Translate.vc / French → Turkish / Cat
Cat translate Turkish
16,788 parallel translation
Avo... cat.
Avu kat.
- Ne parlez pas de Cat!
- Cat hakkında konuşma ulan!
Cat, j'ai besoin de ton aide.
Cat, yardımına ihtiyacım var.
- Salut Cat.
- Selam Cat.
Snap, crac, pop!
Bam, güm, çat!
Vous avez entendu parler de la fusillade de la casse?
Hurdalıktaki silahlı çatışmayı duydun mu?
Il y a eu une fusillade.
Silahlı çatışma oldu.
La fusillade fait suite à la tension croissante entre les gangs latinos et noirs et à une fusillade dans une casse de Harlem.
Bu saldırı, siyahi ve Latin kökenli sokak çetelerinin Harlem'deki bir hurdalıkta silahlı çatışmaya girmesinin ardından yaşandı.
Certains habitants craignent que ces échanges de tirs n'entachent ce que beaucoup appellent la nouvelle renaissance de Harlem.
Yerel halk silahlı çatışmaların artmasının Yeni Harlem Rönesansı hareketine de darbe vuracağı görüşünde.
Une autre fusillade ce matin est liée à tout ça.
Bu sabah tüm bunlarla ilişkili bir çatışma daha yaşandı.
T'as survécu à la même fusillade que moi?
Aynı çatışmanın içinde değil miydik?
Il y a eu une fusillade ce matin.
Bu sabah bir çatışma vardı.
Même l'été, quand c'était la folie, avec des fusillades un jour sur deux, le salon était un havre de paix.
Sürekli suç işlenen yaz aylarında her gün çatışma olan dönemlerde bile dükkan hep güvenliydi.
Ne confonds jamais la bataille et la guerre.
Çatışma ile savaşı karıştırma.
On a la preuve que les armes de la fusillade de la casse étaient dans ce hangar.
Hurdalıktaki çatışmada kullanılan silahların o depoda olduğunu biliyoruz.
Info du jour, une fusillade survenue à Harlem hier soir.
Günün öne çıkan haberi ise dün gece Harlem'de meydana gelen silahlı çatışma.
Suite à l'agression d'une ambulance, une course-poursuite a fini en échange de coups de feu.
Ambulansın yoldan çıkarılmasının ardından silahlı çatışmanın yaşandığı kadın kliniğine doğru kovalamaca başladı.
Il veut un hélico sur le toit.
Çatıya bir helikopter istiyor.
Je veux éviter de refaire Règlement de compte à O.K. Corral.
Bu işin O.K. Corral çatışmasına dönmesini istemiyorum.
Jusqu'au penthouse.
Hadi, çatı katına çıkalım.
- Frank. - A Quito, cet homme dans la rue ne sait pas que demain, en plus des coups de feu et des attaques aléatoires la menace d'une guerre chimique plane au-dessus de la ville.
- Quito'daki insanlar, silahlı çatışmalar, artan şiddet olayları ve kimyasal gaz tehdidi karşısında gelecekten ümitsiz.
Donc si on doit se battre de nuit, on va avoir besoin d'une garantie, non?
Yani gece çatışmak durumunda kalırsak sigortamız olmak zorunda.
{ \ 1cH00ffff } Je vais devoir nettoyer la gouttière. { \ 1cH00ffff } Réparer la boîte à lettres.
Buradayken temizlemem gereken çatı giderlerini görebiliyorum
Il y a une sortie par le toit?
Çatıdan çıkış var mı?
Ce serait encore mieux de les voir, elle et maman, mettre leurs pieds sous sa table au lieu de sous la mienne.
Annemle beraber eşinin çatısı altında yaşamaya başladıklarında bana da büyük lütuf edecekler.
Si on les affronte, on ne se rendra jamais à Jérusalem.
Silahlı çatışmaya girersek Jerusalem'a asla varamayız.
La cible va passer dans votre ligne de mire.
Çatıya çık. Hedef, görüş alanından geçecek.
Son attitude sur le toit.
- Çatıdaki davranışlarından dolayı.
Il est tombé du toit.
Çatıdan atladı.
ASCENSEURS NORD - 10 MN Vous avez une ravissante suite, la 2016.
10 dakika içinde. Size 2016 numarada çatı katı süiti ayırdık.
Tu devrais aller dans le grenier.
Çatı katına çıkmalısın.
Toit Ouest, sortie de secours!
Batıdaki ek çatı, yangın çıkışı!
Je suppose parce qu'elle était en bas avec l'équipe kidnapping / torture, j'étais sur le toit à tuer des religieuses.
Sanırım alt kattaki... kaçırma / işkence ekibindeydi... ve ben çatıda rahibelerin öldürülmesindeydim.
Une fusillade.
Silahlı çatışma.
La dernière chose dont nous avons besoin est un autre fusillade dans les rues.
En son istediğimiz şey sokakta başka bir çatışma olması.
Sous la cape et les sourcils froncés, c'est le même ennemi qu'on a passé nos vies à combattre.
Cübbesinin ve çatık kaşlarının altında tüm hayatımızı savaşarak geçirdiğimiz düşmanın aynısı.
Dans cet environnement, les jeunes éléphants de mer se retrouvent parfois au milieu des combats, ce qui les met en danger.
Bu çatışmalı ortamda yavru ayıbalıkları da bazen arada kalıp zarar görürler.
Les invités verront qu'on a besoin d'un toit.
Nasıl işe yarayacak? Herkese açıkça neden çatıya ihtiyacımız olduğunu göstermiş olacak.
En espérant que le reste du toit tiendra bon.
Çatının geri kalanının çökmemesini umarız.
Le toit coûte plus de 10 000.
10 bin çatıya bile ancak yetecek.
Qui fait le toit?
Kime yaptırıyorsunuz bu çatıyı?
Il y avait énormément de couloirs et de petites pièces. Greniers.
Pek çok koridor, küçük oda ve çatı odaları vardı.
Ou jeté d'un toit?
Çatıdan mı atmıştım?
Et je ne suis pas sereine à l'idée de dormir sous le même toit qu'un meurtrier notoire.
Ve ben de senin gibi kötü şöhretli bir suç baronuyla aynı çatı altında yaşamak istemiyorum.
- Compris. Allons sur le toit tout de suite!
- Hemen çatıya çıkalım!
... l'assassin a été jeté du toit. Il est tombé ici, et s'est relevé devant nous.
... suikastçi çatıdan itildi ve tam buraya düştükten sonra hepimizin önünde ayağa kalktı.
Alors pourquoi il est venu au commissariat hier soir pour embrocher notre capitaine?
O zaman neden dün gece GCPD binasının çatısında baş komiserimize kılıçla saldırdı?
Il montait sur le toit pour voir cette Selina.
En son çatıya çıkarken gördüm onu, Selina'yı görmek istiyordu sanırım.
Si on veut commencer notre bureau secret sur le toit, on a besoin d'équipement.
Çatıda gizli bir ofis başlatacaksak, ekipmanlara ihtiyacımız var.
Je dis Terry, je rentre à travers le toit et je fais du repérage.
Bence Terry ve ben çatıdan girip ortalığı kolaçan edelim.
Ok, Sergent, tout le monde sait que tu es un super héros, donc tu nous descends à travers cette verrière, puis tu voles jusqu'en bas et tu nous rattrapes.
Pekala Çavuş, herkes senin kahraman olduğunu biliyor bu yüzden sen Scully'i ve beni şu çatıya indir sonra uçarak aşağıda bizimle buluş.