Translate.vc / French → Turkish / Chie
Chie translate Turkish
1,507 parallel translation
Très bien, chie sur ma théorie.
Güzel, teoirimin içine sıç,
- Je chie dessus!
- Hepsinin canı cehenneme!
- J'en chie pour qu'il ne tue plus.
Ben de bir daha kimseyi öldürmemesi için yırtınıyorum ya!
C'est la merde, ça chie!
Bu çok saçma dostum. Bu çok boktan bir şey.
Bébé, ça fait juste bizarre parceque t'es trop habitué à ce que la vie te chie dessus.
Bebeğim, biraz garip çünkü hayatın her zaman ağzına sıçmasına alışkınsın.
- Je chie un coup.
- Tuvaletimi yapıyorum.
Ca vous plairait que je chie devant votre maison?
Köpeğin evimin önüne pisliyor, gözlerin görmüyor mu?
- Regarde-moi ça! - Un chien a chié!
köpek bahçeye pislemiş!
C'est un peu comme une mouche qui chie sur du poivre, si vous voyez c'que j'veux dire.
Söylemek istediğimi anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zor sanırım.
Tu te souviens quand on a voyagé dans les Adirondacks, et que Smokey le chien a eu tellement peur du tonnerre qu'il a chié partout dans ma voiture?
Adirondacks'a gittiğimiz yolculuğu hatırlıyor musun? Hani Smokey yıldırımdan korkmuştu da arabanın dört bir yanına sıçıp batırmıştı.
Tu sais comme elle en chie pour avoir droit au parloir intime?
Paula görüşme için kaç tuvaletin pisliğini temizliyor biliyor musun?
Écoutez. Quand on se chie dessus, faut ramasser après.
Eğer kaka yapmayı becerebiliyorsan külotunu da temizlemeyi becereceksin.
- Oui, et il se chie dessus.
Evet, ve donuna da sıçıyor olabilir.
Je chie dans mon froc, me précipite dans la maison et appelle la police.
Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Neredeyse donuma sıçıyorum. Ben de hemen içeri kaçıp 5-0'ı aradım.
Ce singe, il chie partout. Mais elle s'en fiche.
Maymun her yere sıçıyor ama onun umurunda değil.
Je chie dans ma culotte.
Korkuyormuşum.
Tous les soirs, il chie dans son froc. Je t'assure.
Dinle, o adam her gece mutlaka altına kaçırıyor.
Je chie sur chacune de tes précieuses fleurs, voilà!
Senin yetiştirdiğin her bitkiye tek tek sıçayım.
Je chie un coup.
- Sıçıyorum.
Depuis, je chie des crêpes.
O zamandan beri gözleme şeklinde sıçıyorum.
Dans le dernier film, tu as chié dans la camionnette et maintenant, tu peux chier dans une limousine.
Son filmde, minibüsün içine sıçmıştın, şimdi de limuzinin içine sıçmalısın.
Chie ou dégage du pot.
Bir karar ver artık!
Je chie dans ta main.
Ah, kıçını yumruklayacağım.
Ça coûte une fortune et tôt ou tard, ça vous chie sur la gueule.
Sana bir servete mal olur ve eninde sonunda eline sıçar.
Tu connais l'expression : "Ne chie pas où tu manges"?
Alan, sen hiç "Yemek yediğin yere pislemeyeceksin" diye bir söz duymadın mı?
Aimeriez-vous que je vous chie dessus, M. Bush?
Üstünüze sıçmamı ister misiniz, Bay Bush?
Si tu le remontes, je chie dedans.
Eğer yukarı çekersen ben de içine tuvaletimi yaparım.
J'ai chié dans le sac de la directrice... 7 fois.
Müdürün çantasına bok koydum,... 7 defa.
J'ai pas chié depuis six jours.
Altı gündür bağırsaklarımda tık yok.
Ce type n'a pas chié depuis une semaine.
Bu herif bir haftadır sıçmamış.
Ils se sentent mieux après avoir chié.
Ben sıçtıktan sonra daha iyi hissediyorum.
J'en ai chié, mais j'ai réussi à l'ouvrir.
Lanet olasıca beni zorladı ama açtım.
Il a chié dans ce trou.
Bu lanet yeri mahvetmiş.
Ce con de drogué de Mazursky a chié sur le tapis du salon.
O lanet olası keş Mazursky gelmiş ve salondaki halının tam ortasına tuvaletini yapmış.
Tu as chié la foudre!
Gök gürültüsü sıçtın.
Alors je tire sur son doigt, et au lieu de péter, il s'est chié dessus, ce morveux!
Külotuna kakası bulaşmış. İnanılacak şey değil.
Il s'est chié dessus dans son lit!
- Orada resmen sıçıyor.
J'ai déjà chié dans mon froc une fois ce mois-ci.
- Ah, evet. Bu ay zaten sıçtım ben donuma, gerek yok yani.
Alors vous avez encore chié dans vos pantalons?
Altınıza ettiğinizi biliyorum..
T'es vraiment chié, toi!
Beni hatırlamadın mı? İncindim!
Je me suis chié dessus.
Size tuvaletim var dedim ve şimdi altıma yaptım.
J'ai chié dans mon froc.
Sonunda altıma yaptım.
Tu te souviens de la fois chez Mickey où elle a chié du balcon?
Mickey'nin orayu hatırlıyor musun balkona serildi ve büyük bir esrar içmişti?
T'as vraiment chié là-dedans?
Gerçekten oraya mı işeyeceksin?
- Tu t'es chié dessus.
Altına sıçtın yalnız!
- Je me suis chié dessus, pour de bon.
Altıma sıçtım resmen.
Ne te la joues pas Dracula en te cachant et en surprenant les gens, je me suis presque chié dessus.
İnsanlara sinsice yaklaşıp Drakula rolü yapma, neredeyse altıma yapıyordum.
Je chie.
Sıçıyorum.
Tu m'as chié dessus!
Bana kötü davrandın.
Et le reste du monde m'a chié dessus! Je ne pouvais pas m'occuper de toi.
Herkes kötü davrandı.
Lois, je ne voulais pas gâcher ta matinée mais... J'ai chié dans ma couche, c'est un vrai bordel là dedans.
Lois, senin sabahını mahvetmek istemiyorum ama... bezime fışkırttım ve yukarıda pislik bir şekilde duruyor.