Translate.vc / French → Turkish / Cos
Cos translate Turkish
176 parallel translation
C'est comme ça que vous traitez cos clients?
- Müşterilerinize böyle mi davranıyorsunuz?
Cosmo, appelle-moi un taxi!
Hey, Cos, birşey yap! Bana bir taksi çağır!
Suis-je bon acteur?
Listen Cos, bana gerçeği söyle. Ben iyi bir aktör müyüm?
"Cos honey, now it s up to you"
Gerçek bir sevgi istiyorsan eğer
Cos honey
Gerçek bir sevgi istiyorsan eğer
Il a pris cette ville du général Coz. Il s'est battu et il a bu.
Kasabayı General Cos'tan alırken savaştı,... o zaman da sarhoştu.
M. Cos... oh!
Bay Cos.... Ah!
C'est Cos et Larry.
Bunlar, Cos and Larry.
Dr Hewitt, je vous présente Cos Erickson.
Dr. Hewitt, Cos Erickson'la tanışın.
Cos, est-ce qu'on peut arrêter pour ce soir?
Cos, çalışmayı bırakabilir miyiz?
Cos, arrête d'embêter le docteur Hewitt.
Cos, Dr. Hewitt'le uğraşmayı bırak.
Cos doit s'en aller.
Cos, gitmen gerekiyor.
Non, Cos, je ne vais pas lui faire du charme.
Hayır, Cos, onu ayartmayacağım.
À présent que vous m'avez vue poser pour Cos Erickson, vous rêvez de tout savoir sur lui aussi.
Beni Cos Erickson'a modellik yaparken gördüğünüze göre, onun neyin nesi olduğunu öğrenmek için de ölüyorsunuzdur.
- Cos est gentil.
- Cos, iyi biridir.
Pour Cos, ça revient au bannissement de toute douleur ou chagrin.
Ama Cos'un iddasına göre bu sözcük, acıyı ve kederi kovmakmış.
Cos, arrête.
Cos, kes şunu.
Cos, il a été plus fort que toi.
Cos, fena çuvalladın.
Arrête, Cos.
Kes artık, Cos.
Cos, je crois que tu peux aller te rhabiller.
Cos, git şu köşede tek ayak üstünde dur.
Pauvre Cos.
Zavallı Cos.
Oui, pauvre Cos.
Doğru, zavallı yaşlı Cos.
Laisse-les tranquilles, Cos.
Onları kendi hallerine bırak, Cos.
- Cos!
- Cos!
Mais qu'est-ce qui se passe ici, Cos?
Neler oluyor, Cos?
Lorsque j'ai appris la mort de Germanicus, je me trouvais sur l'île de Cos.
Germanicus'un öldüğünü duyduğumda Cos adasındaydım.
Parce que...
Cos...
- Le pouvoir au peuple, Cos.
- Halkların gücüne Cos.
Ne fais pas ça, Cos.
Yapma. Bunu yapma, Cos.
Ce n'était pas un voyage, Cos.
O bir yol değildi Cosmo.
Fais ce que tu as à faire.
Ne istersen onu yap Cos.
La priorité absolue est de mettre immédiatement un terme au projet COS.
Karar listesinin en tepesinde, COS projesinin hemen yok edilmesi var.
Oui. Il aurait pu être trafiqué, mais la personne aurait dû neutraliser le COS.
Tabii ki elle değiştirilmiş olabilir ama bunu yapan kişinin önce COS'u aşması gerekir.
- C'est quoi le COS?
- COS da nedir?
Si on voulait neutraliser le COS, que faudrait-il...?
Eğer COS'u aşmak isterlerse ne yapmaları gerekir?
Le COS contrôle les appels?
COS, tüm konuşmaları da izliyor mu?
Voici l'enregistrement du COS de l'appel reçu par Drake avant sa mort.
Bu da, ölmeden önce Drake'in yaptığı telefon görüşmesinin COS tarafından yapılmış bir kaydı.
Eurisko perdait une fortune avec le projet COS.
COS projesi, Eurisko'ya büyük zararlara mal oluyordu.
Quand je te vois, ma praline de rêve, je rajeunis!
¶ Cos you, you nutsy chick, you broad ¶ You make me feel so young. Boom!
MODE PINGOUIN CHARGEMENT LANGAGE 1 ) TROUVER NOURRITURE 2 ) BATIFOLER
( Penguen Dili Yükleniyor ) Görevler : 1 ) Yiyecek bul 2 ) Eglen cos
Appelez les urgences du Connecticut et envoyez une ambulance au 827, Franklin Street, Cos Cob.
- John? Connecticut'ta 911'i arayın. Cos Cob'da 827 Franklin Sokağı'na bir ambulans çağırın.
Je l'ai déjà fait.
Cos l bile.
Personne ne vous croit, tout le monde sait cos ce que vous faisiez.
Kimse sana inanmıyor çünkü herkes senin ne yaptığını biliyor.
Cos autrement vous savez ce qui se passe?
Aksi taktirde ne olacağını biliyor musun?
Vitajex, jex, jex Vous pousse, pousse, pousse
Vitajex, jex, jex Coş, coş, coş, coşturur.
Laisse ma joie m'emporter bouillonnant et roulant...
Kendi duvarlarını ve aklının kasvetli zindanlarını aş. Ve dünyanın uzak ucuna taş. Dalgalan, gürle, coş.
Je suis désolé, Cos.
Üzgünüm Cos. - Benimle paylaşabilirdin.
- Elle ne sont pas belles?
- Çoş hoşlar, değil mi?
Où sont les cos-locataire?
"Odas-arkadaşların" nerede?
"Lâche la bride Suis ton cours comme une rivière " Brille comme un phare "
"Yakanı gevşet, bir nehir gibi coş, bir güneş gibi parla" gibi.
- Je suis d'accord. Ca craint, la Disco.
coş coş, disko.