Translate.vc / French → Turkish / Carpé
Carpé translate Turkish
377 parallel translation
Il est muet comme une carpe.
Hiç konuşmaz.
Je serai muet comme une carpe.
Ağzımdan tek kelime alamazlar.
Benny est le bookmaker de Stephens. Et il est muet comme une carpe!
Bahisçinin şebekenin içini bileceğini sanırsın ama bu tam bir kapalı kutu.
Je serai muet comme une carpe.
Ben de boş boğaz biri değilimdir. Böyle bir işe atıldık mı, bir mezar kadar sessiz olurum.
Mais quand il s'agit de vendre mon talent, je deviens muet comme une carpe.
- İnsanlara nasıl iyi miyim demeye gelince dilim tutuluyor
Même une carpe ne tomberait pas amoureuse à cet âge!
Bunu en saf olanlar bile bilir!
Moi, en'13, j'ai pêché une carpe miroir de 18 livres!
Ben bir aynalı sazan yakaladım. 9 kilo geldi!
Mais c'est cette vieille carpe.
Bak sen, bu yaşlı kuku değil mi?
Comme une carpe hors de l'eau.
Kızgın tavadaki bir çekirgeden bile daha çok susadım.
Une petite carpe.
Küçük bir sazan.
Il n'y a rien de meilleur que la carpe pour Shabbat.
Cumartesileri, en iyisi balık yemektir. Bilemiyorum.
Eh bien, la vérité, c'est que la carpe a sauté.
İşin gerçeği sazan zıpladı.
La carpe?
Sazan mı?
Cette carpe, c'est... La réincarnation de mon mari.
Sazan kocamın reankarne hali.
Il allait toujours pêcher la carpe.
Hep sazan avlamaya giderdi.
Quand quelque chose de mal arrive, la carpe saute.
Ne zaman kötü bir şey olsa, sazan zıplar.
J'entends sauter la carpe.
Sazanın zıpladığını duyuyorum.
Il n'y a plus de carpe.
Sazan falan yok.
Ne suis pas cette carpe.
Sazanı takip etme.
Foutue carpe!
Lanet olası sazan!
Qu'est-ce que tu regardes? On dirait une carpe!
Ne için bir balık gibi, ağzını açıyordun?
Et il persiste à rester muet comme une carpe.
Biliyor. Aldebar Midyeağızlar kadar sıkı ağızlı.
Une carpe.
Sazan.
Vous avez reçu une carpe en cadeau.
Birisi sizin için bunu getirdi, Doktor.
Une carpe?
Sazan mı?
Mademoiselle. Votre père veut donner cette carpe à Madame.
Bayan Shizu, doktor getirilen sazanları bu kadının almasını istiyor.
Eh bien, M. "le Traître sans patrie", tu es aussi muet qu'une carpe,
Eee " Her vaziyetin hain adamı? Ölü bir böcek gibi sessiz kaldın.
Il ne t'arrivera rien, je serai muet comme une carpe.
Sana hiç birşey olmayacak, teminatın benim.
Je serai muet comme une carpe.
Bir balık kadar sessiz olacağım!
Carpe, vous remplacerez rouget.
Altın Sazan, görevi devralmaya hazırlan.
- Il est muet comme une carpe.
Ketum biri ne der ki?
"le plus petit d'entre eux, qui ressemble à une carpe, " semble sur le point de dévorer le plus gros,
Sazan şekilli küçük olan büyük olanı yiyip bitirme niyetinde gibi görünüyor.
À carpe diem, dis amen Tu ne le regretteras pas.
Günü yakala, pişman olmazsın.
À carpe diem, dis amen Tu ne le regretteras pas
Günü yakala, pişman olmayacaksın
Le bateau vogue vers l'Île de la Carpe d'or.
Yarasa adasında ne işleri olabilir ki? Genç efendi Yuan...
Mais après l'Île de la Carpe d'or.
Yarasa adasına gidecek biri.
Le diable avec la carpe y avait arpenté, mais la corde a cassé.
Şeytan'ın Yelesi'ne ne kadar var?
Le pape mange bien de la carpe farcie le vendredi.
- Elbette öyle. Papa Cuma günleri balık köftesi yer, değil mi?
Je fais un saut de carpe et je me transforme en cygne.
Sonra uçarcasına kuğu atlayışını yaparsın.
On m'a dit que le sang de carpe est le meilleur remède, pour une femme dans sa situation.
Zamanında birisi sazan kanının annenizin durumundaki bir kadın için... en iyi şey olduğunu söylemişti.
Carpe?
Ne?
Carpe?
Sazan mı?
Je ne savais pas toutes ces choses à propos du sang de carpe.
Ya, bu sazan kanı işini gerçekten anlamadım.
Et pourquoi voulez-vous tant cette pauvre carpe?
Bana neden bu balığı istediğinizi söyleyecek misiniz?
M. Pak a dit que le sang de carpe était la seule chose qui pouvait l'aider.
Ve Bay Pak sazan kanının ona iyi gelecek tek şey olduğunu söyledi.
Sans cette carpe, ma mère va aller encore plus mal.
O olmazsa, annem daha da kötüleşecek ya da...
Portez la carpe à votre mère.
Sazanı annenize götürün lütfen.
On a bien fait de l'attraper cette carpe, non?
Şu sazanı almakla iyi ettik, değil mi?
Je suis sûr qu'il va tout dire à Papa pour la carpe. Papa va nous gronder, c'est ça?
Bahse girerim babama nasıl balığını... çalmaya çalıştığımızı anlatacak.
Yentl, du brochet ou une carpe?
- Yentl, turna mı sazan mı? - Sazan
- Une belle carpe.
- Güzel bir sazan.