Translate.vc / French → Turkish / Capitan
Capitan translate Turkish
54 parallel translation
- Oui, Capitan? Dites aux hommes que nous allons passer la nuit ici.
Adamlara geceyi burda geçireceğimizi söyle
Je me demandais quand El Capitan se mettrait à jouer du pistolet!
Ben de Bay Kaptan ne zaman mantar silahını ateşleme fırsatı bulacak diye merak ediyordum.
A El Capitan, un porc avait appris à aboyer contre les étrangers.
El Capitan'daki bir arkadaşım vardı. .. domuzu yabancılara havlardı.
Tu essaies de nous éloigner de Capitan, car tes hommes... les hommes de Murphy nous attendent à Lincoln!
Kaptan dağlarından uzaklaşma nedeni, adamların orada olmamasıdır. Murphy'nin adamları! Onlar, bizi Lincoln'da bekliyor, değil mi?
Désolé, mais le record d'escalade de cette paroi n'est pas près d'être battu.
El Capitan Dağı'na tırmanma rekorunu kırmam mümkün değil.
De moi-même, capitan.
Kendi kendime Kaptanım.
Vous allez suivre ce baveux contre Capitan Crochet?
Bu sersem, Kaptan Hook'la savaşamaz.
Si je peux escalader une montagne... je peux faire marcher notre affaire.
El Capitan'ın tepesine 1 8 saat 23 dakikada tırmandım. Bunu da becerebilirim.
El Capitan? Il doit cirer sa jambe de bois.
- Belki de tahta bacağını cilalıyordur.
Parle au Capitan.
Kaptanla konuş!
El capitan.
El capitan.
Keith était au parc de Yosemite pour escalader El Capitan.
Keith, El Capitan'e tırmanmak için Yosemite'e gitti.
"T-Or", mais le plus beau : "El Capitan".
- T-Para " diyenler de var ama en çok El Capitan olarak tanınıyorum.
ICI REPOSE AUSSI LE CAPITAN C. ROCCO DI CASTELGRANDE
YÜZBAŞI C. ROCCO DI CASTELGRANDE BURADA YATMAKTADIR.
Les Glaciers sont responsable de la présence de beaucoups de falaises, mais peu sont aussi épiques... que "El Capitan".
Birçok falezin oluşumunda buzullar etkilidir. Ama ancak birkaç tânesi bunun kadar destansıdır. El Capitan.
C'est la glace qui a crée "El Capitan" Le plus grand défi dans l'escalade rocheuse.
El Capitan'ı kaya tırmanışı için imkânsız hâle getiren buzdur.
on l'appel "El Cap the Big Daddy".
Biz El Capitan'a "Koca Adam" diyoruz.
"Leo" a dû trouver un refuge que "El Capitan" offre rarement.
Leo, El Capitan'daki tutunacak birkaç platformdan birini bulmalı.
certains se préparent a grimper "El Capitan" pendant la nuit, espérant une autre escalade demain.
Bazı dağcılar geceyi El Capitan'da geçirmek için hazırlanıyor. Yarın tırmanmayı umut ediyorlar.
Capitan!
Kaptan!
- Capitan...
Yüzbaşı.
Ce qui est dingue, c'est le pressing d'El Capitan.
Sarsıcı olan El Capitan'ın tam saha pres yapması.
Jake Taylor marque un panier et fait gagner son équipe contre El Capitan.
Jack Taylor'dan basket!
Dans l'enveloppe, il y avait une clé d'hôtel. Au El Capitan.
Zarfta, El Capitan'a ait eski tip otel anahtarından bulduk.
- D'accord, okay, Le Capitaine.
- Tamam, pekala El Capitan.
- Que deux fois par semaine. - J'ai escaladé El Capitan en 1979.
- Ben de 1979'da El Capitan'a tırmanmıştım.
Permission de baptiser les toilettes, el capitan?
100 numara'ya gitmek için izin istiyorum kaptan
Il a pris El Capitan!
El Capitan'i de almış.
J'ouvre un compte d'épargne au nom d'un dénommé El Capitán.
El Capitan için bir banka hesabı açtım.
Un dernier versement à El Capitán.
El Capitan için son bir ödeme.
Capitan Mi
Kaptan.
- Elle a été accostée hier par un paparazzi à la sortie du film "Man of Steel" à L.A.
- Dün gece paparazi kadını rahat bırakmamış. Los Angeles El Capitan'da Çelik Adam'ı izledikten sonra.
Escobar Entenza, capitán de la Marine de Sa Majesté catholique.
Estobar Entenza, Majestelerinin Katolik Donanması'nın kaptanı.
Capitán Hornblower?
Kaptan Hornblower?
Son capitán ne sait rien de cette alliance.
Onun kaptanının da ittifaktan haberi yoktu.
Capitán, vous... vous plaisantez.
Kaptan, siz şaka yapıyorsunuz.
- Capitán, ça ne peut être vrai!
- Kaptan, bu doğru olamaz.
Le capitán est resté tout seul.
O tek kişi kaptandı.
Oui, Capitán.
Haklısınız, Yüzbaşı.
II a raison, Capitán.
Haklı, Yüzbaşı.
Capitán, ce ne sont pas celles de Webster.
Yüzbaşı, bunlar kesinlikle Webster'ın değil.
Mi capitán, pas d'autre navire en vue.
Kaptanım, görünürde hiçbir gemi yok.
Capitán, capitán, je l'entends.
Komutanım, komutanım duydum.
Con permiso, Capitán.
İzninizle, Capitán.
Buenos dias el capitan.
- İyi günler, kaptan.
Ce qu'il y a, El Capitán, c'est que je vais récolter les fruits d'un an de boulot.
Tek bir şey söyleyeceğim : Büyük Patron. Son bir senenin karşılığını alacağım sonunda.
Alors, passe-moi ta déglingue sur les noix.
Sanırım... sen benim taşaklarımı Derekyala, Capitan.
Docteur Nivara.
- Que pasa, Capitan? - Dr. Nivara.
Aye, aye, Capitán.
Emredersiniz kaptan!
Muy bien. Muy bien, Capitán.
- İyiyim, iyiyim yüzbaşım.
Oh, no, Capitán.
Olmaz yüzbaşım.