr Brüno.
Kusura bakmayın Brüno Bey.
Brüno devait seulement trouver une tragédie mondiale à régler.
Bu yüzden Brüno, düzeltilmesi gereken bir trajediyi bulmak için yola çıktı.
Selon mein Plan, les deux partis signeraient un accord de paix devant les médias, ce qui rendrait Brüno über célèbre.
Amacım, her iki tarafa dünya basını önünde barış anlaşmasını imzalatarak Brüno'yu şöhrete kavuşturmak.
Ich bin Brüno, la colombe de la paix
"Ben barış güvercini, Brüno." "Ben barış güvercini, Brüno." "Ben barış güvercini, Brüno."
Mais Brüno avait un nouveau plan.
Ama Brüno'nın yeni planları var.
Et maintenant, Brüno en a un!
Şimdi de Brüno'da bir tane var.
Accueillez Brüno.
Brüno'ya hoş geldin diyelim.
Tu es si léger, Herr Brüno. Comme une plume.
Ama sen bir tüy kadar hafifsin, Brüno.
Herr Brüno, ta brosse à cheveux me pique le dos.
Brüno, tarağın sırtıma batıyor.
Brüno.
Brüno.
Je suis Brüno.
Ben Brüno'yum.
Je suis Brüno!
Ben Brüno'yum.
Brüno avait atteint le fond du baril.
Brüno baltayı sağlam taşa vurmuştu.
Vous allez être si célèbre, Brüno, que vous paverez la voie pour d'autres jeunes hommes qui veulent délaisser le mode de vie homosexuel et changer leur vie.
Sen ünlü biri olacaksın, Brüno ve dünyanın her yerinde homoseksüelliği bırakmak isteyen bir çok genç insana örnek olacaksın. Onların hayatı sayende değişecek.
" Si Brüno peut le faire, je le peux aussi.
Brüno başardıysa, ben de başarabilirim.
Comment as-tu fait, Brüno? "
Bunu nasıl başardın, Brüno? "
- Mike. Brüno.
- Mike.
- Brüno.
- Brüno.
C'est moi, Brüno.
Benim, Brüno.
Les images furent diffusées partout, und Brüno devint über célèbre.
Bu hadise dünyanın her yerine yayılarak, Brüno'yu ünlü yaptı.
Il est Brüno, la colombe de la paix
"İşte barış güvercini, Brüno."
Yo! Brüno!
" Hey sen, Brüno!
Tu es Brüno, la colombe de la paix
"Sen Brüno. Barış güvercinisin."
Du bist Brüno, la colombe de la paix
"Sen Brüno. Barış güvercinisin."
Brüno veut la paix.
Brüno barış istiyor.
Ich bin Brüno, la colombe de la paix
"Ben Brüno, barış güvercini."
Mesdemoiselles, personne ne peut me confondre avec Brüno.
Hanımlar dinleyin ; kimse beni Gok Wan'la karıştıramaz.
Je m'appelle Brüno.
Ben Brüno.