Translate.vc / French → Turkish / Callisto
Callisto translate Turkish
93 parallel translation
Les cratères qui émaillent Callisto, la lune de Jupiter... témoignent d'anciennes collisions au-delà de Mars.
Jüpiter'in uydusu Callisto, binlerce kraterle doludur. Mars'ın ötesinde eski çağlarda kalma çarpışmalara dair açık kanıt.
C'est quoi, un Callisto?
" Calisto nedir?
Io, le plus secret des quatre. Europe. En s'éloignant de Jupiter...
İo, en içteki uydu Europa uydusu ve Jüpiter'den uzaklaştıkça Ganymede uydusu ve en dıştaki büyük Callisto uydusu.
Nous prenons des photos... du grand bassin de Callisto.
Araç dönüyor ve fotoğraf çekebiliyoruz işte Callisto'nun çukurlu yüzeyi.
Callisto.
- Callisto. - Pekala...
Et la seule façon de le faire, c'est en versant le sang de Callisto.
Ve bunu yapabilmemin tek yolu Callisto'nun kanı ile.
Il n'y a eu qu'une poignée de survivants. Callisto en faisait partie.
Ve sadece bir avuç hayatta kalan vardı... belli ki Callisto onlardan birisiymiş.
Séparons-nous pour chercher Callisto.
Hadi ayrılalım ve Callisto'yu arayalım.
Mort à Callisto!
Callisto'ya ölüm! Ölüm! Ölüm!
On aura ta peau.
Seni alacağız, Callisto!
Je vais t'échanger contre Callisto.
Sana sahip olduğum zaman, senin için Callisto ile pazarlık yapacağım.
Je suis contente que tu aies sauvé Callisto.
- Callisto'yu kurtardığın için mutluyum.
- "L'effet Callisto".
- Calisto Etkisi.
"L'effet Callisto" est vérifié.
Calisto Etkisi. Bu gerçekten doğru.
Je sais marcher tout seul.
Evet, evet, ben Callisto gibi değilim. Kendim ilerleyebilirim, Savaş Tanrısı.
Par Callisto, une femme.
Callisto tarafından... bir kadın.
Ca, c'est l'histoire de Callisto.
Ama bu Callisto'nun hikayesi.
Callisto?
- Callisto mu? - Evet.
Callisto n'est pas un amour.
Ve... Callisto benim sevgili kediciğim değil.
Callisto!
Callisto.
- Callisto sait que Solan existe.
Callisto Solan'ı biliyor. - Ama nasıl?
- Comment tu as fait?
Bunu nasıl yaptın, Callisto?
Viens voir tatie Callisto.
Callisto Teyzenle tanışmaya gel.
Callisto ne peut pas être à deux endroits à la fois!
Anlamıyorum! Callisto bile bir seferde iki yerde birden olamaz.
Callisto?
Kim, Callisto mu?
Pardon, mais j'ai aidé Callisto à se libérer.
Üzgünüm, Annecim. O bendim. Callisto'nun çıkmasına ben yardım ettim.
Si Callisto apprend que j'ai parlé, elle me tuera!
Eğer Callisto anlattığımı öğrenirse, beni öldürecektir! Yapacaktır!
Elle nous a prévenus.
Zeyna, o bize Callisto'nun planını verdi.
Callisto lui a dit ce qu'elle voulait qu'on sache.
Callisto bizim duymamızı istemeyeceği hiçbir şeyi ona anlatmaz.
Je l'ai envoyée chez Kaleipus pour la protéger de Callisto.
Bu yüzden Kaleipus'un kulübesine yolladım, böylece Callisto'dan güvende olabilecek.
Callisto va arriver, on a besoin de toi.
Zeyna, Callisto geliyor. Yardımına ihtiyacımız var.
Callisto a dû le tuer. J'ai eu peur et je me suis sauvée.
Callisto'nun yaptığını düşündüm, bu yüzden korktum ve kaçtım.
Ca ne pouvait être que Callisto.
Callisto olmalı.
Tu te trompes.
Yanılıyorsun, Callisto.
Elle ne peut pas adorer Callisto.
Callisto'ya tapan biri olduğuna inanamıyorum.
On l'a empêché et Callisto a pris un prêtre à sa place.
Biz içeriye adım attığımız zaman, Callisto diğer rahiplerden birini almaya karar verdi.
Callisto pourrait devenir une vraie déesse adorée dans des temples?
Sonunda Callisto'nun diğer Tanrılar gibi olmasının mümkün olduğunu düşünüyor musun... tapınakları ve takip edenleri ile?
Mon chou, tatie Callisto t'a apporté une friandise.
Merhaba, bal kabağı. Callisto Teyzen sana küçük bir ikram getirdi.
- Depuis que tu as gâché la fête.
Callisto'nun küçük partisini böldüğünden beri.
Notre Callisto veut faire école, mais c'est une novice.
Görünen o ki mahalledeki yeni çocuk kendi soyunu yaratmak istiyor.
Callisto a tué Stavros avec une épée trempée dans ce sang et elle est entrée dans l'autre monde.
Callisto, dişi geyiğin kanı hançerini kullanarak Strife'ı ( Anlaşmazlık Tanrıçası ) öldürüyor ama... ve sonra Herkül, diğer dünyanın kapısından içeriye doğru onu zorluyor.
Callisto veut tout, pas seulement des temples.
Callisto birkaç tane tapınak için geri gelmedi, o hepsini istiyor.
- Ce n'est pas une déesse.
Callisto gerçek bir Tanrı değil.
Je sais, tu veux être sacrifiée à Callisto.
Hayır, biliyorum. Callisto'nun tapınağı için kurban edilmek istiyorsun.
- Qui est Callisto?
- Callisto da kim?
Il ne s'agit pas de Callisto?
Callisto için kurban edilmeyeceğini mi demek istiyorsun?
Ce n'est pas Callisto!
Bu Callisto ile ilgili değil.
On fera ce qu'il faut, mais je dois d'abord m'occuper de Callisto.
Mümkün olan, yapabileceğimiz herşeyi yapacağız. Ama ilk önce, Callisto ile anlaşmak zorundayım.
Elle s'appelle Callisto.
- Onun adı Callisto!
Que veut-elle?
Callisto ne istiyor?
Callisto a kidnappé Gabrielle en s'enfuyant.
- Callisto kasabadan çıkarken onu yakaladı.