Translate.vc / French → Turkish / Bât
Bât translate Turkish
61 parallel translation
Un animal de bât à l'arrière.
Arkaya geçip bir grup hayvan alın.
Nos chevaux de bât se sont sauvés avec notre pitance. Et je me suis démis l'épaule en tombant.
Yük beygirlerimiz tüm yiyecekle beraber kaçtı, ben de attan düştüm ve omzumu sakatladım.
Chepei, laisse les chevaux de bât, dispersez-vous... et à la tombée de la nuit, entrez dans le camp un par un.
Capey. Adamlarını al ve ne oluyor bir bak.
Je dois être un bât... un enfant illégitime.
Sanırım ben bir... Sanırım gayrimeşru bir çocuktum.
Dommage d'en faire un cheval de bât.
Bir sütçü beygiri için fazlasıyla iyi!
Je t'en donne 5 pièces d'argent. Achète-toi 5 chevaux de bât.
5 gümüş. 5 gümüş veririm!
C'est là que le bât blesse M. Biegler.
Şimdi Bay Biegler'ın etekleri tutuştu.
Et avec une sorte de bât, ou de languette rabattue.
- Katlanır kapaklıydı.
Sur mon cheval de bât.
Yük atımın üzerinde.
Pourquoi ne monterais-je pas le cheval de bât?
Neden yük atına binemiyorum?
C'est là que le bât blesse, n'est-ce pas?
Zaten tüm mesele bu, değil mi?
C'est là que le bât blesse.
İşte deliliğiniz burada.
Elle savait où le bât blesse.
Bir erkeği incitmeyi iyi biliyordu.
C'est là où le bât blesse.
O doğru işte.
Tu sais où le bât blesse?
Derdin ne, biliyor musun?
- Ma pierre bât tes ciseaux!
- Taşım makasını ezer!
C'est là où le bât blesse.
Asıl önemli olan bu, değil mi?
"C'est là que le bât blesse..."
İşte oda...
Le coeur bât trop vite.
Kalbim ağzıma geldi.
Leurs vies dépendent de conditions très rares propres à cette planète. C'est fâcheux. C'est tout? Veuillez expliquer la situation aux Enkarans. - C'est là que le bât blesse.
- Şimdi, görüyorsunuz, burada bir problemimiz var.
C'est là que le bât blesse.
- Benim canımı sıkan da bu.
"Dieu sait pour qui mon coeur bât"
Bu verilen söz benim aşkımdan senin aşkınadır,
"Dieu sait pour qui mon coeur bât"
Sevgilim olarak ben seni seçtim Artık aramızda uzaklıklar yok.
"Dieu sait pour qui mon coeur bât"
Bu verilen söz benim aşkımdan senin aşkınadır, artık ayrı kalmayacağız.
Pensez subliminal.
Biraz bâtınî düşün!
Oh mon Dieu, oh mon Dieu, mon coeur bât si fort!
Oh, tanrım. Oh, tanrım kalbim çok hızlı atıyor... Çizgi filmlerdeki gibi,
C'est là que le bât blesse
Şimdi anlaşamadığımız noktaya geldik.
Deux hommes, peut-être avec des chevaux de bât ou des mules?
Mesela at sırtında iki adam ya da birkaç at veya katırla da olabilir.
- Ton coeur bât-il encore?
- Kalbin hala atıyor mu?
Et c'est là que le bât blesse.
Ki sorun bu değil mi? Anladım.
En vous bât le cœur d'un grand leader.
İçinde büyük bir liderin kalbi var.
T'as coupé mon copain en deux, bât...
Arkadaşımı ikiye böldün piç.
C'est là où le bât blesse.
Zaten işin çirkin yanı da orası.
Mais lâ où le bât blesse, c'est que alors que moi, je suis né sous le soleil de l'Empire britannique, vous, mademoiselle, êtes venue au monde sous les nuages de l'Allemagne.
Teknik olarak, evet. Ama esas sorun şurada. Ben Britanya İmparatorluğu'nun güneşi altında doğmuşken siz, Bayan Mann Almanya bulutunun altında doğmuşsunuz.
Prépare le cheval de bât.
Yük beygirini hazırlayın.
Everett, prends les sacs du cheval de bât.
Sen de Allie. Everett.
C'est là que le bât blesse.
Hoş olmayan yanı da bu.
Voulant nous ramener aux jours sombres de l'ignorance et des superstitions.
Bizleri, cehalet ve bâtıl inançlarla kokuşmuş o eski karanlık günlere geri götürmek istiyorlar.
Comment savez-vous que votre coeur bât encore dans votre poitrine?
Kalbinin göğsünün altında attığını nereden biliyorsun?
Je suis si heureux, mon cœur bât la chamade. Et je transpire. Et je peux plus respirer.
O kadar mutluyum ki kalbim çarpıyor ve terliyorum ve nefes alamıyorum.
C'est là où le bât blesse.
İnsanlar o zaman incinir.
Je m'en bât les couilles de qui a fait ça.
Kimin yaptığı umurumda değil.
C'est là que le bât blesse.
Bay Westlake, Vicky'ye zarar vermek isteyebilecek herhangi bir kişi var mı?
Vraiment. Ils travaillent comme un cheval de bât dans une mine.
Gerçekten, onu bir madendeki yük beygiri gibi çalıştırıyorlar.
C'est là que le bât blesse.
- Ama açıklık getiremedim şey şu :
C'est là où le bât blesse.
Büyük sorun var.
Possible syndrome d'écrasement, on lui a donné 4 de morphine, rythme caridaque à 130, son BP bât à 110, 2 litres de saline.
Muhtemel ezilme sendromu var. Dört doz morfin verdik. Nabız 130, el ile ölçülen kan basıncı 110, 2 litre de serum verdik.
- Non, c'est là que le bât blesse.
- Hayır, sorun da bu.
Trop bien pour un cheval de bât.
Ama yüküm...
C'est là où le bât blesse : 30 000 $
- Otuz bin. - Kim bu adam, Jesse James'mi?
"Dieu sait pour qui mon coeur bât"
Benim bu kalp atışlarımı Allah duyuyor. Kalbimin seni ne kadar istediğini..