Translate.vc / French → Turkish / Caté
Caté translate Turkish
619 parallel translation
- Tu sèches le caté?
- Ya Kilise'nin Yaz Okulu?
- Tu as séché le caté?
- Kilise Yaz Okulu'nu ektin.
- Ma carte de caté.
- Bu benim kilise kartım.
Comment un mec qui va au caté pourrait mentir sur son âge?
Kilise kartı olan biri yalan söyler mi? Sakin davran.
On m'a pas appris ça au caté. C'est marrant.
Hıristiyanlığın temelleri dersinde bunu görmemiştik.
On va lui faire un caté pour en être sûrs.
Emin olmak için kateter uygulayacağız. Şanssızlık.
Préparez un caté de 4 French
4'luk fransızla hazır bekle.
- C'est vous qui aviez le caté bouché.
- Ah, sen kateterinde sorun olansın.
Dix minutes de retard après le caté et c'est la cata.
İncil dersinden on dakika geç dönsem, sinirleri tepesine çıkıyordu.
Pour mon tour de magie Chrétien préparé avec ma copine du caté.
{ \ 1c00FFFF } Dinci kız arkadaşımın çalışmama yardım ettiği... { \ 1c00FFFF }... tüm Hıristiyan sihir gösterilerimi de yapacağım.
- Pourquoi je vais plus au caté?
Neden İncil Dersine gidemiyorum?
- Je veux retourner au caté.
- Ben İncil Dersine gitmek istiyorum!
- Tu fais quoi, pendant le caté?
- İncil dersi sırasında ne yapıyorsun?
Elle vient plus au caté, car ses parents sont hippies.
Neden İncil Dersine girmediğini biliyorum. O'nun anne babası hippi olmuşlar.
C'est pas le sac de pièces jaunes qu'on planque au caté!
Ev dolusu esrarı bir tutam uyuşturucu mu sandınız?
Le service religieux tous les dimanches, le caté deux fois par semaine, la colonie adventiste en été, pas de chair impure ni d'huiles hydrogénées.
Haftada bir kilise ayinleri. Haftada iki İncil dersi. Andeventist yaz kampı.
Je m'occupe du caté.
Ben Pazar Okulu'nda öğretmenim.
Non, Jerry va avec moi au caté, il nous laissera rentrer.
Önemli değil. Jerry pazar günkü sınıfımda, girmemize izin verir.
CATE VABIEN. - CAPITAINE!
Kaptan!
SI CATE PLAIT PAS, TU DIS NON. MAIS SI TU DIS OUI, IL FAUDRALE FAIRE BIEN.
Zorunlu değilsiniz, ancak kabul ederseniz, iyi bir iş çıkarmalısınız.
- Cate?
- Cate?
Cate?
Cate?
Cate, elle est si malheureuse.
Cate, kızın çok üzgün.
Cate, arrange tes filles.
Cate, kızları düzelt.
- Cate, elle manque l'école.
- Okulunu kaçırıyor Cate.
Cate, prends la releve.
Sıra sende Cate.
- Cate a repris le travail.
- Cate tekrar çalışmaya başladı.
Quelle a été ton erreur, Cate?
Nerede yanlış yaptın Cate?
J'irai au bal avec le garçon que tu préferes, ce qui revient au meme que d'etre punie.
- Cate? - Senin istediğin çocukla gideceğim... -... ki o da ceza sayılır zaten.
Je m'en occupe, Cate.
Tamam, alırım ilacı Cate.
Pour Paul, Cate et Rory, laissez un message.
Paul, Cate veya Rory'i aradıysanız mesaj bırakın.
La journée a été pleine de défis. Mais j'ai su les relever.
Biraz zor bir gündü Cate.
Cate, sais-tu quel est le score du match?
Cate maçın sonucunu bilmiyorsundur, değil mi?
Non, je suis allé aux musées et a la bibliotheque.
Hayır Cate, kütüphane ve müzelere baktım.
Tu n'es pas avec M. Cate et le bébé, cette fois?
- Bu yolculukta, Bay Cate ve bebekle birlikte değil misin?
On est pas au caté.
Bugün Pazar.
C'est pourquoi vous devez acheter Kite!
Bu yüzden "Cate" almalısınız.
Cate, ça va?
Cate, Cate, iyi misin?
- Y a quelqu'un avec vous?
Cate, orada yanında biri var mı?
Allez, Cate. Finissons-en.
Hadi Cate halledelim şu işi.
Je suis sûr qu'elle va bien.
Eminim iyidir. Cate?
Elle était déjà dans le coma.
Cate çoktan komaya girmişti.
Cate?
Cate.
Cate est là!
Cate geldi.
- Ouais, Cate l'a mentionné.
- Cate ondan söz etti.
- Ouais, Cate l'a mentionné.
- Evet, Cate bahsetmişti.
- Cate qui?
- Hangi Cate?
Cate va me tuer si on ne les embarque pas bientôt.
Cate bir an önce onları yollamazsak beni öldürür.
- Cate, laisse-les faire.
- Bırak yapsınlar Cate.
- Il a raison, Cate.
- Haklı. - Şefiniz nerede?
Con-sti-tu-tion dé-li-cate.
Güzel bir fikir.