Translate.vc / French → Turkish / Cupid
Cupid translate Turkish
128 parallel translation
On dit que Cupidon dansant parmi les Dieux, jeta le nectar... qui tomba sur la rose blanche la rendant éternellement rouge.
Cupid tanrılar arasında dans ederken fırlatmış yeryüzüne nektarı beyaz gülün üstüne dökülen nektar, onu sonsuza kadar yapmış kırmızı.
Vous avez mis Cupid à la place de Blitzen.
- Şu ren geyiği ile, yani. Cupid'i Blitzen'in yerine koymuşsun.
A croire que Cupidon est à l'œuvre.
İnsan, bu işte aşk tanrısı Cupid'in parmağı olduğundan kuşkulanıyor.
Dasher, Prancer, Dancer, Vixen, Cupid, Comet, Donder, Blitzen. - De rien.
Dasher, Prancer, Dancer ve Vixen Cupid, Comet, Donder ve Blitzen.
Allez, Cupid.
Şimdi, Cupid.
- Désolée, mais je garde mes enthousiasmes pour moi. tu n'es pas à l'abri d'un coup de foudre?
Belki de yanılıyorum, ama soyut şeyler üzerine konuştuğumuza göre Cupid'in oklarına karşı kalkanın olmadığını kabul ediyorsun.
Je suis le Cupidon de cette planète.
Dünyadaki bütün insanlar için ben bir cupid'im.
20h30 au Sony Lincoln Square.
Evet, Cupid'in Tüfeği. 8 : 30, Sony Lincoln Meydanında.
Cupidon, Ajax et Grincheux.
Cupid Ajax... ve Lefty.
Le soir venu, je ne pouvais imaginer la vie sans elle. Alors, j'ai prié Cupidon.
Gün bittiği zaman, onsuz bir hayat düşüncesiyle yüz yüze kalamazdım, bu yüzden... bu yüzden Cupid'e ( Aşk Tanrısı ) yardım için dua ettim.
C'est une plaque C.
- C lağımı. Cupid mi yani...
Qui eût cru que Cupidon allait chez les manucures?
Cupid'in 14üncü caddedeki güzellik salonunda karşılaşacağımız kimin aklına gelirdi?
Cupidon a grandi, tu te sens seule.
Minik oğlun Cupid tamamen büyüdü ve şimdi sen yanlızsın.
Piper, voici Cupidon.
Piper, Cupid. Cupid, Piper.
Nous sommes censées croire que vous êtes Cupidon?
Yani gerçekten senin Cupid olduğuna inanmamız mı gerekiyor?
Il va falloir mieux défendre le dossier Cupidon.
Yine de Cupid iddianı doğrulamalısın.
Ecoutez, Cupidon, vous voulez aider, mais n'avez-vous pas pensé que peut-être
Bak, Cupid sadece yardım etmeye çalıştığını biliyorum, ama aşka hazır olmadığımı...
Vous êtes Cupidon.
Sen Cupid'sin.
Cupidon.
Cupid.
Il est vivant. Si Cupidon a raison, il est en route pour venir ici.
Hala yaşıyor ve Cupid haklıysa biz şu anda konuşurken, o buraya geliyor.
Mais la différence, c'est que l'anneau ne le protègera pas, lui, mais qu'il le protègera, lui.
Yalnız bu sefer, yüzük onu değil Cupid'i koruyacak.
Le vaurien! Le voilà qui tire les flèches de Cupidon au hasard.
Küçük hergele Cupid'in oklarını çalmış, atış cümbüşü yapmıştı.
Je parle de Bébé, le fils de Cupidon et de Psyché.
Bebek Bliss'den bahsediyorum. Bilirsin, Cupid ve Psyche'nin oğlu.
J'ai monté Tornade, Danseur, Furie, Fringuant... Comète, Cupidon, Eclair, mais pas Tonnerre. Il préfère mater.
Dasher'ın, Dancer'ın, Prancer'ın, Vixen'ın, Comet'in, Cupid'in, Donner'ın üzerine bindim ama Blitzen'e binmedim.
Une martyre de Cupidon.
Cupid'in top mermisi.
Bobby Cupid, comment t'es arrivé ici?
Bobby Cupid! Buraya nasıl girdin?
"Belle alouette, fais-moi un signe! La flèche de Cupidon serait-elle courbe?"
Ey tarla kuşu, eğer bu asa Cupid'in okuysa söyle.
J'ai une ville pleine de gens seuls et je joue les Cupidon.
Ben yalnız insanlar bir şehir var, ve ben oynuyorum Cupid.
- Du calme, Cupidon.
- Kolay, Cupid.
Michael, tu es un vrai Cupidon.
Pekâlâ, Michael, sen tam bir Cupid'sin, değil mi? *
Laisse-moi jouer les Cupidons.
- Hadi, bu yıl Cupid ben olayım.
Si tu joues avec eux, souviens-toi. C'est Tornade, Danseur, Furie, Fringuant, Comète, Cupidon, Tonnerre, Éclair.
Ama onlarla oynayacaksan sıralarını unutma....... Dasher, Dancer, Prancer, Vixen, Comet, Cupid, Donner., Blitzen.
On prefere Jinny de mes reves.
Vay, görünüşe göre aşk tanrısı Cupid, lezbiyenlik yapmakla meşgulmüş..
Je suis Cupidon, dieu de l'amour.
Ben aşk tanrısı, Cupid'im.
" Je suis Cupidon, dieu de l'amour
" Ben aşk Tanrısı Cupid'im
Peut-être que je peux jouer à Cupidon.
Oh, peki, belki Cupid'i ( aşk tanrısı ) oynayabilirim.
Est-ce que vous connaissez le motel Cupidon?
Cupid Motel'i bilir misiniz?
- Cupidon.
- Oh, Cupid duyuyorum.
- Pire, c'est un amour.
- O kötü, o bir cupid olduğunu.
Les Fondateurs l'ont envoyé pour m'aider à trouver l'amour.
Bir cupid. The Elders bana gerçek aşkı bulmanıza yardımcı olmak için onu buraya indirdik.
Non, je suis un amour.
Hayır, cupid duyuyorum.
Cupidon!
Tamam. Cupid!
Ça doit être dur d'être Cupidon!
Tanrım, Cupid için emmek için var.
"En route, Cupidon!"
Koş, Cupid!
C'est toute la partie de la conspiration de Cupidon.
Bunlarin hepsi Cupid'in oyununun bir parcasi.
Va tirer tes flèches ailleurs, Cupidon.
Okunu ve yayını alsan iyi olur Cupid.
Notre amour est comme deux figues accrochées à un figuier, bercés par la main de Cupidon.
Aşkımız, Cupid * tarafından kucaklanmış ; bir incir ağacında ki iki incirin birbirlerine tutunmasıdır.
C'était un message... de Cupidon
bir mesajınız var... cupid'den.
Cupidon, niochon.
Cupid ( aşk meyvası ), salak.
Il y a plus important, je sais qui vous êtes, Phoebe.
- Daha iyi isimler olmadığından, adım Cupid. Daha önemlisi, seni tanıyorum, Phoebe.
Tire, Cupid!
Çek, Hırslı! Çek, Hızlı!