Translate.vc / French → Turkish / Chat
Chat translate Turkish
9,918 parallel translation
Pour vous, je suis le chat perdu, laissé au pas de votre porte pour qu'il reste protégé.
Sizin için, kapınıza sahiplenilsin diye konmuş bir kediyim ben.
- Le chat a surgi.
- Kedi birden ortaya çıktı.
Le chat a surgi.
- Kedi de birden çıktı.
Je ne trouve pas le chat.
Kediyi bulamıyorum.
- Harold, vous devriez savoir qu'il y a plusieurs façons de dépecer un chat.
Harold, bir şeyi yapmak için her zaman birden fazla yol vardır.
Pauvre chat.
Cama yazık oldu.
La lampe est tombée, et a électrocuté son chat, Gordito.
Lamba yere düştü ve kedisi Gordito'yu elektirik çarptı.
Surtout pour votre chat.
Özellikle de kediniz için.
Écoute, je peux te pardonner pour le chat.
Kediyi affedebilirim.
Il a foncé au milieu de la route derrière un mignon petit chat siamois qui vivait juste en face.
Yolun karşısında yaşayan küçük sevimli bir Siyam kedisinin arkasından yola fırladı.
Un chat a attrapé ta langue?
Dilini kedi mi yedi?
Salles de discussions, commentaires...
Chat odaları, tartışmalar, yorumlar...
- Et lui? - Il sent le chat?
- Kedi gibi mi kokuyor?
- Il a un chat?
- Kedisi var mı?
- C'est un chat?
- Yoksa kedi mi?
- Oui, c'est un chat, et il s'appelle "Allez voir un autre film".
- Evet kedi... ve adı da başka bir lanet filme gidelim.
Un gros chat de Bel-air a entendu dire que je tuais des baleines à Vegas.
Bel-Air'deki bir kodaman, Vegas'taki zenginleri mahvettiğimi duymuş beni alt etmek istiyormuş.
Mon chat, ça va?
İyi misin kedicik?
Un chat est enfermé dans une boîte avec un dispositif qui peut le tuer.
Öldürücü şeylerle birlikte bir kutuya kapatılan bir kedi vardır.
Le chat a une chance sur deux de mourir. Tant qu'on n'ouvre pas la boîte on ne peut pas savoir s'il est mort.
Yüzde 50 ihtimalle kedi öldürülmüştür ama kutuyu açana kadar bunu bilmene imkan yoktur.
Le chat est vivant ou il est mort.
Kedi ya ölüdür ya da diri.
Rien ne peut tuer ce chat.
O kediyi hiçbir şey öldüremez.
Bon, c'est le chat-tunnel.
Yo, oyunun adı ebeleme tüneli.
Tu es le chat!
Ebesin!
Un chat a fait sa litière, Ici, dans mes appartements.
Kedi odama tuvaletini yaptı.
J'appelle un chat un chat... Je ne veux pas revenir dessus.
Eğer ördek gibi yürüyorsa... onu koşu bandına almak istemem.
Attention aux poils de chat.
Dışında kedi kılı varmı diye bakmak isteyebilirsin.
Il ya ce chat bizarre au regard de laser dans les bonus.
bonus bölümlerde de lazer gözlü, feci tuhaf bir kedi var.
Je voulais voir comment la souris dansait pendant que le chat n'était pas là.
Kedi yokken farenin neler yaptığını öğrenmek istedim.
Un des premiers messages sur cette page était un chat entre Zoé et une autre fille.
0 sayfadaki ilk gonderilerden biri. Zoey ve baska bir kiz arasindaydi.
On joue au chat avec un lunatique.
Delinin biriyle kovalamaca oynuyoruz.
Je sais, mais je comptais sur l'argent, et là j'ai le loyer, et mon chat a ces cristaux dans ses urines.
Biliyorum ama o paraya güveniyordum ve şimdi kirayı ödemem gerekiyor ve kedimin sidiğinde şu kristal şeylerden çıkıyor.
Jed, si c'est pour ton chat, je vais...
- Jed, eğer konu kedinle ilgiliyse, seni...
Je préfère Le chat chapeauté.
Şapkadaki Kedi'yi daha çok beğenmiştim.
Des bidons de liquide de frein, une douzaine de sacs de litière pour chat, et du chlore en poudre.
Fren yağıyla dolu kutular, bir düzine kedi kumlu çantalar ve klor tozu.
J'ai peur que mon chat meurt.
Kedimin ölmesinden korkarım.
Je me suis fait mordre par un chat.
- Selam. Beni bir kedi ısırdı.
J'ai été mordu par un chat.
Beni kedi ısırdı.
Qui me disaient que le chat avait fugué parce que j'avais essayé l'alcool?
Ya da alkol denediğim için kedi kaçtı diyenlere?
Je me suis fais mordre par un chat, Deb.
- Beni kedi ısırdı, Deb.
Mettez vos masques de chat et vos ailes de doigts.
- Şimdi lütfen herkes kedi maskelerini ve parmak kanatlarını taksın.
Avec ces masques de chat, nous te rappelons que cet endroit ne peut plus être ta maison, mais avec le battement de ces ailes, nous nous joignons symboliquement à ton envol dans le monde.
Bu kedi maskeleriyle, artık burasının evin olamayacağını hatırlatıyoruz ama bu kanatları çırparak da doğal yaşama uçuşuna sembolik olarak eşlik ediyoruz.
Quand c'est un chat ou une banane ou un T-shirt qui te fait penser avoir perdu plus de poids que ce qui est le cas.
Yani kara kedi, kararmış muz, veya kilo vermişsin gibi gösteren siyah tişörtler kötü anlamdadır.
sur le jeu OVert Target as-tu déjà communiqué avec quelqu'un du nom de "Minidanger"
Overt Target chat odasında, "Minidanger" denen biriyle iletişim kurdun mu?
Hé, je suis juste en train de communiquer avec Minidanger dans une autre salle de chat.
Çocuklar, aslında şu an başka bir chat odasında Minidanger ile konuşuyorum.
Et ces plateformes d'appel?
Chat odaları?
Trois fois que j'insulte Minidanger de chat n'a qu'une couille, il ne répond toujours pas.
Üç defa Minidanger'a düşmemiş kedi testisi diye hakaret ettim, ama hala cevap yok.
C'est le chat du maire, Sapristi.
Bu belediye başkanının kedisi, Vay Anasını.
"Le chat reconnaissant s'est marié avec le super flic."
"Minnettar kedi kahraman polisle evleniyor."
Le jeu classique du chat et de la souris.
Klasik kedi fare oyunu.
Vous connaissez le chat de Schrödinger?
Schrödinger'in Kedisi'ni biliyor musun?