Translate.vc / French → Turkish / Chérif
Chérif translate Turkish
44 parallel translation
Chérif Ali!
Şerif Ali.
- Chérif Ali.
- Şerif Ali.
Lieutenant Lawrence, vous connaissez Chérif Ali, je crois.
Teğmen Lawrence, sanırım Şerif Ali'yle tanıştınız.
Chérif Ali vous doit allégeance, prince.
Şerif Ali'nin size sadakat borcu var.
Chérif, je les ai pris.
Bunları yakaladım.
Ce sont les habits d'un chérif Beni Wejh.
Bunlar Beni Vech şerifinin giysileri.
- C'est nous qui le sommes, chérif.
- Şeref bize ait. Selam, Şerif.
Un chérif Beni Wejh.
Beni Vech Şerifi.
Si un homme a pour destin d'être serviteur, chérif Ali... il peut avoir pire maître que Fayçal.
Hizmetkarlık insanın içinde varsa, Şerif Ali Faysal'dan kötü efendiler bulabilir.
Chérif Ali!
Şerif Ali!
- Chérif?
- Şerif?
- A Damas, chérif.
- Şam'a, Şerif.
Chérif, pour Lawrence!
Şerif, Lawrence için.
Apporte-le au chérif Ali.
Şerif Ali'ye götür.
Dis-le au chérif Ali.
Şerif Ali'ye bildir.
Le chérif Ali a dit que le téléphone est à la charge des Howeitat... et qu'il ne fonctionne plus.
Şerif Ali telefonlarla Hoveytatların ilgilendiğini ve çalışmadığını söyledi.
- Oh, oui, mon chérif, faites-le!
- Evet hayatım, ver lütfen!
- Je le ferai savoir au Chérif.
Katil bir hatıra almış.
Grissom, le chérif vous cherche partout dans le labo.
Galiba bilgi istiyor. - Ondan kaçmanı öneririm.
Chérif, je ne suis pas très bon devant les caméras.
- Şerif, kameraları sevmem.
Chérif, tu as entendu?
Cherif, duydun mu beni?
Ensuite, Chérif,... notre ami Chérif.
Sırada Cherif var. Arkadaşımız Cherif.
- Donc je mets : "Chérif" peut réussir à condition "de changer d'attitude" par rapport au travail. "
Öyleyse şöyle yazıyorum : "Cherif, çalışmalarıyla ilgili..." ... tutumunda değişiklik gösterdiği takdirde başarılı olacaktır. "
Il y a un nouveau chérif en ville, et ce genre de gâchis ne durera pas plus longtemps.
Kasabanın yeni bir şerifi var artık. Artık böyle israflar olmayacak.
Tres bien, nous allons en parler avec le chérif de cette île et on verra.
Peki, adamızın reisiyle konuşalım o zaman.
Chérif!
Hey, polis!
C'était bien de travailler avec toi, Chérif.
Sizinle iş yapmak güzeldi, Şerif.
Je vais shooter le Chérif et l'adjoint.
Şimdi Şerifi ve yardımcısını öldürmem gerekecek.
Ah, bonjour, chérif!
Ah, günaydın Şerif!
Chérif, le NYPD serait heureux de vous aider sur ce cas.
Şerif, NYPD bu davaya yardımcı olmaktan mutluluk duyar.
Ouais, mais malheureusement j'ai du la rendre au chérif de Tarrytown.
Evet, ne yazık ki Tarrytown şerifine iade etmek zorundayım.
Chaland là-dedans, flambant d'armes à feu, le grand... cowboy-chérif de Mystic Falls, ou tu pourrais mettre de coté tes émotions par rapport aux vampires jusqu'à ce que ton amie soit réveillée.
Dal içeriye, patlat silahını Mystic Falls'un vahşi şerifi ya da arkadaşın düzelene kadar, vampirlere olan nefretini bir kenara bırak.
Cherif, accroche-toi à ta barbe!
- Cherif, sakın sakalından şaşma!
Il est bien gai ce soir, Cherif.
- Cherif'in bugün keyfi yerinde.
Cherif, laisse-la tranquille, c'est une nouvelle.
Cherif, rahat bıraksana. Daha acemi o.
Finalement c'est un plaisir de vous connaître, Chérif.
Onun hakkında.
Le chérif m'a demandé de la trouver.
- Şerif bulmamı istedi.
Allô? Cherif fait moi peur sur la ligne 3.
Merhaba? "Dukes of Hazzard" üçüncü hatta.
Quand je dis que,... si Cherif trouve que ça pue, il pense que ce n'est pas succulent,... ça devrait vous expliquer ce que veut dire "succulent".
Söylediğim gibi. Eğer çizburger bok gibi kokuyorsa, leziz değildir bu da sana, "leziz" in anlamını bulmanda yardım edecektir.
- J'ai un gros problème avec ce gamin qui a des capacités, qui peut bien faire.
Cherif'le sorunum var. İstediğinde kapasitesini oldukça iyi kullanabilen bir çocuk.
- Qu'est-ce qu'on lui met?
Öyleyse Cherif'e ne veriyoruz?
Chérif Lloyd.
Şerif Lloyd.
Personne n'a jamais su qui a assassiné le cherif Call.
Şerif Call'un cinayetini kimse aydınlatamadı.