Translate.vc / French → Turkish / Close
Close translate Turkish
927 parallel translation
Vous avez votre mine, l'affaire est close.
Madeninizi geri aldiniz, sizin için mesele kapandi.
- Alors, la discussion est close.
- O zaman konuşacak bir şey yok.
Les gens d'ici l'auraient senti même à travers cette porte close.
Buranın yerlileri bana, o kilitli kapının dışında bile bu soğukluğu hissedebildiklerini söylüyor.
"Si près du paradis"?
- "So Close To Paradise"'tan mı bahsediyorsun? - Hı-hı.
Si près du paradis
# So close to paradise #
Si près
# So close # #
On l'enferme derrière une porte close.
Korkunç bir şeyi kapalı kapılar ardına koyuyorsunuz.
La procédure est close.
Dava kapanmıştır. Hepsi bu kadar.
Sa bouche est close.
" Hayır. Ağzı kilitlendi.
Le temps que tu reviennes, l'affaire sera close.
Davayı olduğu gibi geri alırsın zaten.
Vous vous doutez que l'enquête n'est pas close.
Sizi tekrar rahatsız ettiğim için üzgünüm, Bay Bryne ama bu davanın sonuçlanmaktan çok uzak olduğunu anlamışsınızdır.
Le jury en a terminé. L'enquête est close. Ce sera inscrit au registre du tribunal.
Jürinin görevi bitmiş, tahkikat sonuçlanmış ve kayıtlara bu şekilde geçecektir.
Jamais sa porte n'était close
Rose'du değirmencinin eşinin adı.
C'est curieux de trouver la porte close et de ne plus avoir de clé.
Evet gelip kapıyı kilitli bulmak ve anahtarlarımın olmaması ne tuhaf.
En ce qui me concerne, l'affaire est close.
Bu da benim için konuyu kapatmaya yeterli.
- "And Joe I know you re getting... - Bonsoir, Mme Sloan. -..." anxious to close
# Yalnızca beni dinle
Pas de meurtre. L'affaire est close.
- Cinayet yoksa cinayet dosyası da yoktur.
- Il parait encore plus gros quand on est tout près...
- Close up like this, you can see just how big it is.
Elle possède une maison close.
Malum evlerden birinin sahibi.
- La porte est close.
- Kapı kilitliydi.
- Tu as ton reçu, l'affaire est close!
- Makbuzunu verdim. O kadar.
Qu'est-ce que ça change? Ils ont le corps, l'affaire est close.
- Ceset onların elinde yani iş burada bitti.
Affaire close.
Hepsi bitti.
La discussion est close.
Bunu tartışmayacağız.
Cette discussion est close.
Tartışacak başka bir şey yok.
Je suis désolé, mais Ia discussion est close.
Üzgünüm, ama ben söyleyinceye kadar bu konu kapanmıştır.
- Liste des candidats close.
- Aday gösterme sona erdi.
- Liste des candidatures close.
- Adaylığın bitmesini öneriyorum.
Je pourrais même faire plus mais si on me déplaît, porte close!
Bazen daha bile fazla. Hoşlanmadığım birine kapıyı bile açmam.
Oui, je vais ouvrir une maison close où l'on ne vendra que du Kolaloka.
Evet, bir genelev açacağım ve orada yalnızca Kolaloka satılacak.
Disons plutôt à la nuit close. Il lui faudra un peu de temps pour trouver les deux corps.
Büyük olasıIıkla gece iki cesedi ne kadar zamanda bulacaklarına bağIı.
Je parie qu'il va à la maison close. Qui peut bien être à l'intérieur?
Hiç şüphe yok ki geneleve gidiyor, fakat o kim acaba?
Vous ne connaissez pas. C'est une maison close dirigée par Tatsugoro.
Sanırım bilmiyorsun, Tatsugoro tarafından işletilen bir genelev.
Mlle Sayo travaille dans une maison close?
Bayan Sayo bir genelevde mi çalışıyor?
Vous vouliez ouvrir une autre maison close à Tokamachi.
Geçen gün bana Tokamachi'de başka bir genelev daha açmayı düşündüğünü söylemiştin.
L'intendant, à la maison close?
Vâli? Genelevde?
C'est certain. Il a été nommé représentant de l'ordre et il possède aussi la maison close Chojiro.
Aynen öyle, sadece polislerin kontrolünü elinde tutmuyor..... ayrıca kendisi Chojiro genelevinin sahibi.
Pourquoi devrais-je me déshonorer dans cette sale maison close?
Neden bu pis genelevde kendimi utanç bir duruma sokayım?
Tu vois la jeune femme enfermée derrière la maison close?
Genelevin arkasında kilit altında tutulan genç bayanı biliyor musun?
En ce qui me concerne, Gurble, l'affaire est close.
Gurble, bence konu anlaşıldı.
Lorsque mes yeux se fermeront au seuil de la mort
# When my eyes shall close in death
Puis la maison close a ouvert, et de jeunes hommes sont venus régulièrement, tels des fanatiques.
Bir genelev açıldığından beri, ve çok geçmeden genç delikanlılar düzenli olarak ziyarete alıştılar.
Y a-t-il une maison close près d'ici s'appelant Fujinoya?
Fujinoya adında bir genelev var mı buralarda?
Ca me semblait bizarre. Mais j'en suis content.
"Close Encounters" ve "Star Wars" farklıydı, çünkü ne yapabileceklerini görüyordunuz.
Surveillez-les!
[Close Gunfiire] İzleyin onları beyler!
Elle peut supplier à genoux, la porte restera close!
- Onun adını ağzına alma.
- Non, sa bouche est close!
" Hayır.
L'affaire est close.
Dava kapandı.
- L'affaire est close.
- Dosyayı kapatacağım.
Close?
Bitti mi?
On sera exécutés et l'affaire sera close.
Öğrenirse ikimiz de idam ediliriz ve bu iş böyle biter.