English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Callie

Callie translate Turkish

1,307 parallel translation
Mon frère est mort là-bas, car il n'y avait pas assez de médecins.
Abim orada öldü. Çünkü yeterince doktor yoktu, Callie.
- Mais... - Je ne peux pas, Callie.
- Ben yapamam, Callie.
Callie, j'ai quelque chose à te demander.
Callie, sana birşey sormak istiyorum.
Qui était-elle?
Kadın kimmiş? Callie Esterhaus.
Callie Esterhaus, serveuse au Winberrie's.
Winberries'te garsonluk yapıyormuş.
- Vous étiez amie avec Callie?
- Callie ile arkadaş mıydınız?
- Callie Esterhaus?
- Callie Esterhaus mu?
Nous, on est sur Callie Esterhaus. Vous vous souvenez?
Çünkü biz Callie Esterhaus'un davasına bakıyoruz.
Elle connaissait aussi Callie?
Zor bir gün geçirdi de. O da Callie'yi tanıyor muydu?
- Je sais qui a tué Callie Esterhaus.
- Hangi davayı? - Callie Esterhaus'u kimin öldürdüğünü biliyorum.
Pour commencer, Callie Esterhaus est morte à 20 h 35, pendant la pièce de Julie.
Her gün oradan yemek yiyor. Herşeyden önce, Callie 8 : 35'te öldü, ki bu da Julie'nin gösterisi sırasındaydı.
Si elle apprenait pour Callie, elle le quittait et sa carrière était finie.
Eğer kadının Callie'den haberi olsaydı, onu terkederdi.
Le temps pour Hannigan de remonter deux pâtés de maisons et de jeter Callie Esterhaus du balcon.
Tam da Hannigan'ın 2 blok koşup, Callie Esterhaus'u balkondan itmesine yetecek kadar bir süre.
Il ne s'agit pas de la critique ni de la mort de Callie Esterhaus.
Aşın bunu artık. Konumuz o eleştiri ya da Callie Esterhaus'a olanlar değil.
J'ai parlé avec Callie des résidents de Mercy West hier soir.
Dün gece Callie'yle Mercy West'teki asistanlarla ilgili konuştum.
- et moi Callie, qui demande son poste.
Ben de işini geri isteyen Callie olacağım. Sen Callie'sin.
- Je me souviens que Callie était là.
Yine de beni durdurmadı.
Tu ne dois pas contaminer Callie et Jo Jr.
Callie ve Jo Junior'i hasta etmene izin veremem.
Et Callie a dit qu'elle aiderait.
Callie yardım edeceğini söyledi.
Ce soir, tu vas sortir avec Callie et moi.
Bu gece Callie ve benimle dışarı çıkacaksın... kızlar gecesi.
- Pas très sociale. - Où est Callie?
- Bu pek de sosyal bir olay değil.
Elle qui chouine pour avoir un gamin.
- Callie nerede? - Çocuk yapmak için sızlanıyordu.
On sort avec un patient en état critique.
Amirim bir ses duydum. Dr. Callie Torres.
- Callie me regarde dormir.
- Callie uyurken beni seyrediyor - Ne?
Pas de pression mais Callie et Arizona ont une vie. "
Çok önemli değil ama, Calie ve Arizona da rahat etmek istiyorlar
CHIRURGIE ORTHOPÉDIQUE
- DR. CALLIE TORRES - Ortopedist
Callie, on ne va pas emporter un gaufrier au Malawi, et on ne va pas le laisser au garde-meuble pendant trois ans.
Bak Callie, Malawi'ye giderken yanımızda bir ızgara götürmeyeceğiz ve üç yıl boyunca depoda kalırsa da kimsenin işine yaramayacak.
- Callie...
Callie...
- Nous devons vérifier vos appels.
Callie'nin mazereti geçerli.
Raccroché.
Peki ya Callie?
Voyez-vous, je me fie aux preuves, où qu'elles mènent, et, en tant que flic, j'étudierai toute explication rationnelle.
Ama dönüp geçmişime baktığımda, seni bir kaç başarımdan biri olarak sayarsam umarım sorun etmezsin. Bana Callie'den bahsetmen gerekirdi.
Une nuit, je suis allée aux toilettes...
Callie'yi görmeye gitmiş. Tanrım...
"La soirée est vraiment parfaite." Jenny s'est un peu emballée. "Vous vous mariez quand"?
Eğer 8 milyon dolarım varsa neden Callie ile çekip gitmedim?
- Comment va Kelly?
Callie nasıl?
Alex lui a dit. Et Kelly aussi me l'a dit.
Ona da Alex söylemiş ve Callie de bahsetmişti.
- Kelly te l'a dit? - Oui.
- Callie sana mı bahsetti?
Contente-toi de veiller à ce que Callie fasse ses devoirs.
Yalnızca, Callie'nin ödevini yaptığına emin ol.
Je pige, je crains, je suis une garce coincée et snobinarde, et Callie me déteste.
Tamam anladık. İğrenç biriyim. Kibirli, kendini beğenmiş yellozun tekiyim.
Tu peux laisser tomber et me parler de l'opération?
Ayrıca Callie bir daha benimle hiçbir şey yapmak istemiyor. Artık şu konuyu kapatsan da lanet ameliyattan bahsetsen diyorum.
Callie et moi on emménage juste ensemble.
Ben ve Callie beraber taşınmaya karar verdik.
CALLIE : On arrive.
Yukarı çıkacağız.
Callie m'a appelé.
Callie beni aradı.
Je pense qu'elle parle de Callie.
Bence Callie ile olanı soruyor.
Callie est enceinte de Mark.
Callie Mark'ın çocuğunu taşıyor.
J'aime Callie, et Mark est humain et il a un bon capital génétique, vu qu'il est à la fois beau et intelligent.
Callie'yi seviyorum, Mark ise bir insan ve genlerinin iyi olduğu çok açık. Çünkü hem yakışıklı, hem de akıllı biri.
Moi, c'est Callie Torres.
Ben Callie Torres.
Callie?
Callie?
- Tu es Callie.
- Evet.
- avec un autre médecin.
Callie de oradaydı.
Callie!
Callie.
Callie, Yang a dit où elle était?
Callie, Yang'in nerede olduğunu bili...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]