Translate.vc / French → Turkish / Changes
Changes translate Turkish
1,852 parallel translation
On fait un crochet par ton foyer pour que tu te changes.
Otele odana uğrayıp üstüne bir şeyler alalım.
Et il ne veut surtout pas que tu changes.
Kendinden başka biri gibi olmana gerek yok diyor.
- Que tu changes d'avis.
- Senin kararini.
Ok, mais si tu changes d'avis, tu sais où je suis.
Fikrini değiştirirsen, neredeyim biliyorsun.
Si tu changes, ça pourrait être la part de toi qui me suit dans le hall, tentant de me changer?
Değiştiysen, bu, koridorda peşimde dolaşıp beni değiştirmeye çalışan parçan olabilir mi
Elle sait quand tu changes ton boxer pour un slip, mec.
Ne zaman bokser kullanmaktan don kullanmaya geçtiğini bile bilir.
Si tu changes d'avis, Jenny Lewis sait où je suis.
Eğer kararını değiştirirsen, Jenny Lewis beni nerede bulacağını biliyor.
Notre marché intérieur s'émiette... Les spéculateurs misent sur le Marché des changes...
"Ve konut piyasasında parçalanma var." "Spekülatörler hammadde fiyatlarını yukarı çekiyorlar."
- Tu le changes?
Üstünü mü değiştiriyorsun?
Regarde-toi, tu changes jamais.
sana baksana John, hiç değişmedin.
Tu réalises que si tu changes le futur, ton père, toi et Sam ne deviendrez jamais des chasseurs,
Eğer geleceği değiştirirsen baban, sen ve Sam asla bir avcı olmayacağınızın farkındasın.
Voici ma carte, si tu changes d'avis.
Buyur benim kartım fikrini değiştirsen kullanırsın.
Ok, si tu changes d'avis...
Tamam, o zaman, eğer fikrinizi değiştirirseniz...
Tu ne changes pas, hein?
Bir nebze olsun değişmedin, değil mi?
A propos de cet héritage, je le garde pour toi, au cas où tu changes d'avis.
Ve şu güvence- - Onu fikrini değiştirirsin diye saklayacağım.
Ça te dérange si je reste dans le coin au cours des prochains mois pour voir si tu changes d'avis?
.. bir kaç ay etrafında olup, fikrini değiştirip değiştirmediğine bakabilir miyim peki?
Je te file 100 dollars si tu changes de sujet
Başka birşeyden bahsedersen sana 100 kağıt veririm.
Bien, à chaque fois que j'évoque le mariage, tu changes de sujet.
Ne zaman düğünden söz açsam lafı değiştiriyorsun.
Tu changes pas...
Bu benim görevim.
Je crois que Philly accepterait que tu changes le nom.
Ama bence Philly buranın ismine değiştirmene izin verir.
Je prépare quelque chose pendant que tu te changes.
Sen üstünü değiştirinceye kadar ben hazırlarım.
Si tu changes ça, peut-être que tu ne rencontreras pas le Docteur.
Bunu değiştirdikten sonra ya Doktor'la karşılaşmazsan?
Si tu changes d'avis, toi aussi, Belle, la porte restera ouverte... tant que vos cuisses le sont.
Pekala, eğer fikrini değiştirirsen, sen de, Belle, kapım size her zaman açık, bacaklarınız da açık olduğu müddetçe.
Tu sais où me trouver, si tu changes d'avis.
Fikrini değiştirirsen, nerede olduğumu biliyorsun.
- Tu changes de bureau?
- Ofisi mi taşıyorsun, Murray?
Si tu changes d'avis, tu sais où je suis.
Eğer fikrini değiştirirsen nerede olduğumu biliyorsun.
Ne change pas de personnage quand tu changes d'action.
Tom, sırf ben oyununu değiştir dedim diye başka bir insana dönüşme.
- Il faut que tu changes de chambre.
Bu olamaz. Odanı değiştirmen lâzım.
On va aller à la bijouterie, pour te choisir une bague avant que tu ne changes d'avis. - Quoi?
Sen fikrini değiştirmeden kuyumcuya gidelim, hadi.
- Ouais, et toi tu changes de sujet!
- Evet sen de konuyu değiştiriyorsun.
Surtout si tu changes d'homme.
Özellikle de hayatına giren yeni bir adam olduğunda.
Appelle-moi si tu changes d'avis.
Eğer fikrini değiştirirsen beni ara.
Tu ne changes pas.
Sanki hiç gitmemişsin gibi.
Tu changes de sujet, maintenant?
Konuyu mu değiştiriyorsun?
Pourquoi tu changes mes textes?
Neden artık metinlerimi bana sormadan değiştiriyorsun?
Tu changes d'un instant à l'autre.
Bir anın öbür anını tutmuyor.
Si tu changes tes plans Je me mets sur les rangs
Fikrini değiştirecek olursan en başındayım sıranın.
Si tu changes d'avis. Je t'attendrai.
Fikrini değiştirirsen bekliyor olacağım.
Si tu changes, je t'en empêcherai.
Değişme. Asla. İzin vermem.
Mais prouve-lui que tu mûris, que tu changes.
- Güzel. Ona, artık büyüdüğünü, değiştiğini göstermelisin.
Tu changes, Linda.
Davranışların değişiyor Linda.
On a dû rater une étape. - Montre-moi comment tu changes...
Belki bir adımı atlamışızdır.
Préviens moi si tu changes d'avis.
Fikrini değiştirirsen söyle.
- Tu nous as changés.
- Sizin iyiliğinize!
Adam les a changés. Nous a changés.
Adam bu anıları değiştirdi bizim kim olduğumuzu değiştirdi.
Canaux changés.
Değiştiriyorum.
Ces pansements doivent être changés.
Bu sargıların değişmesi lazım.
Tu sais où me trouver, si tu changes d'avis.
Neyse fikrini değiştirirsen nerede olduğumu biliyorsun.
Tu changes de sujet.
- Lafı değiştiriyorsun.
Changés en espèces?
Nakit çekilmiş.
Des millions d'oiseaux, les ruisseaux changés en rivières, les plaines en lacs.
Milyonlarca kuş olur, dereler nehire, kurumuş ovalar göle dönüşür.