English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Comet

Comet translate Turkish

135 parallel translation
COMÉTE - SALON DE RASAGE
COMET KUAFÖR SAKAL TRAŞI 5 $
Dasher, Prancer, Dancer, Vixen, Cupid, Comet, Donder, Blitzen. - De rien.
Dasher, Prancer, Dancer ve Vixen Cupid, Comet, Donder ve Blitzen.
La Ford LTD est au nom de sa femme et la Comet appartient à son frère Lou.
LTD marka araba karısının adına. Comet marka da kardeşi Lou'ya ait.
Paix à son âme au café Green Comet commander un repas tout préparé pour le sabbat,
Huzur içinde yatsın. Cumartesi günleri, Yeşil Kuyrukluyıldız Cafe'ye gidip sağlam bir akşam yemeği yiyelim, derdim.
Allez, Comet.
Şimdi, Comet.
Bon, voyons voir si j'ai compris cette histoire de rennes. Il y a Tornade,
Dasher, Dancer, Comet, Qupid, Matthew, Burke, Luve ve John.
M. Calvin Cunningham, qui habite à Vidor, s'était fait cambrioler, et sa petite Mercury Comet avait été volée.
Vidor'da yaşayan Bay Calvin Cunningham'ın evine zorla girilmiş ve Mercury Comet'i çalınmış.
On cherchait une Comet.
Bir Comet aramamız gerekiyormuş.
II y a une différence entre une Vega et une Mercury Comet.
Bir Vega ile bir Mercury Comet arasında farklılıklar vardır.
En fait, pour ce qui est des voitures, toutes les informations qu'on recherchait concernaient une Comet, je veux dire, une Vega.
Yani gerçekte, arabalara bakacak olursak toplanan her bilgi bir Comet'i, düzeltiyorum bir Vega'yı işaret ediyordu.
C'est nous, les Comètes! Les Comètes de Hale!
Biz Comet'leri ve Hale'i destekliyoruz!
Allez, les Comètes!
Haydi Comet'ler haydi!
J'ai monté Tornade, Danseur, Furie, Fringuant... Comète, Cupidon, Eclair, mais pas Tonnerre. Il préfère mater.
Dasher'ın, Dancer'ın, Prancer'ın, Vixen'ın, Comet'in, Cupid'in, Donner'ın üzerine bindim ama Blitzen'e binmedim.
- Windex, peut-être. Ou Comet.
[Gülerek] Windex, herhalde, ya da Comet.
- La seule qui s'y connaisse en Windex ou Comet à la maison... c'est Carmen, sûrement pas moi.
[Kadın] Bizim evde Windex veya Comet... hakkında bir şey bilen tek kişi Carmen " dir.
Seulement, on m'a rapporté que vous avez dépensé près de 500 £ au Comet, il y a quelques jours.
Sizin Comet'de birkaç gün önce yaklaşık beşbin paund harcadığınız söylendi.
Ils pourraient te voler quoi, à part ton contenant de Comet?
Neyini çalacaklar ki, bir kutu lavabo açacağını mı?
je cherche H.Clark. Il possède un bateau, le Comet
Evet, H. Clarke'ı arıyorum. Kuyruklu yıldız isimli teknenin sahibi.
Je suis Hope Clark. Vous êtes la propriétaire du bateau The Comet?
Liman Marina'daki kayıtlı teknenin sahibi siz misiniz?
Il y aura une fête dans la décapotable turquoise de 64 dans 10mn.
Parti, 1964 model Turkuaz renkli Mercury de olacak. Parti 10 dakika içinde Comet e geçebilir. Geçmiş olsun.
Si tu joues avec eux, souviens-toi. C'est Tornade, Danseur, Furie, Fringuant, Comète, Cupidon, Tonnerre, Éclair.
Ama onlarla oynayacaksan sıralarını unutma....... Dasher, Dancer, Prancer, Vixen, Comet, Cupid, Donner., Blitzen.
Silver Comet?
Gümüş Comet mi?
Et je devine que, euh, Silver Comet devra le faire.
Sanırım Gümüş Comet bunu yapacak.
Le bon côté, c'est que je me ferai volontiers quelqu'un appellé "Silver Comet".
Açıkçası ben de Gümüş Comet adında bir kahraman isterdim.
Faites place à Silver Comet!
Gümüş Comet'e yol açın!
Va-t'en, Comet.
Uzaklaş Comet.
Regardez les voitures.
Bu kadar iyi durumda bir Blue Comet daha bulamazsın.
La garçon a vu une comète... Et soudain, sa vie avait un sens.
Çocuk kuyrukluyıldızı ( Comet ) görmüş ve birden hayatı anlam kazanmış.
La voiture de Peyton est une Comet, tu sais?
Yani, sadece Peyton'ın arabasının markası da Comet, anlıyor musun?
Peyton conduit une Comet. Putain, ça change quoi?
Yani, Peyton Comet marka bir araba sürüyorsa ne olmuş?
Ici "Barbu", "Grizzly" est celui qui surveille la route depuis ici et...
Comet. Donner ve yolun kenarında da Blitzen var.
Go to The Comet, à proximité des pistes.
Comet'e git, yolun üstünde.
Je vous ai vu à La Comète je peux obtenir ce que vous avez besoin..
Seni Comet'te gördüm. İstediğin neyse halledebilirim.
J'ai lancé ta carrière. Je t'ai épargné les voyages itinérants. Et pourtant, tu quittes le Comet Club pour Karen's Café.
Kulübünde sana iş ayarladım seni gezici gösterilerden kurtardım ama sen Kuyrukluyıldız Kulübü'nü, Karen'ın Kafe'si için terk ediyorsun.
Tout le monde sait ce qu'il fait au Comet Club.
Kuyrukluyıldız Kulübü'nde ne çeşit işler çevirdiğini herkes biliyor.
Vous pourriez gagner plus d'argent au Comet Club.
Kuyrukluyıldız Kulübü'nde çok daha çok para kazanabilirsin.
Qu'est ce qui se passe, Comet?
Merhaba. Neler oluyor, Comet?
Comet, tu fais quoi?
Comet, ne yapıyorsun?
Sénateur, Titan, Luna et Comet sont fins prêts pour la mission.
Senatör ; Titan, Luna ve Comet göreve tamamen hazır.
- Mon nom c'est Comet.
- Adım Comet.
- Oh, pauvre petit Comet.
Oh, zavallı küçük Comet.
On aura besoin de toi ici, Comet.
Sen burada lazımsın Comet.
Je la prends, moi.
Comet. Telsizi ben alayım.
Comet à Luna.
Comet'tan Luna'ya!
- Comet à Luna.
- Comet'tan Luna'ya.
- Comet?
- Comet?
Dieu merci.
Comet. Tanrıya şükür!
Je vous passe Comet.
Sizi Comet'a vereyim.
- Vas-y, Comet.
- Devam et Luna.
L'été dernier, un soûlon a voulu s'amuser sur le Pousse-comète. Il voulait donner un coup de pied à son ami.
Geçen yaz Comet Booster'ın etrafında koşuşturup arkadaşını tekmelemeye çalışan bir sarhoş vardı.
"En route, Comète!"
" Koş, Comet!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]