English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Common

Common translate Turkish

35 parallel translation
Puis, transférez à Thomas Fairchild 1000 parts de Larrabee Common.
Thomas Fairchild'a 1.000 tane Larrabee adi hissesi aktarın.
Je vous connais. J'ai lu un article sur vous dans Common Wheel.
Commonweal dergisinde hakkında bir yazı çıkmıştı.
- Une attaque au couteau. - Laissez tomber.
- Clapham Common'da bir bıçaklanma vakası.
Ils m'ont laissé, je le découvrirai après, à Wandsworth Common.
Daha sonra Wentsworth Common civarında bırakıldığımı öğrendim.
Ah oui! Ton fameux duel à Boston Common!
Boston Common'daki meşhur düellon!
Il décrivait le Boston Common... nous y voyait un jour de printemps, marchant main dans la main... deux amoureux anonymes.
Boston Common parkını anlatırdı ve bir ilkbahar günü, sıradan iki insan olarak, el ele parkta nasıl yürüyeceğimizi.
Que fait Kuman-Kuman?
Common Kuman?
Je crois bien que j'ai une petite maison à Wimbledon Common.
Wimbledon Meydanında küçük masalsı bir evim olduğunu sanıyorum.
Missy, Jay-Z, Common, N. W.A., Kanye West.
Missy, Jay-Z, Common, N. W.A., Kanye West.
Why? Not potr most common to find pleasure, at that point.
Bu noktada eğlenmemin yolu yok.
Qu'est-ce que tous les meilleurs films de John Hughes ont en commun?
What do all the best john hughes movies have in common?
Pia, ma demi-sœur, est avocate aussi, pour Common Cause.
Üvey kız kardeşim Pia da avukat. Ortak sebep.
- Common. - Eminem.
tüm iş ortak noktayı bulmakta.
Elle était à Greenham Common et elle a une tenture en tricot de Wedgie Benn.
Greenham Common'da tutuklandı. Üzerinde örgüden bir Wedgie Benn resmi vardı.
Penses-tu vraiment que j'aurais été maitre des clés de la maison Hamilton si ces gens avaient su Je prenais le metro nord pour Woodbury common 2 fois par mois?
Hamilton evinde anahtar efendisi olabilir miydim sence, eğer insanlar metroyla gittiğimi bilselerdi?
Common Law 1x03 Soul Mates
Bir Mahmut Akay Chrysophylaxz çevirisidir.
- Je dois faire un rapport dans une boîte de conserve sur Ealing Common.
- Ealing'e rapor vermek zorundayım.
Elle a pris le métro de Clapham Common à Turnpike.
Clapham Meydan'ından Turnpike Şeridi'ne giden metroya binmiş.
- Clapham Common, ligne nord vers Saint-Pancras, puis Piccadilly jusqu'à Turnpike.
Clapham Meydanı. St Pancras'a giden Kuzey hattı Tunpike Şeridi boyunca Piccadilly hattına aktarma yapılıyor.
On va défiler depuis Roxbury jusqu'à Boston comme une famille, et il y aura des milliers de gens comme nous.
Roxbury'den Boston Common'a kadar bir aile olarak yürüyeceğiz ve orada bizim gibi binlerce kişi olacak.
L'Amérique s'épanouit sous la présidence de Nick Cannon, et demain, Chris Traeger se marie.
Nick Common başkanlığındaki America gelişiyor ve ertesinde Chris Traeger evleniyor.
As-tu déjà lu "For common things" de Jedediah Purdy?
Hiç Jedediah Purdy'nin yazdığı For Common Things'i okudun mu?
Si tu lis l'excellent bouquin de Jedidiah Purdy "For Common Things" - -
Eğer Jedediah Purdy'nin müthiş kitabı For Common Things'i okuduysan...
Je croyais que cette maison appartenait à Common?
- Bu evin sahibinin Common olduğunu sanıyordum.
Dylan a dit Tout-en-carton.
Dylan, Tutan Common dedi.
Gary? - Des veilles sont prévues cette nuit à l'église Harvard Memorial de Cambridge, Parkman Bandstand dans Bonston Common, et pour le petit garçon au Garvey Park à Dorchester.
- Bu gece Cambridge'deki Harvard Anıt Kilisesi'nde Boston Common'daki Parkman Bandstand'de ve küçük çocuk için de Dorchester'daki Garvey Park'ında nöbet planlıyorlar.
Il se dirige vers le sud vers Boston Common.
Boston Common'dan güneye devam ediyor.
Le privilège avocat-client remonte au tout début de la common law anglaise.
Avukat müvekkil gizliliği İngiliz hukukunun ilk günlerine dayanır.
La vitesse sur Common Street restera à 40 pendant un mois.
Common Caddesindeki hız Iimıtı bir aylığına resmi olarak 45 km'ye indirildi.
Vous pensez être des mercenaires de première, meilleurs que le reste d'entre nous.
Bizim gibi paralı askerlerden daha iyi bir asker olduğunu düşünüyorsun. rest of us common crooks.
♪ We have a lot in common ♪ ♪ On a beaucoup en commun ♪
Birçok ortak yönümüz var.
Rza, Snoop et Common.
RZA, Snoop ve Common.
Yo, Common, c'était tendu.
Common, bu çok sıkıydı.
Saison 3, Episode 7 Common Ground
Sezon 3, Bölüm 7 "Ortak Amaç" Çeviren :
C'est qui Common?
Common da kim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]