Translate.vc / French → Turkish / Credit
Credit translate Turkish
5,354 parallel translation
Pas de carte de crédit.
Kredi kartı yok.
J'en ai un peu envie. Mais si je le fais, ça veut dire que j'accepte de l'épouser, prendre un crédit, acheter des tombes adjacentes, tu vois?
Evet bir bakıma istiyorum ama eğer ki söylersem bunun onunla evlenmeyi kabul edip, mortgage alıp, ortak mezar alanı almak anlamına geleceğini düşünüyorum.
Ces plus récents frais de carte de crédit sont à la boutique de souvenirs de l'hôpital.
Son yaptığı kredi kartı harcamaları hastane hediye dükkanından.
Leur temps de vie est à crédit.
Hepsinin zamanı kısıtlı.
Sheldon, tu disais que ça t'énervait de recevoir du crédit pour quelque chose que tu n'as jamais voulu faire.
Sheldon, yapmamış olmayı istediğin bir şey için ilgi görmekten mutsuz olduğunu söyledin.
Comment peux tu ne pas aimer recevoir du crédit pour avoir joué Wesley Crusher?
Wesley Crusher'ı oynadığın için gelen ilgiyi nasıl sevmezsin?
Personne ne "hack" ma carte de crédit.
Kimse benim kredi kartlarımdan izimi sürmez.
Oui, je vais le faire passer sur ma carte de crédit
Tabii kredi kartımla öderim.
Oui, c'est comme essayer de monétiser du crédit troqué dans un marché dérivé.
Tedavüle kaldırılan hesapları, borçla satmak gibi birşey.
- = BOC Achat par carte de crédit Cha Eun Sang pour 24 030 wons le 25 / 11 à 21h45 Système de monnaie Coréenne = -
"Joeun Kart" Cha Eun Sang, Hangook Nakliyat'a 24,030 Won ödedi.
Oui. Un paiement par carte de crédit. 24 030 wons.
Evet, 24,030 Won'luk bir kart işlemi.
24 030 wons, payé par carte de crédit.
24,030 Won'luk bir kart işlemi.
Et j'ai été l'heureux titulaire d'une carte de crédit.
Sonra, neticesinde Texaco Kartı'nın onurlu bir sahibi oldum.
Elle... Elle était mêlée à un trafic de cartes de crédit au restaurant où elle travaillait.
Çalıştığı yer olan mola tesisinde kredi kartı dolandırıcılığına karışmıştı.
Tu pourrais me faire crédit, par exemple, je vais t'expliquer...
Biliyordum. Şimdiden sarhoşsun.
Prends pas de crédit quand ils ont des billets en main.
Ellerinde nakit varsa kredi karti kabul etme..
Dick recrute des gens à difficulté et leur confie des responsabilités pour qu'ils puissent avoir des cartes de crédit et se sentir importants.
Dick yanına bir sürü insan alıyor ve onları bazı şeylerin başına yönetici yapıyor. Böylelikle o insanlar da kendilerine kartvizit çıkarıp önemli biriymiş gibi hissedebiliyorlar.
les crottes de chien, les alarmes de voitures, les panneaux de stationnement illisibles, les poussettes doubles, la mode du jeans en dessous des fesses, l'eau de Cologne, les chewing-gums, les vélos, les hamsters, les camions-poubelles, les voisins, les cintres en métal, les télécommandes, les cartes de vœux, les sandales tongs, les dépliants de coiffeur à rabais, les obèses, les pigeons, la chaîne météo, l'odeur de l'urine, les jeunes mamans, les offres de cartes de crédit, les appels masqués, les grands parapluies, la ligne de métro F, l'aéroport JFK, la voie rapide Brooklyn-Queens, les taxes de retrait bancaire, les magasins à un dollar, les présentateurs radio,
O küçük listesinde köpek boku, araba alarmları okunmaz trafik işaretleri, ikiz bebek arabaları düşük bel modası, erkek kolonyası sakızlar, bisikletler, hamsterlar çöp kamyonları, komşular, metal askılar, TV kumandası kutlama kartları, taklalar, ucuz saç kesimleri için el ilanları, şişkolar güvercinler, Hava Durumu, çiş kokusu, çiçeği burnunda anneler kredi kartı teklifleri, engellenmiş telefon numaraları büyük şemsiyeler, F treni, JFK, BQE ATM servis ücretleri, bir milyoncular, radyo karakterleri örgülenim, Starbucks, Knicks Knicks, Knicks ve Tanrı.
