Translate.vc / French → Turkish / Changér
Changér translate Turkish
29,610 parallel translation
Donc, je peux changer le flux de données en changeant le ton du son.
Yani, sesi alçaltıp yükselterek veri akışını değiştirebiliyorum.
Vous le récupérez, nous savons que nous devons changer la façon dont nos actifs sont protégés.
Ele geçirirseniz, varlıklarımızı koruma yöntemimizi... -... değiştirmemiz gerektiğini bileceğiz.
Ce garçon, il était changer dans quelque chose.
O çocuk bir şeye dönüşüyordu.
Je sens que je suis en train de changer.
Gerçekten değiştiğimi hissediyorum.
- On doit te changer de bureau.
- Ofisini taşımamız lazım.
Quelqu'un qui voulait changer le monde.
Dünyanın daha iyi bir yer olmasını isteyen biriydi.
Je vais juste le changer à nouveau.
Tekrar değiştireceğim.
On avait toujours besoin de changer de carton.
Sürekli yeni kutu almak zorunda kalıyorduk.
Toutes les victimes y ont sûrement séjourné avant d'être adoptées et de changer de noms.
Burası kurbanların evlat edinilip isimlerini değiştirmeden önce kaldıkları yer olmalı.
Aujourd'hui, tout va changer.
Bugün her şeyi değiştirecek.
"Aujourd'hui, tout va changer."
"Bugün her şeyi değiştirecek."
Je dois vraiment changer ces draps.
Kesinlikle çarşafları değiştiriyorum.
Tu sais, peut-être que tu devrais écrire sur Mary pour changer sur ton stupide blog et arrêter de passer tout ton temps à écrire sur moi.
O saçma blogda Mary hakkında yazsan da benim hakkımda yazmakla vakit harcamasan keşke. - Neden bahsediyorsun?
Alors, allons changer de tenue.
O zaman şu sargıyı değiştirelim.
Le visage de ce pays est en train de changer, et il n'y a rien que personne ne puisse faire pour l'arrêter.
Bu ülke değişiyor ve kimsenin bunu durdurmak için yapabileceği bir şey yok.
Est-ce que notre relation est sur le point de changer?
İlişkimiz değişmek üzere mi?
Vous devez le faire changer d'avis.
Bunu takrar düşünmesini sağlayın.
- Vous allez changer d'avis.
- Bence fark ettiğini düşüneceksiniz.
Le temps sera scellé comme du béton, et rien ne pourra le changer comme c'était avant.
Zaman, çimento gibi kuruyacak ve hiçbir şey işleri eski haline getiremeyecek.
Après toute cette affaire de Ténèbres, même eux ont dû s'y résoudre, les choses doivent changer.
Karanlık ile olan olaylardan sonra o bile değişmemiz gerektiğini düşündü.
Peut-être qu'il est temps de changer.
Evet bunlarla idare edeceğiz artık.
Chérie, ton jeu de guitare pousserait Ulysse à changer de cap.
Hayatım gitar çalma şeklin Odesa'nın yelkenlerini başka yöne çevirmesine neden olur.
Étant donné les récentes agitations, j'ai pensé qu'une soirée tranquille serait sympa pour changer.
Şey, son zamanlarda yaşanan onca heyecandan sonra, Düşündüm ki sessiz bir gece geçirmemiz hoş bir değişiklik olur.
Mesdames, J'ai décidé que j'allais changer mon autographe.
Beckett. Tamam, bayanlar, imzamı Değiştirmem gerektiğine karar verdim.
Ou, je souhaiterais changer ma déposition.
Evet, İfademi düzeltmek istiyorum.
Hé, Ned veut changer sa déclaration.
Hey, Ryan, Ned ifadesini değiştirmek istiyor.
S'il y a une chose que je souhaiterais changer à propos de notre amitié... je ne t'aurais jamais arraché de cette rue à Amsterdam.
Arkadaşlığımızda değiştirmek istediğim tek şey ne biliyor musun? Şimdi olsa Amsterdam'da seni ezilmekten asla kurtarmazdım.
