Translate.vc / French → Turkish / Corona
Corona translate Turkish
114 parallel translation
Henry Clay... Corona?
Corona var, Corona.
- Où sommes-nous? - Au sud-est de Corona.
Corona'nın güney batısındayız.
- On vient de Corona à pied. On a fini par trouver un camion.
- Corona'dan buraya yolun yarısını yürüdük.
- Corona, comme les cigares.
- Adım Corona, puro gibi.
- Vous, Corona...
- Sen ve Corona...
- Corona est aussi de la partie.
- Corona'yla tanış, o da filoda.
Et vous, lieutenant?
Ya sen Teğmen Corona?
Un Corona, Corona?
Bir Corona ister misin, Corona?
- Celui de Corona.
- Sen Corona'nın filosundasın.
Où est Corona?
Corona nerede?
- Qui c'est?
- Kim? - Corona.
- Corona. Il va atterrir.
İnmeye çalışacak.
Envoie-nous Corona et va atterrir.
Corona'yı aşağı yolla, siz ana piste inin.
- J'ai demandé à Corona.
- Corona'ya sordum, izin verdi.
Tu te fiches de Corona, la mort d'un pilote ne t'a jamais ému.
Corona umurumdaymış gibi davranmayalım. Bir pilotun ölümü seni asla etkilemez.
Ce pauvre Corona!
Peki ya o zavallı adam, Corona?
Pour ce pauvre Corona.
O zavallı adam, Corona için.
Corona est mort à cause de moi.
Corona benim yüzümden yandı.
- Ça va aider Corona?
- Sanki Corona'ya bir faydası olacak.
Corona, pas Corolla.
Corona, Colonna değil.
J'ai fait analyser la derniére, elle a été tapée sur une Corona de 1942.
Son gelen mektubu incelettim. 1942 model bir Corona'yla yazılmış.
On a reçu une autre lettre de la Corona 1942.
1942 Corona'yla yazılmış bir mektup daha.
Vous êtes né à Corona, dans le Nouveau-Mexique?
Corona, New Mexico'da mı doğdun?
Ici Ie Corona.
Burası Corona.
Parlez, Corona.
Dinliyoruz, Corona.
Le Corona est fatigué aussi.
Corona da yoruldu.
Bon Dieu, Ie Corona est aussi entraîné dans ce truc!
Tanrım, Corona da o şeyin içine sürükleniyor!
Ils roulent le "double corona".
Çift katlı Corona sarıyor gibiler.
JB, sec. Et une Corona.
- Hemen bir bira istiyorum.
Une Smith-Corona Galaxis Deluxe.
Smith-Corona Galaxis Deluxe.
Elle va à l'hôtel Corona?
Corona Oteli'nde mi kalacakmış?
Prends la marque que tu veux, tant que c'est une Corona.
İstediğin içkiyi alabilirsin, markası Corona olduğu sürece.
- Ce sera quoi, ce soir?
- Bir Corona alabilir miyim?
- Une Corona. Une eau gazeuse.
Sadece bir kulüp sodası, lütfen.
Et un demi de Corona.
Bir de yarım puro.
Demain à midi, le jardin de Corona.
Yarın öğlen, Corona Bahçesi'nde
Tu as essayé de m'assassiner dans le jardin de Corona.
Atilla Orleans'ı ele geçirmiş. - Bunun olmayacağını söylemiştin.
Qui est-ce?
Corona bahçesindeki öldürme girişiminden.
- Corona, je crois?
- Corona, Değil mi?
Tu te rappelles quand les lions de mer se sont échoués à Corona Del Mar... et que personne n'a levé le petit doigt?
Deniz aslanları kendilerini Corona Del Mar sahillerine attıklarında... kimse birşey yapmamıştı.
Un avec du pain et l'autre en double corona.
Birisi sardalya diğeri ise duble corona.
Le patron de Corona et son assistant.
Yönetici ve yardımcısını Gus'tan aldık.
- Vous vous occupiez du Corona.
- Merhaba, Jim. Sen Gus'ı yönetiyordun.
L'an 2000 est loin et on en est encore aux Smith-Corona.
2000 yılını geçtik... hala bu s.kik daktilo ile uraşıyoruz.
- Eh bien, il a fallu 34 jours pour isoler le virus coronarien qui causait le S.R.A.S., et c'est rapide.
- Bu ne kadar sürecek? - SARS'a sebep olan corona virüsünü tecrit etmek 34 gün sürmüştü ve bu bayağı hızlıydı.
Ce joueur de polo habillé en Abercrombie et Fitch ne tiendrait pas 10 minutes à Coron.
Bu Abercrombie ve Fitch, su topu oynayan hıyarlar Corona'da iki dakika bile yaşayamazlar.
Tu es de Coron?
Corona'dan mısın?
La victoire aux valeureux!
"Corona veniet delectis" Şüphesiz zafer çok değerlidir.
Je veux savoir où vous étiez quand il fallait couvrir Corona?
Tek bilmek istediğim şu : Corona'yı korumak gerektiğinde neredeydin?
Smith Corona!
Smith Corona?
- d'une amplitude de 5,6 - a été perçu jusqu'à Corona et Roswell. - Où vas-tu?
- Nereye gidiyorsun?