Translate.vc / French → Turkish / Cache
Cache translate Turkish
16,839 parallel translation
Vous voulez que je cache aux parents les fautes de leurs enfants?
Yani, sosyal medyadan bir çocuğun hatalı davranışını öğrenirsem ailesine söylememeli miyim?
Ce sont vos parents! Cache l'herbe!
Sizinkiler geldi!
Une femme fuit un tueur et se cache.
Kadının biri bir katilden kaçıyor ve saklanıyor.
Je rassemble tout le monde et les produits concernés, mais je cache les étiquettes
Herkesi odaya çağırıyorum. Odada bütün markalar olur. - Ama etiketleri size doğru çevirmiyorum ki önyargı sahibi olmayasınız.
Elle est en vie et va bien et se cache à Zagreb.
Yaşıyor ve Zagreb'te saklanıyor.
Celui qui se cache à Nidaros pendant que les Baglers brûlent nos terres.
O Kral ki Baglerlar bizim topraklarımızı yakıp yıkarken Nidaros'ta saklanan.
Mais je pense qu'il se cache jute dans l'armoire.
Ama bence dolapta saklanıyor.
Il faut qu'on cache des armes en plus.
Bunlar dursun ama birkaçını saklayalım.
Et je l'ai retrouve a Alexandria, cache dans une maison.
Sonra Alexandria'daki saldırıda da ortaya çıktı.
Tous deux rappellent Ce que cache le linceul :
" İkisi de yitip giden bir şeyden bahsedip durur.
"Je le cache rarement."
"Nadiren saklarım bunu."
le tueur est un chauve qui le cache.
Katil gizli bir kel.
Et votre cache-œil.
Ve göz bandın.
Cache-toi.
Saklan.
Prenez le passage cache
Saklı yoldan git.
On doit savoir où est la résistance que tu as dirigé contre Pike se cache.
Pike'a karşı düzenlediğin direnişin nerede saklandığını bilmeliyiz.
Quoi qu'elle se cache, je vais le trouver.
Her ne saklıyorsa bulacağım.
Peut-être qu'elle le cache, pour faire croire qu'elle n'a pas été violée.
Belki de sadece rol yapıyordur, bilemezsin. Tecavüze uğradığını saklamak falan gibi.
On n'a pas pu s'équiper à l'Institut, mais on sait que nos ancêtres avaient une cache par ici.
Enstitü'de silahlanamayız ama atalarımızın buralarda bir yere zula sakladığını biliyoruz.
À cause de tes insuffisances, on se cache tels des esclaves.
Senin yetersizliklerin yüzünden, şimdi köleler gibi saklanıyoruz.
Celui qui se cache dans les profondeurs, je t'appelle.
Derinliklerde saklanan seni çağırıyorum.
Ça cache ton odeur, ça les détourne de toi.
Kokunu gizlemene yardımcı olur, Onları da uzaklaştırır.
Vous me direz où Vandal Savage cache sa fortune et nous allons vous laisser partir d'ici sans être inquiété.
Vandal Savage'nin parayı nerede sakladığını söyleyin, biz de sizi rahat bırakalım.
"Il cache ses blessures" "Mais il est perdu"
# Gününden bezmiş # # Kendinde değil #
Qu'est ce qu'il cache de si précieux?
Burada nasıl bir hazine saklıyorsunuz?
Parce que, malgré ton chagrin, tu m'as caché la mort d'Augusta tant que je n'étais pas prête.
Çünkü sen acı çekerken bile hazır olmadan August'ın ölümünü öğrenmeyeyim diye çabaladın.
Et je vous ai gardé caché.
Bana yalan söyledin.
- Avec des œufs colorés caché dans un lapin géant. - Maman! - Maman.
- Anne, anne.
Le garçon vit caché dans une ferme sur notre territoire.
Bu oğlan burada, bizim bölgemizdeki bir çiftlikte saklanıyor.
Savage a caché ses agissements tout au long de l'Histoire, mais le professeur Aldus Boardman est le premier expert au monde.
Savage hamlelerini tarihten gizli tutmuş. Ama Profesör Boardman, dünyanın önde gelen Vandal Savage uzmanı.
T'as caché mon téléphone pour avoir mon numéro, c'est ça?
Numaramı alabilmek için telefonumu sakladın değil mi?
Oh, J'étais tellement bien, mais en fait j'étais un alcoolique caché.
Çok iyi gidiyordum. Ama meğer gizli alkolikmişim.
- T'as caché d'autres corps?
- Başka cesetler de sakladığını söyleme.
Heureusement, mon ami Max m'avait caché un autre secret...
Neyse ki dostum Max, benden bir sır daha saklamıştı...
Lisa a caché une dangereuse héroïnomane dans son placard!
Lisa dolabında tehlikeli bir eroin bağımlısını saklıyor!
[Moque] Lorsque la jungle était épaisse, vous avez caché dans les collines.
Orman genişken, tepeler ardına saklanırsın.
Pourquoi ne t'ont-ils pas mieux caché d'yeux si innocents?
Neden seni böylesine masum gözlerden sakınmadılar?
Ils ne m'ont pas attrapé car je me suis caché.
Ama beni yakalayamadılar çünkü çalılara saklanmıştım.
Ma mère m'a dit avoir caché quelque chose à quelqu'un.
- Annem bir şey sakladığını söylemişti.
- Une cache d'armes.
- Silah zulası.
On doit l'arrêter avant que ce Dieu caché ne draine l'énergie de l'Oeil contenue dans Jenny.
Saklı kalanın gözün enerjisini Jenny'den çıkarmadan önce onu durdurmalıyız.
Quelque chose qui pourrait nous aider à traquer Pandore et le Caché.
Elimizdeki bu şey Pandora ve saklı olana ulaşmamızı sağlayacak.
- Pour l'instant, je dois continuer à traquer Pandore et le Caché, et mettre un terme à leur maléfice.
- İlk önce, Pandora ve Saklı Kalanı aramaya devam etmeli ve kötülüklerine bir son vermeliyim.
Elle m'a caché sa grossesse durant 6 mois.
Hamileliğini benden altı ay sakladı.
- Tu me l'as caché!
- Hasta olduğunu söylemedin ki bana!
Si Vaughn ne savait pas, et si le président l'a caché... C'est forcément un proche.
Eğer Vaughn bilmiyorsa ya da başkan ona söylemediyse başkana yakın biri olmalı.
Pour n'avoir rien dit sur la maison, de vous avoir caché des choses.
Ev ile ilgili bir şey söylemediğim ve bazı şeyler sakladığım için. - Tanrım, aptalın tekiyim.
Le tigre avait caché sa proie au fond d'une mare bourbeuse pour la protéger des mouches à viandes.
Kaplan, avını eşek arısı ve et sineklerinden korumak için, bir çamura saklamıştı. Biz de bunu ağaçlardaki bir izden belirledik.
Le passage d'origine est caché par ici.
Esas geçit burada gizli. Umarım eminsindir.
- et caché dans ton vestiaire.
Ben yapmadım.
J'ai passé toute la cérémonie caché sous un banc.
Bütün zamanımı kilise sırasının altında saklanarak geçirdim.