Translate.vc / French → Turkish / Database
Database translate Turkish
23 parallel translation
Base de données accédée.
Database erişildi
Je pense le moment crucial suivant de donnés nous ont rejoint ce qui c'était passé trois mois plus tôt
Sanırım düşündüğüm bir sonraki an cidden döngü-dönemeçti ki bu database satıcılara pis bir darbeydi
J'ai espéré et c'est arrivé fin juillet début août un financement pour faire un portage d'Oracle de Sybase et des autres vendeurs de base de données.
3 ay dan daha kısa süre içinde gördük bunu bekliyordum ve cidden Ağustos başlarında oldu. Oracle dan 1 port için taahhüt ve Sybase ve diğer database satıcılarından geldi.
Je pense que nous étions dans une période de vulnérabilité entre le moment où nous avons lancé la campagne Open source et le moment ou les vendeurs de bases de données nous on rejoint C'est à ce moment que des actions hostiles de la part de Microsoft ou d'autres entreprises de logiciels à code source fermé C'est à ce moment qu'une sérieuse attaque marketing aurait pu nous faire couler mais comme les grands vendeurs de base de données nous ont rejoint et ça a ouvert la voie à d'autre vendeurs de bases de données indépendants
ve database satıcıları darbe yemişti konu buydu, bu düşmanca hareket Microsoft ve diğer kapalı kaynak yazılım firmalarından gelmişti işte bu hadise ciddi pazarlama saldırısı bize göçertebilir databasecilerin uğradığı ilk büyük darbede diğer ISV ler için yol açılmıştı kar topu etkisi başlattı
J'ai récupéré des infos aux archives.
Evet. Bunu database'den indirdim.
D'après IMDB, base de données du cinéma, elle a interprété les rôles de la copine du routier, la bonne qui hurle et la colocataire bi-curieuse.
Internet Movie Database'e göre Tırcının Kız arkadaşı, Bağıran Bakire gibi filmlerde rol almış. ... Ve lezbiyen Oda arkadaşı filminde. "
- Quelqu'un qui n'est pas Tom DiPaola vient de pénétrer dans nos fichiers en utilisant son mot de passe.
- Tom DiPaola dışında biri biraz önce DiPaola'nın şifresini kullanarak database'e giriş yaptı.
Je me fiche de la partie déjeuner, Ted.
Öğle yemeği kısmını sormuyorum, Ted. Hangi database'i kullandın?
Bon travail Database.
İyi iş çıkardın Database.
Le bureau du Secrétaire d'État a payé Database Technologies 4,3 millions de dollars pour dresser une liste de criminels condamnés, qui ne seraient pas autorisés à voter, selon la loi en Floride.
- Eyalet sekreterliği Database Technologies'e 4.3 milyon dolar ödeyerek Florida yasalarına göre oy vermesi yasak mahkûm edilmiş suçluların listesini çıkarmasını istemiş.
- On a trouvé le proprio du taxi sur la base de données des victimes.
Taxi numaralarını sıraladım. Database ile karşılaştırdım. Birine rastladım.
Je scanne la base de données.
Database taranıyor.
Ici, on crée une base de données en ligne des personnes disparues.
Ve buradan dönünce, burada kayıp insanların online database'ini kuruyoruz.
Il aide pour la base de données.
- Online database oluşturmaya yardım ediyor.
Jaye, lance la database.
Jaye, Başkanı veri tabanında araştırmakla işe başla.
J'ai bien peur qu'un nom soit la seule chose que je puisse vous donner... car cette personne n'est sur aucune database existante.
Korkarım ki senin için yalnızca ismini bulabildim aradığın kişi görünüşe göre bilinen hiçbir veri tabanında bulunmuyor.
Simpson tiens le centre alors que Database et Cosine sont toujours en train d'estimer la vitesse du vent.
Simp-son ortada yerini aldı Veritabanı ve Kosinüs hâlâ rüzgar hızını hesaplarken.
Si on a accès à la banque nationale de données des empreintes au bureau, pourquoi tu es là avec ta loupe, à comparer les empreintes de Cheval Noir à celles sur l'ordinateur?
Ofiste tüm ülkenin parmak izi database'in ulaşabiliyoruz, ama sen hala burda oturmuş büyüteçle Nighthorse'un parmak izlerini Branch'in bilgisayarında bulduğumuz ile eşleştirmeye çalışıyorsun.
La raison pour laquelle je n'utilise pas la base de données est que je ne veux pas éveiller l'attention de Cheval Noir.
sayısal database'i kullanmamamın nedeni, alarmları çaldırmak ve Nighthorse'u uyandırmak istemiyorum.
À notre retour, je les compare à la base de données.
Karakola varır varmaz o izleri database'de aratacağım.
J'ai comparé les empreintes à la base de données.
İki iz setini de database'de arattım.
Cosine à côté de Database
Cosine, Database'in yanında.
J'ai trouvé le moyen de décoder les mots de passe.
Şifreleri çözen bir şey hazırladım tabi database e baktım şifreler için