Translate.vc / French → Turkish / Coche
Coche translate Turkish
367 parallel translation
Coche!
Taksi! Taksi!
Vous avez témoigné que le jour de l'assassinat, un coche a déposé un homme élégant devant votre pension.
- Ne? - Fakat, burada başka bir bayan var... - bize bunun nedenini söyleyebilecek.
Allez prendre quelques petits gateaux, le coche part dans une demi-heure.
İçeriden birkaç tane kek al. Araba yarım saat sonra kalkacak.
Moi, j'ai loupé le coche.
Bu gece ben de birkaç tane kaçırdım.
Il ne rate jamais le coche.
Hiç tren kaçırdı mı?
- Si! Vous avez raté le coche!
- Evet, fırsat ayağına geldi ama değerlendiremedin.
Miss Amérique a manqué le coche.
Bayan Amerika treni kaçırdı galiba.
- ou en coche... "
-... arabasıyla gelenler. "
Mouche du coche pharisienne
Ben merkezci işgüzar.
Vous vouliez que je coche ces cercles que je vois devant moi.
Yani önümde gördüğüm kutucukların işaretlenmesini istiyordunuz.
Ne rate pas le coche.
Bunu mahvetme.
Fortune a mis les voiles, tu as manqué le coche et es resté sur le quai
Talihin denize açıldı, Sense gemiyi kaçırdın.
Tu t'es endormi hier soir et tu as perdu le coche.
Dün gece uyuyakaldın ve fırsatı kaçırdın.
Comme la mouche du coche :
Ve tek istedikleri :
J'ai loupé le coche.
O vapuru çoktan kaçırdım ben.
Méfie-toi de pas louper le coche
Gemiyi kaçırabilirsin.
- Mettons une coche à côté d'Henry.
- Bence güzel. Hadi Henry'nin altına bir işaret koyalım.
On doit donc veiller à ne pas rater le coche.
Dolayısıyla hamlemizi yapmakta geç kalmamalıyız.
On a loupé le coche dimanche.
Pazar gününü resmen boşa harcadık.
Vous avez loupé le coche.
Siz treni kaçırdınız artık.
C'est comme le sexe, une longue et dure bataille pour y arriver, et quand la citadelle tombe enfin, on loupe le coche.
Aynen seks gibi, sonsuza dek süren zor bir görev ve tam işler sizin için yoluna girdiğinde, hiçbir şey olmaz!
Je le croyais aussi. J'ai dû louper le coche.
Bende öyle, ama sanırım bırakmamışım.
On a loupé le coche.
Ama bizden geçti artık.
Le dernier coche va partir.
Bu benim. Acele et, Ebenezer.
- Coche?
- Coche?
Coche, j'aurais préféré un violoncelle.
Coche, keşke çello çalsaydın!
Sauf hier soir, où vous avez raté le coche.
Ama dün geceki olayda treni kaçırdınız.
Surtout ne pas louper le coche.
Gemiyi kaçırmak istemezsiniz.
Tu as loupé le coche.
Fırsatı elinden kaçırmışsın.
Naguere, je n'aurais pas rate le coche.
Birkaç yıl öncesine kadar onu alt ederdim.
et tu renifles la merde des autres. T'as loupé le coche. Holloway.
Sen artık gemiyi kaçırdın!
- Coche "Autre".
- O zaman "hiçbiri" ni işaretle.
La mouche du coche, oui.
Kulağımdaki sivrisinek.
Il est monté dans un coche qui passait par là.
Hangi yönden kaçtı? Dresden sokağının köşesinden, subaya söylediğim yerden.
Ceux-ci mourront, j'ai coché les noms.
Demek ölecek olanlar bunlar, adlarının altı çizili olanlar.
- J'y consens. Coche son nom.
Çiz onun da altını Antonius.
Son revolver est coché!
Tabancası çentikli!
- Ton revolver est coché pourtant.
- Tabancana çentik atmışsın. - Hayır, Harvey.
Mieux que je pensais. Avec un coup coché j'y serais arrivé en trois.
Bir havalandırma ve aşırmayla 3 vuruşta tamamlardım.
On a raté le coche.
Sanırım berbat ettik.
J'ai coché au crayon là où vous vouliez...
siz dürüst cevaplar istiyordunuz. Yaptığım şey, istediğiniz bölümleri doldurmak oldu.
J'ai coché chacun de ces petits.38 moi-même, tu sais.
Ben de senin gibi 38 kalibre düşkünüyüm.
On a coché les étudiants qui ont suivi les cours du prof tué.
Öldürülen Kolombiya profesöründen ders alan her öğrenci burada işaretlenmiş.
Vous n'avez pas coché la case assurance-vie.
Güzel! Ben de bunu duymak istiyordum!
Tu as loupé le coche, tu vois?
Biraz geç kaldın.
Quand tu as rempli le formulaire, tu as coché la case "Afro-Américain"?
Tıp fakültesine başvurduğunda "Afrika Amerikalı" kutusunu işaretledin mi?
- Vous aviez coché la case?
- Sen o kutuyu işaretledin mi?
il a loupé le coche.
Ama artık çok geç.. o treni kaçırdım.
"Je veux aider mon prochain." Coché.
"İnsanlara yardım etmek içimden gelir." Evet.
J'ai coché les arbustes.
Çalı kutusunu işaretlemiştim.
Coché.
Tamamdır.