English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Cräne

Cräne translate Turkish

1,651 parallel translation
Crane, passons pour cette fois.
Crane, bunu görmezden geliyoruz.
- Crane.
- Crane.
- Vous fumez?
- Sigara içer misin Crane?
M. Crane, puis-je vous aider?
Bay Crane, yardım edilecek bir şey var mı?
M. Hansen, je ne sais pas ce qu'en pense M. Crane, mais j'ai lu le script et je dois dire As the World Turns parle d'être indispensable.
Bay Hansen, Bay Crane ne düşünür bilmem ama metinleri okudum, söylemeliyim ki As the World Turns gerçekten izlenesi bir program.
Merci de me caser entre deux RDV.
Crane, ben sıkıştırdığın için teşekkürler.
Il prétend avoir un morceau de kryptonite dans le crane.
Kafasının içinde bir parça kriptonit olduğunu iddia ediyor.
Il s'appelle Walter Crane.
Bombacının adı Walter Crane.
Scénario d'apre s le roman de Stephen Crane "La marque rouge des braves"
Stephen Crane'in "Red Badge of Courage" isimli eserinden sinemaya uyarlanmıştır.
Et parce que c'est mon coeur. "
"Çünkü, bu benim kalbim" demişti... STEPHEN CRANE
Vous vous êtes rasé le crane?
Kafanı mı tıraş ettin?
Thomas Craine, on a signalé sa disparition, il ya trois jours. 39 ans.
Thomas Crane. Üç gün önce kayıp olduğu bildirildi. 39 yaşında.
Susan Crane, fonctionnaire retraitée, 72 ans, cause de la mort, pneumonie.
Susan Crane, emekli memur, 72 yaşında, ölüm sebebi zatürree.
J'ai besoin de quelque chose pour mon mal de crane.
Baş ağrım için bir şeyler verebilir misiniz?
- Vraiment? Stephen Crane a fréquenté l'université en 1891
Steven Crane, üniversiteye 1891'de geldi.
Mets une balle dans mon crane.
Beynime bir tane sık.
Mlle Crane.
Ben Doktor Gallagher.
Eve, Marcie Crane.
Marcie Crane, Yargıç Latimer'la hemen görüşmem gerek.
Procureur ou pas, ça ne devrait pas être aussi une croisade pour vous... en tant que représentante de l'État?
Davacı olsun ya da olmasın bu sizin için de bir savaş olmalı Bayan Crane. Yani, milletvekili olduğunuz için...
- Mlle Crane? - Désolée, Votre Honneur.
Affedersiniz sayın yargıç.
Mlle Crane, voulez-vous contre-interroger ce témoin?
Bayan Crane bu şahiti sorgulamak ister misiniz?
HISTOIRE CLINIQUE FORMULAIRE DE DIAGNOSTIC
Marcie Crane.
Et il est trop tard pour Marcie Crane.
Ayrıca Marcie Crane için de çok geç.
Il tassait une charge explosive avec une barre de fer lorsque la poudre à canon s'est enflammé et un fer de trois pieds a transpercé le crane Phineas.
Demir bir çubukla, kayanın arasına patlayıcıyı sıkıştırırken, barut erken patladı ve 90 cm. boyundaki demir çubuk Phineas'ın kafatasına girdi.
RÉSULTATS DE LA RECHERCHE JEREMY CRANE
Bu O!
- C'est lui. - Jeremy Crane.
Jeremy Crane.
Excuse-moi de t'embêter, mais je voulais savoir où ça en était avec notre dentiste, Jeremy Crane.
Sürekli aradığım için üzgünüm ama, dişçi Jeremy Crane konusunda ne olduğunu merak ediyorum.
Et Jeremy Crane?
Jeremy Crane ne oldu?
Jeremy Crane a eu une attaque il y a quatre mois.
Jeremy Crane dört ay önce kalp krizi geçirmiş.
Le commandant de la mission, Rollie Crane et la pilote, Nadia Schilling... programment l'allumage... qui va nous propulser vers Vénus.
Uçuş komutanı Rollie Crane ve pilot Nadia Schilling itici enjeksiyonlarını programlıyorlar, Bu bizi Venüs'e olan yolculuğumuza çıkaracak.
Chet Huntley parlait de Jackie et de ses enfants, qu'elle venait de perdre un enfant, et Harry Crane épluchait ses papiers, calculant combien de pubs étaient déprogrammées.
Chet Huntley, Jackie ve çocuklardan bahsediyordu. Yeni kaybettiği bebeği anlatıyordu, Harry Crane'se kağıt karıştırıyordu. Kaç reklamın yayınlanmayacağını hesap ediyordu.
Attention tout le monde, Harry Crane est ici.
Herkese merhaba, Harry Crane geldi.
Mr. Crane...
- Bay Crane...
Olive, à partir de maintenant il n'est plus nécessaire d'inclure Mr. Crane au casting.
Olive, bundan böyle Bay Crane rol seçmelerine dahil edilmeyecek.
- J'utilise la batte de Harry Crane, Et j'imagine que c'est sa grosse tête.
- Harry Crane'in raketini kullanıyorum ve bu onun koca kafasıymış gibi davranıyorum.
Harry Crane.
Harry Crane.
Commencez par vous salir les mains avec Bert Cooper et Harry Crane.
Bert Cooper ve Harry Crane ile tırnaklarını kirletmeye başla.
Et un département Média-Télévision dirigé par Monsieur Crane.
Bir de Bay Crane'in yönetimindeki televizyon ve medya planlama.
- Crane.
Crane.
Crane, vous êtes là?
Crane orada mısın?
Que crois-tu qu'on fait ici, Crane?
Sence burada tam olarak ne yapıyoruz, Crane?
Tu as fourré ton nez dans un compte à 25 millions de dollars, Crane.
Burnunu soktuğun, 25 milyon dolarlık bir iş, Crane.
J'allais te tirer une balle dans le crane!
Kafana sokarım mermiyi!
Et Stephen Crane?
Stephen Crane'e ne dersin?
Ça se lit encore, Stephen Crane?
Artık Stephen Crane okuyan kalmadı mı?
On pourrait s'en passer, trouver plus récent.
bilirsin, Stephen Crane'siz de bunu yapabiliriz, daha yeni bir şey kullanabiliriz.
Un gars de l'orchestre philarmonique de Los Angeles. Adam Crane.
Los Angeles filarmoni orkestrasından Adam Crane.
Pour vous mettre une balle dans le crane.
Beynine bir kurşun sokmaya geldim.
Je pense que je vais commencer par retirer le crane.
Bugün kafatası kemiğini keserek döneme başlamayı düşüyorum.
CLINIQUE CRANE
Evet.
Avoir une police avec un crane de mortâ comme symbole?
Sembolleri kuru kafa olan bir polis kuvvetimizin olması tuhaf değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]