Étant donné que nous ne savons pas l'algorithme magique utilisé pour changer le code à barres, nous ne pouvons pas inverser ce qu'il a fait pour savoir ce que les codes-barres originaux sont vraiment.
Barkodu değiştirmek için kullanılan sihirli algoritmayı bilmediğimiz sürece yapılanı tersine çevirip orijinal barkodların... -... ne olduğunu bulmamız mümkün değil.
Les évènements se précipitent et tout va changer.
Olaylar hızla gelişiyor ve her şey değişecek.
Je vais te changer en élan, au sens littéral.
Seni geyiğe çevirebilirim, gerçek bir geyik.
Dis-moi, si tu ne veux pas changer, pourquoi je le devrais?
Söyle bana eğer değişmeyeceksen neden ben değişeyim?
À moins de changer votre style de vie.
Hayat tarzınızı değiştirmezseniz tabii.
Ton attitude m'a fait changer d'avis.
Biliyor musun, tavrın yüzünden fikrimi değiştirdim.
Si tu n'es pas prête à changer ça, alors on devrait peut-être s'arrêter là.
Bunu değiştirmek imkansızsa... belki vazgeçmemiz lazım.
Rien ne pourra changer ça, peu importe ce qu'ils feront.
Ne yaparlarsa yapsınlar, bu değişmeyecek.
L'équipe sur son appartement vient de changer.
Dairesindeki ekip bilgi verdi.
Le parfait Mike doit changer de lycée Parce qu'il a été pris en train de tricher.
Mükemmel Mike'ınız tezinde intihal yaptığı için üniversiteden atıldı.
Non, il pense vouloir de l'espace, mais je lui ferai changer d'avis d'ici la fin de la semaine.
Hayır, biraz kafasını dinlemeye ihtiyacı varmış, ama ben haftasonuna kadar fikrini değiştirteceğim.
Jeremy et moi on va changer le monde.
Jeremy ve ben dünyayı değiştireceğiz.
Si Jeremy veut changer le monde, il devrait commencer par être moins con.
Jeremy dünyayı değiştirmek istiyorsa aldığı dozu azaltmakla başlamalı.
Il m'a dit de changer de chambre.
Bana diğer odaya gitmemi söyledi.
Donc, si nous pouvons en quelque sorte refroidir le l'air qui alimente l'entonnoir, spécifiquement l'arrière, de 10 degrés, alors on peut changer cette tornade en une tempête de vent très sévère.
Yani bir şekilde hortumu besleyen havayı soğutursak özellikle arka kanat aşağı çekişi 15 derece soğutursak kasırgayı şiddetli fırtınaya çevirebiliriz.
Et du fait qu'elle essaie peut-être de me changer en quelqu'un d'autre.
Ameliyatları ve kazaları..... ve beni değiştirmek için yaptığı baskı ihitmalini.
Va te changer.
Git, üstünü değiştir.
Et changer mon bassin?
Bu mudur? Yatak lazımlığımı da değiştirecek misin?
Je dois changer la carte SIM.
SIM kartı değiştirmem gerek.
Ils ont dû faire changer les serrures.
Sonra da kilitleri değiştirmek zorunda kaldılar.
Mais si ça l'est, je pense que nous devrions changer la loi.
Ancak öyleyse, bence yasayı değiştirmemiz gerekiyor.
Bien, si tu n'es pas d'accord avec ma prise de décisions, peut-être que tu devrais changer de mission avec Homeland.
- Kararlarımdan memnun değilsen İç Güvenlik atamanı değiştirsen iyi olur belki de.
Nous avons eu votre message et sommes heureux de changer votre réservation et remplacer une chambre double par deux simples. "
Mesajınızı aldık ve rezervasyonunuzu bitişik odalardan ayrı tekli odalara çevirmekten mutluluk duyarız. "
J'ai un problème avec le fait de me changer en public.
İnsanların önünde soyunmakla ilgili biraz sorunum var da.