Translate.vc / French → Turkish / Célèbre
Célèbre translate Turkish
5,914 parallel translation
" La chute la plus célèbre d'Islande,
" İzlanda'nın en ünlü şelalesi.
Mais il a une super mauvaise habitude, qui est devenue célèbre.
Ama çok kötü bir alışkanlığı vardı, simgesi haline gelmişti.
Alors tu seras célèbre dans ce cas.
- O halde ünlü olacaksın.
Dans le virage, les passagers assis coté nord peuvent profiter du célèbre Tre Cime di Lavaredo.
Virajı dönerken, trenin kuzey tarafındaki yolcularımız meşhur "Tre cime di Lavaredo" yu seyre dalabilirler.
Dans le virage, les passagers assis côté nord peuvent profiter du célèbre Tre Cime di Lavaredo.
Virajı dönerken, trenin kuzey tarafındaki yolcularımız meşhur "Tre cime di Lavaredo" yu seyre dalabilirler. Harikulade, değil mi?
Seulement si on célèbre quelque chose.
Bir şey kutlamıyorsak almayalım.
On célèbre quelque chose?
Bir şey kutluyor muyuz?
Ensemble, on célèbre à poil notre foi dans le seigneur et notre amour en la poterie vitreuse.
Hep beraber tanrıya olan inancımızı ve sırlı keramik aşkımızı soyunarak kutlarız.
- On se reverra si je deviens une riche et célèbre écrivaine et que je commence à collectionner des tableaux.
- İleride zengin ve ünlü bir yazar olur da sanat eseri biriktirmeye başlarsam seni de ziyarete gelirim.
Elle a écrit son célèbre manuel, Du cerveau aux mots, en élevant trois enfants, dont elle a sûrement beaucoup appris.
Esin kaynağı olan ders kitabı... Nöronlardan İsimlere'yi 3 çocuk yetiştirirken yazmıştır. Bu süre içinde en az birkaç kere onların surat asmasıyla karşılaştığından eminim.
Il n'y a qu'une règle ici... plus la vedette est célèbre, plus la tente est énorme.
Burada tek bir kural var yıldızın ne kadar büyükse, çadırın da o kadar büyür.
Je mettrais ma main au feu... que tu vas devenir célèbre.
Elimi korum ki ortaya olmazsa olmaz isimlerden olacaksın.
C'est pour cela que je ne célèbre pas mon anniversaire.
Bu yüzden doğum günü kutlamıyorum.
Dramaturge célèbre, un mec sympa.
Ünlü oyun yazarı, iyi adamdır.
Ne regarde pas maintenant, mais je pense que quelqu'un de célèbre vient d'entrer!
Hemen bakma ama sanırım içeri ünlü biri girdi!
Je sais que je ne connais personne de célèbre, mais on connaît quelqu'un qui l'est presque.
Ünlü olan birini tanımadığımızı biliyorum ama ünlü olmak üzere olan birini tanıyoruz.
Reviens quand tu auras gagné 16 de plus et auras un bébé avec un célèbre crooner.
Bundan 16 tane daha kazanıp bir ünlüyle çocuk yaptıktan sonra gel.
Une réalité où Jerry est célèbre.
Jerry'nin ünlü olduğu bir evrendeki Letterman şovu.
Et je lui ai dit que papa allait cuisiner son célèbre poulet chasseur.
Ona babamın ünlü tavuk Cacciatore'sinden yapacağını söyledim.
On sera célèbre toutes les deux.
- Adımız çıkmış olur.
Tu vois, je serai célèbre.
- Benim çıktı bile.
Je vais vous rendre célèbre.
Seni ünlü birisi yapacağım, Bay Wooten.
Le célèbre Robert Rogers n'a plus à se présenter.
Ünlü Robert Rogers'ın hiçbir tanıtıma ihtiyacı yok.
Je suis encore une fois ici avec célèbre paranormal communicateur, Blanc de la Camomille.
Bir kez daha ünlü paranormal iletişimci Camomile White ile birlikteyiz.
Tu sais, et je veux que tu sois grande et riche, et célèbre.
Biliyorum.Zengin, Büyük ve ünlü biri olmak istiyorsun.
J'aimerais juste être plus riche... et plus grande... et plus célèbre.
Ama ben daha büyük zengin ve ünlü Biri olmak istiyorum.
Non mais il était tristement célèbre.
Hayır. Yani o korkutucuydu.
Vous devez être la célèbre guerrière Lagertha.
Şu ünlü Savaşçı Lagertha sen olmalısın.
Vous êtes plus célèbre, Gunnhild.
Sen benden önde gidiyorsun, Gunnhild.
Je suis Pierre L'Croissant, le métis de la mode français très célèbre.
Ben Pierre Le Croissant. Ünlü Fransız moda ustası.
Je ne pense pas que tu devrais tuer quelqu'un de trop célèbre.
Çok ünlü olan birini öldürmemelisin bence.
A son apogée, il était célèbre.
Zamanında çok meşhurdu.
Tu vas voir la nourriture avant qu'elle soit célèbre.
Tüm yiyecekleri tanınmadan önce görebilirsin.
- Vu que l'on est amené à La Culebra, la prison la plus célèbre en Amérique - du Sud.
La Culebra'ya, yani Güney Amerika'nın en meşhur hapishanesine gittiğimize göre.
- Pff, célèbre.
Meşhurmuş. Cyril, lütfen.
Cette soirée célèbre nos liens d'amitié.
Gördün mü? Bu akşam dostluk bağlarımızın ne kadar sıkı olduğunu kutluyoruz.
Vous étiez célèbre ce semestre là.
O dönem meşhur olmuştun.
Mais peu importe combien j'étais célèbre.
Nasıl büyük olduğunu bir önemi yok...
Monsieur Wilkie, Houdini est l'homme le plus célèbre en Amérique.
Sayın, Wilkie Houdini şu an Amerika'daki en ünlü adam.
Avec votre indulgence, Majesté, je... Je propose une démonstration de la célèbre adresse allemande pour le tir.
Majesteleri, tüm hoşgörünüzle ünlü Alman nişancılığıyla ilgili bir gösteri teklif ediyorum.
Matilda allait me rendre célèbre.
Matilda beni meşhur etmek üzereydi.
Il était célèbre à Manchester, il y a des années.
Yıllar önce Manchester'da popüler bir adamdı.
Pourquoi on célèbre pas simplement ma liberté et le fait indéniable que l'histoire est en train de s'écrire ici même.
Neden benim özgürlüğümü ve tarihin biraz sonra tam burada yeniden yazılacağı gerçeğini kutlamıyoruz?
D'ici là, je vais devenir un célèbre et riche américain.
O zamana kadar meşhur ve zengin bir Amerikalı olacağım.
Elle fait ce pour quoi elle est célèbre.
- En iyi yaptığı işini yapıyor.
Aujourd'hui, le maître Lei célèbre l'adoption de son quatrième fils.
Bugün, Usta Lei'nin dördüncü oğlunu evlat edinmesini kutluyoruz
Je suis un médecin célèbre.
Ünlü doktor gibiyimdir.
Il n'est pas célèbre.
Kendisi özel bir insan.
Je serai plus célèbre que Mac Davis. Mac Davis peut aller se faire voir!
Ama gerçekliğe sıkışıp kalmış olan diğerlerimiz için Mac Davis'ten daha meşhur olacağım ve Mac Davis'in canı cehenneme.
C'est un célèbre négociateur.
- Herb Cohen.
Et vous serez célèbre.
Ayrıca meşhur olacaksın.