L'hypothèque. Les cartes de crédit.
Kredi borçlarını, kredi kartlarını ödeyecek kadarını.
Cartes de crédit. - En comptant?
- Nakit olarak mı yapılmış?
- Sans façon. Je croulais sous les factures d'hôpital pour Horry. Votre père a payé le crédit de notre maison pendant un an.
Horry kaza geçirip ben hastane faturalarına boğulduğumda evimizi kaybetmeyelim diye babanız bir yıllık ipoteğini ödedi.
Mais tu la laisses boire à crédit.
En son ne zaman ona hesap ödettin?
Dans le dossier de l'ICE, il y avait un numéro de carte de crédit.
Erkek arkadaşının sana verdiği MİB dosyasında bir kredi kartı buldum.
Une carte de crédit.
Kredi kartı o.
Du shopping avec crédit illimité.
Limitsiz kredi kartıyla alışveriş yapmak gibi.
Tu fais crédit?
Neden? Hesap defteri mi işletiyorsun?
- Ils font plus crédit.
Artık "eninde sonunda" yok.
Si tu prenais un autre crédit, pour pouvoir vraiment investir?
Neden bu mekan için ikinci bir ipotek çıkarmıyoruz? Biraz gerçek para yatırsak?
Pas de factures d'hôtel gênantes. Rien sur le relevé de carte de crédit.
Uğraşacak bir otel faturası yok, sorgulanacak kredi kartı ekstresi yok.
Elle a embauché un détective. Relevés de cellulaire, comptes de carte de crédit, audio, vidéo, tout le tralala.
Cep telefonu kayıtları, kredi kartı ekstresi ses ve video kayıtları.
Et de crédit.
Kredimiz de kalmadı.
Votre compte passe en récupération de crédit.
Ve şu an tahsilat bölümüne aktarılıyor.
La maison fait pas crédit.
Taksit yapmıyorum lan ben, ucuzcu mağaza mı sandın beni?
La maison ne peut pas faire crédit.
Bildiğin üzere burada kredi işi yapmıyoruz.
Et votre carte de crédit.
Bir de kredi kartı alayım.
Je n'ai pas de carte de crédit.
Kredi kartım yok.
Ok. Comme vous n'avez pas de carte de crédit.
Madem ki kredi kartın yok, o halde parayı alıyorum.
Sans carte de crédit.
Kredi kartınız bile yok.
Je ne veux pas perdre tout mon crédit.
Çöplüğümü hafife almaya çalışma.
Ma carte de crédit est refusée.
Kredi kartımı kullanmaya çalıştım red edildi.
J'ai trouvé un bon emploi, acheté une maison à crédit.
Kendime bir iş buldum. Kredi çektim ve kendime küçük bir ev aldım.
Si on parle de gagner en crédit, tu te retrouveras immédiatement sur son radar.
Güvenilirlik kazanmaktan bahsediyorsak bunu yapmak seni anında onun radarına sokar.
Pour lui, je suis la propriétaire de son bar, un crédit.
Ona göre ben barının sahibiyim, onun tek para kaynağıyım.
Je dis ça parce que nous avons regarder vos finances, Nick. 117000 $ de dettes de cartes de crédit.
Bundan bahsetme sebebim Nick, mali tablonuzu inceledik... ve 117.000 dolar kredi kartı borcunuz çıktı.
C'est tous les achats faits avec les cartes de crédit?
Bütün bunlar kredi kartıyla alınan şeyler mi?
Du sang dans la maison, les cartes de crédit, l'assurance vie.
Evde kan, kredi kartları, hayat sigortası.
- Avec la carte de crédit d'Andie.
- Andie'ninkini kullanın.
Des achats faits en carde de crédit au nom de votre mari.
Kocanızın kredi kartıyla alınan şeyler.
Nick et les cartes de crédit.
Nick ve kredi kartları işte.
Il faut que tu admettes que tu avais ces cartes des crédit Et que tu avais caché toutes ces affaires chez Go, et que tu m'as poussée.
Kredi kartlarını kendin aldığını... malları Go'nun evine sakladığını ve beni ittiğini kabul etmelisin.
Comptant ou crédit?
Nakit mi, kredi kartı mı?