Translate.vc / French → Turkish / Chéque
Chéque translate Turkish
104 parallel translation
"J'espére que vous l'accepterez, de même que le chéque ci-joint..."
Umarım kabul edersin, yardımların içim yazdığım çek de- -
Prenez alors le chéque de 5 000 dollars... que je pense que vous méritez... et disparaissez définitivement.
Sonra hak ettiğini düşündüğüm 5000 doları al ve bir daha gözükme.
Oui, tu appelles parce que mon chéque a une semaine de retard.
Aramanın sebebi çekin bir hafta gecikmesi, değil mi?
Je suis Mme Ferguson et postez-moi mon chéque.
Ben Bayan Ferguson. Çekimi postayla gönderebilirsiniz.
- Par chéque?
Çek ile mi ödedi?
Pourriez-vous me donner du liquide contre un chéque?
Bana bir çek bozabilir misiniz diye soracaktım.
Voici le chéque de £ 200.
İşte, 200 £'luk bir çek.
Je vous donne de l'argent. Je vous fais un chéque.
Size para vereyim, çok para, bir çek yazayım.
J'ai pris un chéque au type du resto.
Hamburgerciden bir çek aldım.
T'as accepté un chéque.
- Bütün paramız için çek mi aldın?
Ça va. C'est un chéque.
- İyi işte.
Tu lui as donné l'argent? II m'a fait un chéque.
- Bana çek verdi.
Jamais de chéque!
Asla çek alma!
Va á la banque et donne-leur le chéque.
- Sıradan bir çek gibi. Bankaya gidiyorsun ve çeki veriyorsun.
Tu vas déposer un chéque. Ils te disent : "Papiers d'identité?"
Sana "Kimlik görebilir miyim?" diyorlar.
Tu nous as donné un chéque.
- Çeki hatırladın mı?
Tous les coups sont permis. ll n'y a pas d'arbitre ni de chéque pour le perdant.
Teksas kanunları yasak değil. Ne hakem var, ne de kaybedene çek.
Je t'aurais fait un chéque. Je ne veux pas de ta charité.
- Sadakaya ihtiyacım yok.
Un chéque, ça va?
- Çek olur mu?
Un papier signé a valeur de chéque.
Harry, bir fiş çek gibidir.
Sa femme encaisse le chéque. Il part à Las Vegas avec le fric.
Karısı çeki bozdurur ve adam parayla Las Vegas'a gider.
Liquide ou chéque?
Nakit mi, çek mi?
Tout ce qu'ils veulent c'est une bonne conscience. et un gros chéque.
Herkesin istediği rahat bir vicdan ve dolgun bir maaş çekidir.
Il lui envoyait son chéque chaque semaine.
Her hafta ona para gönderirdi.
Et si tu vas pas guérir la maladie, fais un chéque aux gamins!
Hastalığı tedavi edemeyecekseniz, çocuklara para verin bari!
J'ai votre chéque de la comptabilité.
Muhasebeden son çekinizi aldım.
- L'autre nom sur ton futur chéque de paye.
Ya da senin maaşını ödeyen kişi.
Craig. je suis juste passé déposé le chéque de paye de votre mére.
Sadece annenin ödeme çekini bırakmak için uğradım.
J'avais plus rien sur ma carte de crédit pour régler le coiffeur, et le loueur de limousines a refusé un chéque.
Saçımın ücretini ödemeye çalışırken kredi kartım ilginç bir şekilde limitini doldurmuştu. Limuzinci de şahsi çeki kabul etmedi.
Fais-nous un chéque de 300000 $, et on s'en va gentiment.
300 bin dolarlık bir çek yazarsan, kibarca gideriz hemen.
M. Whitman a votre chéque, en bas.
Bay Whitman çekinizi hazırladı. Aşağıda sizi bekliyor.
Oui, vous aurez votre cheque. Merci.
Evet, paranı alacaksın, teşekkürler.
Pas du tout! Si vous me faisiez un cheque,.. .. je pourrais plus facilement..
Mesela, hemen bir çek yazarsanız bu evliliğe çok da sıcak bakmayan karımı daha kolay ikna edebilirim.
CHEQUE A L'ORDRE DE VILMA KAPLAN D'UNE SOMME DE 50 000 DOLLARS
VILMA KAPLAN'A ÖDENMEK ÜZERE 50.000 $
Carte de crédit ou cheque?
Sütunun orada.
Un cheque, ca va?
- Çek yazabilir miyim?
Oh, et donnes ce cheque a Mme Menges.
Ah, ve... bu çeki Bayan Menges'e ver.
Prenez rendez-vous, signez les papiers et ils vous feront un cheque de 8800.
Bir randevu belirler, belgeleri imzalarsınız ve onlar da size 8.800 dolarlık çek yazar.
Un cheque?
Çek mi yazıyorsun?
Je vous envoie un autre cheque.
Yarın yeni bir çek yollarım.
- Un cheque?
- Çek?
Il dit qu'il va accepter un cheque.
Bir şans vereceğini söyledi.
Je n'ai sur moi que mille dollars. Il faudra faire un cheque.
Şimdilik... yaklaşık bin dolar... ve bir çek verebilirim.
Je dois déchirer ce cheque?
Şimdi bu çekle ne yapacağımı bilmiyorum?
Vous devrez signer exactement de la meme facon sur chaque cheque.
Her yeni bir çeki imzalarken hep aynı imzayı atmayı unutmamalısınız.
voici un petit cheque, doc.
Küçük bir çek, doktor.
Resultat, je ressors avec un cheque de 100.000...
Oradan, elimden 100 bin dolarlık bir çekle çıktım..
Dommage, je voulais qu'on t'ouvre un compte cheque.
Yazık oldu. Bende seni bankaya götürüp çek hesabı açtırmak istiyordum.
Désolée, j'ai oublie votre cheque cette semaine.
Çok üzgünüm. Size bu hafta çek yazmayı unutmuşum.
Ne prenez pas de cheque, ne faites aucun remboursement,
Çek alma. İade yapma.
Un compte cheque.
- Çek hesabı.