Translate.vc / French → Turkish / Coyote
Coyote translate Turkish
573 parallel translation
Un coyote. Ce n'est pas un coyote.
Bu tilki değil.
Vieux coyote!
- Seni ihtiyar çakal!
Un jacasseur comme toi n'a pas plus de conscience qu'un coyote. Ecoute le demi.
Çakalda bile senden çok vicdan vardır.
Vieux coyote miteux!
Bill! Seni yaşlı yaralı çakal!
Ce vieux coyote a un crapaud dans la gorge.
[Howling Continues] Yaşlı çakalın boğazında bir kurbağa kalmış.
Je ne te dirai jamais où ils sont, coyote imberbe!
Sana nereye gittiklerini asla söylemem, seni tüysüz çakal.
Et le petit coyote aussi.
Evet, bir de küçük kurda.
Nous devons gagner Lordsburg, petit coyote.
Seni de Lordsburg'e götürmemiz gerek, küçük Kurt.
- Petit coyote.
- Küçük Kurt.
Salut, Perley... vieux coyote.
Perley, merhaba eski dostum.
Ce coyote ne les aide pas.
Şu çakal da hiç yardımcı olmuyor.
Assez pour reconnaître un coyote.
Çakal sesi duyunca tanıyabilecek kadar uzun zamandır.
On dirait un coyote traversant des broussailles.
Sese bak, sanki bir çakal çalilar arasinda yürüyor.
C'est juste un coyote qui chante à sa petite amie.
Şanslı bir çakal, sevgilisine serenat yapıyor.
Juste un coyote qui a traversé le corral, je suppose.
Çakal, ahırın yakınında geçti sanırım.
Sale rat galeux, fourbe coyote!
Seni kirli, uyuz, köstebek bacaklı, sinsi yürüyüşlü, berbat çakal eniği!
Tu devrais avoir honte, Ruby, de soupirer après ce coyote.
Ayıp sana, Ruby! O kuduz herif için evin içinde dört dönüyorsun.
Un petit coyote.
Sadece bir çakal.
Un coyote.
Bir çakal.
C'est un coyote?
O bir çakal mı?
Un coyote ne passerait pas dans ce canyon.
Bu kanyondan çakal bile geçmez.
Señor, pas comme un renard, comme un coyote.
Senyör, tilki gibi değil. Çakal gibi.
Je crois avoir entendu un coyote glapir.
Bir çakalın ulumasını duyduğumu sandım.
Tu ferais mieux de t'agenouiller sur tes rotules crasseuses et de te traiter de coyote galeux, vieux putois nauséabond!
Kirli dizlerinin üzerine çöküp "Uyuz çakalım tekiyim ben," desen iyi edersin,... seni gidi kokuşmuş ihtiyar kokarca!
Coyote Kid, Pancho Kid.
Coyote Kid, Pancho Kid.
Vous êtes un coyote humain.
- Çakalın tekiymişsin.
Si je suis un coyote, ils sont quoi?
Ben çakalsam onlar ne peki?
Beaucoup, je parie. Et vous me traitez de coyote.
Bahse varım çok etmiştir.
A 220 degrés sud-est... notre prochaine halte, le col du Coyote.
Güneybatıdan 220 derece güneye. Diğer konaklama yerimiz, Çakal Geçiti.
A trois jours de cheval du col du Coyote, il y a un autre cimetière.
Dostum, Çakal Geçiti'nin ardından üç günlük sürüş sonrasında, bir başka mezarlık var.
Tu vas te mettre â courir comme un coyote éventré.
Bağırsakları dışarı fırlamış kurt gibi koşmaya başlayacaksın.
Une cellule grande comme un trou de coyote.
Küçük bir oda, bir çakal ininden büyük değil.
Oh, te voilà, coyote rampant.
Demek buradasın, seni sürünen çakal.
Dans un bon jour, je peux surprendre un coyote.
Kafaya koyarsam bir çakala bile yaklaşırım.
Quoi? C'est juste un coyote.
Sanırım Josh aklını kaçırdı.
Josh avait raison pour le coyote.
Sanırım Josh haklıydı.
Je n'ai pas entendu un coyote crier en un an.
Bir yıl boyunca, oralarda çakal sesi duymadım.
Un méchant coyote l'entend, et s'approche de lui. Il tend la patte... et sort le petit oiseau de sa bouse.
Kötü kalpli bir çakal onu duymuş ve sinsice sokulmuş tezeğe doğru uzanmış tezeğin içinden onu almış.
Oiseau, coyote, bouse...
Kuş, çakal, inek tezeği...
J'ai aussi compris la morale de l'histoire de ton grand-père, celle de la vache qui couvre l'oiseau de bouse pour le tenir au chaud, et du coyote qui l'en sort pour le manger.
Ayrıca büyükbabanın analttığı hikayeyi de düşündüm. İnekli olanı. Kuşu ısıtmak için onu tezeğiyle korumaya çalışıyor ve sonra da çakal onu temizleyip, yiyor.
Donne-moi un bisou coyote.
Bana bir öpücük ver.
Mon père et moi sommes fiers d'avoir amené Cyclope à Coyote.
Babam ve ben Kiklops'u Coyote'ye getirmekten gururluyuz.
Il est évident que les bus Coyote...
Coyote Otobüs Hattı ile uyum...
C'est ici Coyote.
Demek burası Coyote.
Au nom de la compagnie, bienvenue dans notre superbe salle à manger.
Coyote Hatları, İkiyüzüncü Yıl yemek salonunda sizlere hoş geldiniz der.
Coyote espère que vous apprécierez votre 1 er arrêt à bord de ce direct New York / Denver.
- Denver yolculuğunuzun ilk molasından hoşnut kalmanızı diler.
Adieu, coyote de Warlock!
- Güle güle.
Ils ne sont pas encore lassés de jouer au coyote!
Eğer Hintliler yorulacaktır düşünüyor musunuz bir coyote taklit?
C'est bien - de profil. M. Coyote Kid, un peu plus en avant, M. Grimpo, un peu en arrière.
Bay Coyote Kid, biraz ileri geçin.
Qui penserait qu'un homme s'inquiête pour un coyote?
Köpekten korkan bir kovboy.
Au nom de l'équipage,
Kaptan ve ekibi adına Coyote, molasız New York