Translate.vc / French → Turkish / Cigarette
Cigarette translate Turkish
3,759 parallel translation
J'ai besoin d'une cigarette.
Benim sigara içmem gerek.
Donne-moi une cigarette.
Bana bir sigara ver.
L'imper, oui. La cigarette, non. J'arrête.
Pardösüye evet, sigaraya hayır.
Une cigarette me ferait pas de mal non plus.
Sigara da fena olmazdı.
Je peux au moins avoir une cigarette?
En azından bir sigara alabilir miyim? - Ne?
En tant que combattant ennemi, j'ai droit à une dernière cigarette selon l'article 89 de la convention de Genève, paragraphe 3, alinéa K.
Düşman muharibi olarak Cenevre Konvansiyonu'nun üçüncü paragrafının, k fıkrasına göre son bir sigara alma hakkım var.
Fumer une cigarette et mourir?
Sigara içip ölmek mi? Bu taraftan!
- Attendez. J'ai jamais eu cette cigarette.
Bekle, bekle.
Je crois que je sais où est ta cigarette.
Sana bir şey diyeceğim, dostum. Galiba sigaranın yerini biliyorum.
10 mois à peine et tu as fumé ta première cigarette.
Daha 10 aylıkken ilk sigaranı içmiş oldun.
j'ai fumé ma première cigarette chez les scouts.
İlk sigaramı Kız İzci Kampı'nda içmiştim. Tanrım!
- Une cigarette, mon sergent?
- Sigara, Çavuş?
Pause cigarette.
Köprüdeydim.
J'ai essayé la cigarette.
Sigara içmeyi denedim.
Alors pourquoi ne sortiriez-vous pas fumer une petite cigarette...
Neden dışarı çıkıp hızlıca bir sigara içmiyorsunuz...
C'était une cigarette.
Ciddi misiniz siz?
Mais aussi, un mégot de cigarette et quelques fibres rouges autour du corps.
9 milimetre. Ayrıca cesedin yakınında sigara izmariti ve kırmızı iplik bulmuşlar.
Une cigarette?
Sigara? Evet.
D'accord, pause cigarette.
Sigara molası.
Mon coeur a été écrasé comme une cigarette.
Kalbimi bir izmarit gibi ezdi.
Donne-moi une cigarette.
Bir sigara ver..
- Donne-moi une cigarette.
- Bana bir sigara verin.
Je fume ma cigarette alors, en quoi ça vous concerne? !
Kim oluyorsun da içemeyeceğimi söylüyorsun?
J'ai compris le message, alors si on allait en discuter là-bas autour d'une cigarette?
Ne söylemeye çalıştığını anlıyorum. Hadi şurada bir nefes çekerken konuşalım.
Tu as une cigarette?
Sigaran var mı?
Je voudrais une cigarette.
Gerçekten bir sigara istiyorum.
Tu as une cigarette?
Sende sigara var mı?
La cigarette en plastique, ça ne marche pas pour moi.
Plastik sigara olayı hiç bana göre değildi de.
Tu as une cigarette, Lou?
Sigaran var mı, Lou?
- Merci. T'as pas une cigarette?
Sigaran var mı?
Il pue la cigarette et le whisky.
O, sigara ve viskisini bırakmaz.
Les agents de sécurité m'ont viré pour avoir apporté une cigarette.
Güvenlik görevlileri tarafından dışarı atıIıyordum, çünkü kulise sigarayla girmeye çalışıyordum.
Vous n'auriez pas une cigarette par hasard?
Fazla sigaran var mı acaba?
C'est juste un type qui demande une cigarette.
- Kimseyle. Adamın teki sigara istiyor.
- T'as ta cigarette ce soir, marin?
Bu gece sigaran var bakıyorum, denizci.
Une cigarette?
- Sigara ister misin? - Hayır, teşekkürler.
Miss Leefolt a mis tant de laque, on explosera si elle allume une cigarette!
Bayan Leefolt saçına o kadar çok sprey sıktı ki bir sigara yakarsa hepimizi havaya uçurur.
Une cigarette?
Sigara diyorum.
Mais je prendrais bien une cigarette.
Ama bir sigaranı alırım.
Et il aura écrasé sa cigarette là.
Buraya da sigarasını koymuş.
- Du Hirschprung avec du teckel qui aura chuté de sa cigarette.
- Neden? - Hirschsprung ve Tekel harmanı. Sigara sararken düşmüş olmalı.
Vous avez une cigarette?
Dalın var mı?
Cigarette, cigarette.
Dal, dal.
T'as une cigarette?
Sigaran var mı?
Tu n'arrives même pas à choisir une marque de cigarette.
Bir sigara markasına bile bağlanamıyorsun.
- Tu as une cigarette?
- Sigaran var mı?
"Cigarette".
"Sigara."
Je veux une cigarette.
Sigara içmem gerek.
Attends, je pensais que c'était dû à une cigarette.
Bir saniye, bir sigara sebep oldu sanıyordum.
C'était la cigarette de Paige.
Paige'in sigarasıydı.
3 mètres carrés Éteins ta cigarette.
Sigara içmeyi bırak.