Translate.vc / French → Turkish / Buster
Buster translate Turkish
1,046 parallel translation
Comme le tiens, buster.
Aynı senin gibi pislik.
Buster Hinton.
Buster Hinton.
Je connais Buster depuis si longtemps.
Buster'ı o kadar uzun süredir tanırım ki.
C'est peut-être une fausse piste... mais le vieux Buster s'est pointé avec un fusil tout neuf.
Bunun hiçbir şeyle alakası olmayabilir ama bizim Buster yepyeni bir av tüfeğiyle ortaya çıkmıştı.
LD, et votre ami Buster?
LD, Buster'dan haber var mı?
II n'y a jamais eu de Buster.
Aslına bakarsan Buster falan yok.
Buster, je vous ai pas déjà vu quelque part?
Buster seni daha önce görmemiş miydim?
- Votre nom, c'est pas Buster Danials?
- Adın Buster Danials mı?
Personne ne me fait taire, Buster Brown!
Kimse beni durduramaz, Buster Brown!
Bon, vieille canaille, tu es servie.
Pekala ihtiyar dostum Buster, gel ye bakalım.
Les mâles sont rapides.
Buster, git getir!
J'entre avec Buster après l'annonce de Doc.
Anlaştık. Doktor beni takdim edince ben ve Buster sahneye gireriz.
Mon numéro fini... je reviens avec Buster.
Pekala. Diyelim ki numaralarımı yaptım. Geri gelirim...
Tu t'es encore accroché avec Miss Lily.
O zaman Buster da bol bol otlanacak. Şırıldayan Su söyledi, Bayan Lily'yle kavga etmişsiniz.
Qu'ils fassent des recherches pour identifier le contact 090, - code Buster.
Uçaklarımız 090'daki teması araştırsın ve tanımlasın, sinyal Buster.
Contacts inconnus bas et lents.
Yavaş ve alçaktan uçan tanımlanamayan uçaklar. Sinyaliniz Buster.
Votre code est Buster.
Tekrar ediyorum, Sinyaliniz Buster.
Votre code est Buster.
İşaret Buster.
Je répète, votre code est Buster.
Tekrar ediyorum, İşaret Buster.
Buster te fera une ardoise.
Buster seni idare eder.
Une colle!
Ball buster.
Ce gars-là s'appelle Buster Hawthorn.
Bu arkadaşın adı Buster Hawthorn.
- Dis un grand bonjour à Avon.
- Buster, Avon'a koca bir merhaba de.
Buster, si t'allais jeter un coup d'oeil sur ce Gulfstream... pendant qu'on essaie de s'entendre sur l'achat de cette bête-là.
Buster, neden oraya gidip Gulfstream'e bir bakmıyorsun? Biz de Avon ve Jo Bob anlaşabilecekler mi bir bakalım.
Ce n'est pas celle que porte Flash Gordon à la télé?
Buster Crabbe'in televizyon taktığı kemer değil mi, Sam?
Assis, Buster.
- Sağol, Clark. - Otur, Buster.
C'est pour le chien.
O Buster'ın maması.
Buster, fais pas l'andouille!
Gel! Buster, oyunu bırak!
Je cherchais Buster.
Buster'ı arıyordum.
- C'est qui Buster Tuckman?
- Buster Tuckman'da kim?
- Oh, s'il vous plaît!
- Ve Buster.
- Et... Buster. - Moi!
- Lütfen!
Tout le monde l'appelle Buster.
Herkes ona Buster der.
Buster!
Buster!
Viens, Buster.
Hadi Buster.
Depuis quand Buster joue du rhythm n blues?
Buster ne zaman ritim ve caz çalmaya başladı?
Buster fait douze shows et il ne se répète jamais.
Buster'ın aynısını tekrarlamadığı 12 farklı şovu var.
On applaudit Buster Franklin!
Tamam, Buster Franklin için alkışları duyalım!
L'équilibriste à la limace fait maintenant une imitation fétide de Buster Keaton!
...... sümüklüböcek cambazı da Buster Keaton'ın zayıf bir taklidini yapıyor gibiydi...
Oui, Buster.
Pekala Buster.
Oui.
Tamam, Buster.
Ça va Buster.
Tamam, Buster.
Si je vois de la viande foncée, celle de ton cul la rejoindra!
Bir parça bile kırmızı et görecek olursam, kıçına tekmeyi yersin, Buster.
Appelez-moi Buster.
Bana Buster deyin, herkes öyle der.
On fait le tour de la piste...
Buster'a binerim ve arenanın etrafında dönerim.
Et ton cheval? Ça ne va pas.
Buster nasıl?
Bronco Billy McCoy et son cheval Buster!
Gelmiş geçmiş en hızlı silahşör en sıkı adam Bronco Billy McCoy ve atı Buster karşınızda!
Allez :
Aferin. Hadi, Buster, otur.
Viens, Buster.
Gel, Buster.
Buster, sors-le de là.
Frenchy'yi getir.
Qu'est-ce que tu fais?
- Hey, buster, na'ber?