Translate.vc / French → Turkish / Capa
Capa translate Turkish
290 parallel translation
Basil, je suis parfaitement capa...
Basil, ben gayet başarılı...
Tu sais ce qui fait la grandeur des gens comme... comme Robert Capa?
Robert Capa gibi fotoğrafçıları büyük yapan neydi biliyor musun, Rich?
Un jour, je veux faire une photo comme Capa.
Bir gün ben de Capa'nınki gibi bir kare istiyorum.
Il est inerte pour des heures!
Gemiye adam gönder. - Çapa zincirleri ve aletler için.
- Où est l'ancre?
- Çapa nerede?
L'ancre, l'ancre.
Çapa, çapa.
Et l'ancre?
Çapa nerde?
La chaîne d'ancre grince! Trop rouillée!
Bu kir pas içindeki çapa zinciri kimin ola?
Je me vois déjà, marchant sur ta propriété avec un taille-gazon pour 50 cents par semaine et de nouvelles pantoufles à Noël.
Kendimi bahçende, elimde çapa ot ayıklarken..... görebiliyorum. Cebimde 50 sent ve terliklerimle.
Ils lui dirent de prendre 3 cordes :
Ona, yanında 3 tane çapa ipi götürmesini söylemişler.
Et vous savez en quoi la troisième était faite.
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı.
J'ai terminé de biner.
- Bana gösterdiğin gibi çapa yaptım.
L'ancre?
Çapa mı?
Callahan, il n'y a pas d'ancre hors de l'eau.
Callahan, o çapa değil ki.
L'ancre était-elle dans le bateau ce matin?
Anne. Bu sabah çapa kayıkta mıydı?
Vous dites ça parce qu'on l'a tué avec une ancre?
Çapa ile öldürüldüğü için mi böyle söylüyorsunuz?
- Il a été tué avec une ancre.
- Şey, bir çapa ile öldürülmüş.
Comment le savent-ils?
Çapa olduğunu nereden biliyorlarmış?
Une ancre utilisée comme arme?
Cinayet silahı çapa mıydı?
L'ancre est levée.
Çapa çekildi, efendim!
Je vais à L'avant me baigner, je tiendrai la chaîne de l'ancre, vous n'avez qu'à rester à l'arrière, si vous voulez?
Ben öne geçip çapa zincirini takayım, siz burada arka tarafta kalıp... ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız.
Il n'y a qu'un veilleur à bord.
Sadece çapa gözcüleri var efendim.
Mon navire était encore ancré dans la baie.
Gemim hâlen körfezde çapa atık bir hâldeydi. - Tüm tayfa vazifeye!
Achetez vos billets pour la loterie.
Çapa oyunu için biletlerinizi alın.
Bonjour. lls vendent des billets de loterie, en bas.
Günaydın. Aşağıda çapa oyunu için bilet satıyorlar.
Le célèbre forgeron prospère de jour en jour
# Çapa ve tırmık Pulluk ve balta
Le skipper en a acheté une neuve.
Kaptan sahile inip başka bir çapa aldı.
Le skipper était sûrement au courant.
Eğer çapa kullanıldıysa kaptan mutlaka bilir.
Il s'agit d'une ancre.
Bir çapa alımıyla ilgileniyorum.
Aux Açores, vous avez acheté une ancre.
Yol üzerindeki Azores'te durdunuz ve yeni bir çapa aldınız.
Voyez Jonas soulevé comme une ancre et jeté à la mer, dans les affreuses mâchoires qui l'attendent.
Ve Yunus'u bir çapa gibi kaldırıp azgın dev balıkların beklediği denize attılar.
Ils lâchent une ancre dans le brouillard, pour voir si on est au-dessus de la mer.
Suyun üzerinde misin karanın üzerinde misin anlamak için çapa atıyorlar.
merci tu nous a donné un sacré spectacle t'as pas l'air content je fais jamais les choses à moitié de toute évidence je vais pas revenir en marchant t'es obligé de me garder
Teşekkürler. Ama, nasıl çapa kullanacaksın? Tamam, cevap yok.
- L'ancre! Jetez l'ancre! - Vu!
- Çapa, çabuk demir at.
Regardez, six cylindres, alésage de 11,5 cm, une course de piston de 14 cm...
Son model altı silindiri 11,5 santim çapa 14 santimlik uzunluğa sahiptir.
On a jeté l'ancre et elle s'est coincée.
Motoru onarabilmek için demir attık. Şimdi de çapa sıkıştı.
Maintenant, je ne fais plus que des bêches et des sarcloirs.
Şu günlerde... sadece kürek ve çapa döven taşralı bir demirciyim.
Tu as déjà tenu une bêche?
Bu ellerle çapa tuttun mu?
Ils ne déploient pas de drapeaux rouges, ils n'agitent ni houes, ni bêches.
Ne kızıl bayrak taşıyorlar,... ne de çapa kürek sallıyorlar yani?
Une bêche, une houe, ou bien une faucille?
Tırmık mı... Çapa mı... Orak mı...?
Faudrait une binette pour lui curer sa crasse.
Çapa biri gerekli olacağını temizlemek için.
Voilà qui devrait faire un bon point d'ancrage.
- İyi bir çapa noktası ayarlamak gerekiyor. - Evet.
Sean, tu as dejà fait l'ancre?
Hey, Sean, Daha önce şimdiye kadar çapa takmadın mı?
- Moi je l'ai dit! J'ai dit Mille sabord, t'est un vieux rapace,
Ben gidelim diyorum, seni aptal fare, seni çapa olarak kullanmadan önce.
Pourquoi restez-vous au large au lieu de rentrer au port?
Neden denize Çapa atıyorsunuz, limana gitmelisiniz.
Il faut des ancres et tout ça dans le kiosque à souvenirs.
Hatıra eşya dükkanında bir kaç çapa falan bulunmasını sağlayın.
C'est ça que Capa saisissait :
Capa'nın yakaladığı buydu.
J'ai pris une ancre pour l'hameçon, et une tête de bœuf pour l'appât.
Çengel yerine çapa, yem olarak da bir boğa başı kullanmıştım.
Tu veux bien sortir déterrer des pommes de terre?
Tekrar dışarı çıkmak ister misin? Biraz çapa yaparsın?
Je dois jeter l'ancre.
Çapa atmalıyım.
C'est une ancre trop lourde pour un homme.
Bir adamı yerine bağlayan bir çapa gibi.