Translate.vc / French → Turkish / Cruiser
Cruiser translate Turkish
98 parallel translation
Cruiser!
Cruiser!
Cruiser, descends!
Cruiser, buraya gel!
Central, ici Panella.
Merkez, Cruiser 252.
- Les Range Rovers, Landcruisers? - Allons-y.
Range Rover, Land Cruiser?
La banquette arrière de la Vista Cruiser... vaut celle de la Pontiac.
Vista Cruiser'un koltuğunu bilirisin... Pontiac CataIina kadar büyük.
La batterie de la Cruiser est peut-être à plat.
Arabanın aküsü falan bitmiştir.
Et vous avec Eric pour sa Cruiser et son sous-sol.
Sizinde Eric'le takılmanızın nedeni... Vista Cruiser ( arabası ) ve de bodrum katı.
On n'y peut rien. Tu sais, Bob, le garage me propose 400 $ de reprise pour ma Vista Cruiser.
Biliyor musun Bob, bayideyken oradaki elemanlar 400 dolar karşılığında bana dandik bir Vista Cruiser önerdiler.
Je te reprends la Cruiser, même si elle tète un max.
İstersen Cruiser'ı ben alırım baba. Dandik falan olması umurumda olmaz.
Bonne nouvelle! Mon père va me filer sa Vista Cruiser.
Babam Vista Cruiser'ı bana vermeyi düşünüyor.
Même s'il nous la donne, il faudra un max de fric pour faire le plein de ce bateau.
Arabayı alsak bile sağlam benzin parasına ihtiyacımız olacak. Ne de olsa Cruiser dediğin bir tekne cinsi.
Ouvre l'oeil et cherche plutôt la Vista Cruiser.
Vista Cruiser için gözünü dört aç.
Dis-lui et la Cruiser est à toi.
Dediğimi yaparsan Vista Cruiser'ı alabilirsin.
Je ne peux plus te prêter la Vista Cruiser. Je te déteste bien trop.
Şimdi hatırladım da Laurie, sana Vista Cruiser'ı veremem çünkü senden nefret ediyorum.
Tu ne vas pas conduire la Vista Cruiser.
Laurie, Vista Cruiser'ı kullanamazsın.
Je sautillais sur le chemin du petit lapin, quand un type m'a offert 200 dollars pour la Vista Cruiser.
Eski tavşan patikasından aşağı sekiyordum ve adam arabaya 200 dolar teklif etti,
C'est une Vista Cruiser! De quoi faire une croisière vers de nouveaux horizons.
O bir Vista Cruiser tam anlamıyla "manzaraları" "dolaşabilrsin".
Et l'achat de ce Land cruiser fait toute la différence.
O Landcruiser'ı almak da hayatımı değiştirdi.
Donna a trouvé la culotte d'une autre dans la Vista Cruiser.
Donna, arabada başka bir kadının külotunu buldu.
Maman... pourquoi était-elle dans la Vista Cruiser?
Külotun neden arabadaydı?
- Toujours fermer la Vista Cruiser à clé.
- Her zaman arabanı kilitlemen.
Et la clim de la Vista Cruiser est cassée.
Sonra... sonra arabanın ısıtıcısı bozuldu.
Quand est-ce que Red te rendra les clés de la Cruiser?
Sence Red sana arabanın anahtarını ne zaman geri verecek?
" Excusez-moi, monsieur, le Land Cruiser vous intéressera peut-être.
" Pardon, beyefendi, belki Land Cruiser ilginizi çeker.
Hé bien, je suppose que je pourrais demander un lecteur de cassettes pour la Vista Cruiser... comme je l'ai fait pour les... 80 dernières années...
Sanırım arabam için bir kaset çalar isteyebilirim... 80 yıldır istediğim gibi.
- Parce qu'il s'est juste cassé avec la Vista Cruiser.
- Az önce arabayla gitti de.
Donna a trouvé une culotte dans la Vista Cruiser d'Eric...
Donna Eric'in Vista Cruiser'ında bayan külotu buldu.
Très bien Hyde, cette caisse est bien... mais bon, ce n'est pas une Vista Cruiser.
Pekala Hyde, araba iyi hoş da bir Vista Cruiser değil yani.
Mais tu sais, on peut faire asseoir 8 personnes dans la Vista Cruiser... 9 si quelqu'un s'assoit sur la roue de secours.
Ama Vista Crusier sekiz kişi alıyor biliyor musun hatta biri kucağa oturursa dokuz.
Eric, donne-moi les clés de la Vista Cruiser
Şimdi, Eric, "Vista Cruiser"'ın anahtarlarını ver.
La Cruiser est ma "Batmobile"!
"Cruiser" benim yarasa aracım.
4ème séance Un Land Cruiser à Zhuhai.
"Dördüncü Seans" Bir Land Cruiser da Zhuhai'e.
Je t'ai demandé de changer l'enjoliveur de la Vista Cruiser.
Sana, Vista Cruiser'ın jantlarını değiştirmeni söylemiştim.
C'est juste... c'est la dernière fois que toi et moi on va s'appuyer contre la Vista Cruiser
Vista Cruiser'ın yanında oturmamızın sonuncusu olabilir.
Il a déjà confisqué la vista cruiser. Et confisqué mon argent de poche.
Zaten Vista Cruiser'ı alarak, beni cezalandırdı.
Je me suis acheté une caisse, un Land Cruiser 1989.
Onu sürüyorum. '89 Land Cruiser.
Non, et la Cruiser n'est plus là.
Hayır, ve arabası da gitmiş.
Papa nous prêtera sa voiture.
Cruiser'ın dükkanda olduğunu biliyorum, ama babamın arabasını alabiliriz.
Oui, mon boss me l'a prêtée.
Eğitim memurum, bir tur için Cruiser'ı almama izin verdi.
Cruiser!
Bruzer, hayır!
Cruiser, non!
Bruzer, Hayır!
C'est une Toyota Land Cruiser noire.
Siyah Toyota Land Cruiser.
Bonjour M. Forman, Je me demandais si vous pourriez nous prêter la Vista Cruiser.
Selam Bay Forman, belki Vista Cruiser'ı bize ödünç verebileceğinizi düşündüm.
Je croyais t'avoir demandé de nettoyer la vista cruiser.
Sana Vista Cruiser'ı temizle dediğimi düşünüyordum.
Non, j'étais là, vous avez bien dit "Va nettoyer la cruiser."
Hayır ben oradaydım Red. Kesinlikle, "Cruiser'ı temizle" dedin.
La vista cruiser?
Vista cruiser, ha?
Ouais, tu dois certainement rouler dans une bagnole allemande.
Evet, herhalde artık pırıl pırıl bir Kraut-Cruiser kullanıyorsundur.
Mustang, Camaro, Escalade, P.T. Cruiser, des voitures de mec.
Mustang, Camaro, Escalade, PT Cruiser erkek arabasıdır.
Quoi de neuf avec la Cruiser?
Ee, Vista Cruiser ile ilgili durum nedir?
Je faisais une pause.
Ara vermiştim, bir PT Cruiser'a oturmuş etrafa bakıyordum.
Je suis en train de cruiser, là.
Randevudayım burada.