English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Cuma

Cuma translate Turkish

7,394 parallel translation
"tous les vendredis soirs, Tony est avec sa maîtresse."
"Evet, Tony Jimmy'yi dövemezdi çünkü her Cuma gecesi, Tony metresiyle birlikte olur."
Cette mesure ne concerne que les produits livrés à Fort Chicken et Danville.
Bu uyarı sadece Cuma günü paketlenip Fort Chicken ve Danville'e dağıtılan tavuk için geçerli.
La nuit dernière était le cinquième vendredi dans la colonne où Dan ne m'a pas appelé.
Dün akşam, Dan'in beni aramamasının üzerinden 5 cuma geçti.
Radisson, 11 : 00 le Lundi, Mercredi, et Vendredi.
Felsefe 150. Radisson, 11 : 00 on Pazartesi, Çarşamba, ve cuma.
En passant, j'ai réservé pour nous ce vendredi au restaurant La Rive Gauche.
Büyük bir indirimli satış devam ediyor. Oh, bu arada bizim için Cuma gününe randevu yaptım.
Et je veux que vous écoutiez mon émission vendredi et que vous veniez à l'église dimanche.
Cuma günü yayınımı dinlemenizi... ve pazar günü kiliseye gelmenizi istiyorum.
- Au moins tu sauras ce que les gens admireront vendredi.
En azından cuma günleri insanların hayran olacağı şeyleri biliyorsun.
C'est vendredi.
Cuma gecesi.
Hors de question que je vienne vendredi.
Cuma gününe kadar yapabilmemin imkânı yok.
Vendredi, on est allés au ciné.
Cuma günü sinemaya gitmiştik.
- Khamenei fait les prières du vendredi.
Khamenei Cuma Namazı kıldıracak.
Prières du vendredi
19 Haziran 2009 Cuma namazı
Plutôt vendredi matin...
Cuma sabahı uygun.
Non, je suis payé le vendredi.
Hayır, paramı Cuma günü alıyorum.
Tu te souviens de nos vendredi soir?
Cuma akşamlarımızı hatırlıyor musun?
Vendredi prochain, 18h?
Gelecek cuma? Saat 18?
- Vendredi.
- Cuma günü.
À vendredi, alors. Euh...
Cuma görüşmek üzere.
Ben Waterman porte la même cravate tous les vendredis.
Ben Waterman cuma günleri hep altın rengi kravat takıyor.
À ta cravate, on voit que c'est vendredi.
Kravatınıza bakarak bugünün cuma olduğunu söyleyebilirim.
On devrait faire ça chaque vendredi.
Bunu her cuma yapmalıyız.
Mes parents ne sont pas là et je fais une fête vendredi soir.
Pekala, bizimkiler şehir dışındalar. Cuma gecesi parti yapıyorum.
De t'avoir laissée à la fête vendredi.
Cuma günü seni partide öylece bıraktığım için.
On est quel jour... Vendredi?
Bugün Cuma mı?
VENDREDI
Cuma
On se voit vendredi.
Cuma görüşürüz.
Vendredi?
Cuma mı?
En fait, vendredi est la soirée d'ouverture du nouveau film Survival Games et elles m'ont invitée.
Aslında cuma "Survival Games" filminin açılış gecesi günü, ve beni de davet ettiler.
Rendez-vous vendredi, à 15 h?
Cuma saat 3 diyelim mi?
Vendredi prochain, j'emmène des étudiants méritants à Londres, à une causerie par le mathématicien Roger Penrose.
Dinle, gelecek cuma birkaç başarılı mezunu Londra'ya götüreceğim. Matematikçi Roger Penrose'un konuşmasını dinleyeceğiz.
Nous faisons une petite fête vendredi prochain.
Önümüzdeki cuma akşamı ufak bir ziyafet veriyoruz.
Je vous vois donc vendredi prochain.
Önümüzdeki cuma görüşürüz umarım.
Nous voyons un spécialiste vendredi.
Cuma günü bir uzmanla görüşeceğiz.
- Diana n'a pas de petit ami. Elle attend le bon. Elle va tourner une réclame pour la télévision vendredi avec le coureur automobile
Ama size önümüzdeki cuma televizyonda gösterilecek bir reklâmda oynayacağını söyleyebilirim.
Au lieu de "Friday", ça pourrait être
Frida Yelland. Belki de cuma değil de... - Cuma : ing.
Vendredi, c'est aujourd'hui.
Friday - Cuma - Soygunun yapıldığı gün.
Et vendredi après-midi?
Peki cuma öğleden sonra?
Un vendredi, il y a 15 jours.
Bir evvelki cuma.
Le vendredi 27 juillet, on a découvert un épouvantable meurtre à Shrive Hill House, à Slepe dans la région d'Oxon.
" 27 temmuz cuma günü Oxon'un Slepe köyündeki Shrive Hill Malikânesi'nde işlenen menfur bir cinayet ortaya çıktı.
- Pour vendredi, ça tient toujours?
Cuma günkü hayvanat bahçesi gezimiz hâlâ geçerli mi?
Ils dînent ensemble le vendredi.
Charles Highbank. Her cuma akşam yemeği yiyorlarmış.
Un vendredi, un bobby m'a rendu visite me demandant ce que nous faisions.
Geçen cuma akşama doğru yerel polis ne var ne yok diye bir ziyaret etti.
Roman parle de Dante aux Studios Friday.
Roman, Cuma günü Studiolo'da Dante üzerine bir konuşma yapacak.
- Non, ma chérie, on est vendredi.
- Hayır, bugün Cuma hayatım.
Les réclamations, c'est en semaine, de 8 à 14 h, à la Direction du transport, 211, av. Pellegrini, 1er étage.
Sonra pazartesi cuma arası, sabah sekizden öğlen ikiye kadar DMV, Carlos Pellegrini 211, birinci kata şikayette bulunabilirsiniz.
Mes jetons, s'il vous plaît.
Peki, Philips en geç cuma bizi geri çekecek. Hmm.
- Vous savez ce qu'on va faire :
Cuma Cuma senin yerinde buluşalım.
... - Selon son employeur, ma fille a démissionné vendredi.
ABC geçen cuma Frida'nın belgelerini teslim ettiğini söyledi.
- "Jour J" et "Vendredi"?
- D-Günü mü cuma mıydı?
- Pourquoi "Vendredi"?
Cuma nedir öyleyse?
- J'ai une autre idée.
Cuma olmayabileceğini düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]