Translate.vc / French → Turkish / Complications
Complications translate Turkish
905 parallel translation
- Je crains des complications.
- Bu sorun yaratabilir.
Des complications passionnantes!
Hayranlık verecek bir komplikasyon.
Je lui offre un jouet de ses préférés, si plein de complications qu'il oubliera le premier jouet, cette lettre.
Ona kendisini eğlendirecek öylesine garip sorunlar barındıran bir oyuncak vereceğim ki, ilk oyuncak hakkındaki her şeyi unutacak, yani mektubu.
- À moins qu'il y ait des complications.
- Eğer komplikasyonlar olmazsa. - Evet, tabii.
Un soupçon de complications monétaires avec contractions bucoliques des trapèzes volants semi-lunaires.
Hafif parasal komplikasyonlar ile yarım ay şeklinde uçan trapezlerin pastoral etkisi.
- Ça suffit, les complications.
- Şu ana dek yeterince çetrefilli oldu.
Nous avons décidé d'éviter les complications.
Bu yüzden bizi zor durumda birakmaniza engel olmak istedik.
- Des complications?
- Herhangi bir pürüz?
Hier, je craignais des complications, mais ça va mieux, aujourd'hui.
Dün komplikasyonlardan korkuyordum, ama bugün gayet iyi.
Courir sur une courte distance, et surtout depuis le village... entraînerait de sérieuses complications.
Köyden bu tarafa koşmak şöyle dursun, kısa bir mesafe bile ciddi komplikasyonlara sebep olabilir.
Je vais m'y plaire, loin du monde... et de ses complications.
Bu hoşuma gidecek Pip. Dünyadan ve onun karmaşasından uzakta.
Une histoire de placements, l'héritage de son père et autres complications juridiques.
Vakıf fonu babasının mülkleriyle ilgili yasal sıkıntılar.
- Oui, sans complications.
- Ama yasal sıkıntılar yok.
C'est l'une de mes "complications".
Sorunlarımdan biri de bu.
Je n'aime pas les "complications".
- Sadece karmaşıklığı sevmem.
Ça évite les complications. On devrait s'entendre.
Başına bir sürü dert açar, kaygıIan dur sonra.
Il peut y avoir des complications.
Bazı zorluklar çıkabilir.
- Sauf complications imprévues... - Ed, c'est pour toi.
- Görünmeyen aksilikler dışında, bence...
– Elle doit rester couchée... au calme et dans l'obscurité pour éviter les complications.
- Onu yatağa yatırın. Onu sessiz tutun ve odayı da karanlık, ki ilerde sorun çıkmasın.
Inutile qu'il y ait des complications.
- Sorun çıkmasını istemeyiz.
Finalement, il a causé tant de complications que... nous avons décidé de le laver et de le remettre où nous l'avons trouvé.
Öyle çok karmaşa yarattık ki, biz de onu temizleyip bulduğumuz yere koymaya karar verdik.
Je ne vous comprends pas. Quelles complications?
Ne tür karmaşa, anlayamadım?
Et nous serons débarrassés de ces fâcheuses complications.
Bu karmaşaya da engel olabiliriz.
Pas de complications, pas de danger.
Yakınlaşma yok, kargaşa yok, tehlike yok.
Toutes ces discussions au sujet de Pascal... des complications de Spinoza...
Pascal ödevinle ilgili tüm bu tartışmalar ve Spinoza'nın senin için ne kadar zor olduğuyla...
Deux fois, t'aurais même pas à t'en occuper, tu sais, je te fais déjà tellement de complications oui, mais n'en parlons plus de ça, mais tu es sûre au moins!
İki defa. İlgilenmek zorunda kalmayacaksın. İşleri yeterince zorlaştırdım.
J'espère qu'il n'y aura pas de complications.
Umarım komplikasyon yoktur.
- Que de complications.
- Yeterince sorun dinledim.
Essayez d'éviter les complications pendant ce voyage.
Yolda yan meselelerden kaçınmaya çalış.
L'hortensia paraît alors être une plante relativement simple. Mais des complications se présentent.
Ortanca size oldukça basit bir bitki gibi görünebilir ancak çok daha karmaşık olanları vardır.
Oui mais une méningite due aux complications de l'accouchement, à cause de la grippe espagnole.
Evet menenjit ispanyol gribi ve ameliyattan sonra üç günde doğan komplikasyonların neticesinde oluşan bir şeydi.
Maman est morte des complications de l'accouchement. Donc de ta faute.
Ama annem doğumdan sonra oluşan komplikasyonlar yüzünden yani senin yüzünden öldü.
Des complications ont modifié nos plans.
Beklenmedik karışıklık. Herşey birbirine girdi.
Les complications diplomatiques en vue.
Fransa'nın şerefiyle oynanıyor. Diplomatik sorunlar çıkabilir.
Des complications.
Karışık.
En payant on évite les complications.
Para verirsen, mutlu etmekle uğraşmana gerek kalmaz.
Pas de complications?
Karışıklık olmamıştır umarım?
Sauf complications, votre vue sera redevenue complètement normale demain.
Bir komplikasyon çıkmazsa gözleriniz yarın normale döner.
Il y a eu des complications médicales avec mon témoin.
Üzgünüm ama burada tanığımla ilgili bazı tıbbi problemler varmış.
Vous avez eu des complications?
Ağrın var mı?
Il y a eu des complications. Mais vous aurez d'autres enfants.
Bazı komplikasyonlar oldu ama tekrar doğurmana engel değil.
Vous êtes marié, mais croyez-moi, il n'y aura pas de complications.
Evli olduğunuzu anlıyorum ama size sorun çıkarmayacağım, söz.
Désolé des complications...
Bu sıkıntıdan dolayı üzgünüz, ama buyurun işte.
- Pas de complications.
Komplikasyon tehlikesi olmayacak.
- Pas de complications physiques.
Sadece fiziksel komplikasyonlar olmayacak.
Et les complications morales?
Etik olanlarından emin değilim.
D'autres complications?
Başka komplikasyonlar var mı?
En cas de complications, nous tiendrons bon.
Başımız belaya girerse, o zamana kadar dayanırız.
Premièrement, j'évite les complications dans le travail.
Öncelikle, benim bir kuralım var. Çalıştığın insanlarla yüzgöz olma.
Tout ce que j'ai pu découvrir, c'est qu'il y avait eu des complications.
- Eee, o zaman bulabildiğim tek şey operasyondan sonra bazı yan etkilerinin olduğuydu.
Que de complications!
Hakkınızda bana çok şey söylediler.