Translate.vc / French → Turkish / Dickinson
Dickinson translate Turkish
286 parallel translation
TRIBUNAL DU COMTÈ DE DICKINSON ABILENE
DICKINSON BÖLGE MAHKEMESİ ABILENE
Attention à ça.
Hey Dickinson.
Je vous ai posé une question.
Bay Dickinson size bir soru sordum.
Capitaine Dickinson, rompez la cérémonie!
Yüzbaşı Dickinson!
- Capitaine Dickinson.
- Bırak onları, Dick!
Capitaine Dickinson, partagez votre patrouille... et envoyez la moitié en aval pour voir s'il y a des signes.
Yüzbaşı Dickinson, askerleri 2 gruba ayır. Yarısı nehirden aşağı doğru 10 kilometre gidip, iz arasınlar.
Capitaine Dickinson, le colonel Davy Crockett. - Enchanté.
Yüzbaşı Dickinson, bu Albay Davy Crockett.
Et ma cousine, Mme Dickinson.
- Günaydın, Dick! Oh, ve bu kuzenim Bayan Dickinson.
Capitaine Dickinson, vos hommes sont-ils à leur poste?
Yüzbaşı Dickinson, adamların hazır mı?
Sans l'heureuse intervention du capitaine Dickinson... un grand nombre de volontaires seraient morts... au lieu d'être à leur poste.
Yüzbaşı Dickinson ve adamlarının başarısı olmasaydı inan bana çok sayıda gönüllü, görev yeri dışında orada ölmüş olacaktı.
Bonne chance, Dickinson.
- İyi şanslar, Dickinson.
- Capitaine Dickinson.
- Yüzbaşı Dickinson.
Capitaine Dickinson.
Yüzbaşı Dickinson!
Capitaine Dickinson?
Yüzbaşı Dickinson!
J'en demande à Dickinson.
Dickinson'a gidelim, haydi.
Dickinson. Veuillez me tenir ceci. Ne le faites pas tomber.
Ah, Dickinson. bir dakika tut şunu, tutarmısın?
Capitaine, escortez Mme Fosgate et ses amies vers la sortie.
Yüzbaşı Dickinson, Bayan Fosgate ve arkadaşlarına kapıya kadar eşlik edin.
Ce qui te déplaît en Mlle Dickinson est justement ce qui me plaît.
Bayan Dickinson'da seni iten ne varsa beni çeken de o.
- Mlle Dickinson, c'est un vieil ami.
- Bayan Dickinson, o eski bir dost.
Excusez-moi, Brigadier...
Afedersiniz çavuş... Bayan Dickinson.
Taisez-vous!
Bayan Dickinson, kesin sesinizi!
Mlle Dickinson, je suis désolé, pour ce matin.
Bayan Dickinson, bu sabah sizi öyle bırakıp çıktığım için özür dilerim.
Parlez-moi de Stéphanie Dickinson dans le civil.
Bana sivil Stephanie Dickinson'dan bahsedin.
Vous pouvez me sauver.
Bayan Dickinson, bana büyük bir iyiliğiniz dokunabilir.
Pas plus que moi, Mlle Dickinson, pas plus que moi.
Benden daha fazla edemezsiniz Bayan Dickinson, inanın bana.
- Une perle, selon lui.
Bayan Dickinson harika biriymiş.
Mais un soir qu'il travaillait tard, j'ai brusquement été jalouse d'elle.
Ama geç saate kadar çalıştığı bir gece onu Bayan Dickinson'dan kıskanmıştım.
Vous allez voiler les radios.
- Röntgenleri yakacaksınız. - Dinleyin Bayan Dickinson...
Vous avez peur, Mlle Dickinson.
Korkuyorsun. Duygularından, yakınlaşmaktan, yaşamaktan korkuyorsun.
Mlle Dickinson fera suivre.
Bayan Dickinson ona gönderir.
La peur du dentiste a cédé au désir
Güzel Bayan Dickinson'ı görme arzusu...
- de voir la délicieuse Mlle Dickinson!
- dişçi korkumu unutturdu. - Dr. Winston'a geldiğinizi haber vereyim.
Mlle Dickinson, commandez du ciment acrylique.
Dolgu malzememiz azalmış. Lütfen sipariş ver.
Je vous interdis de sortir avec mes clients.
Bayan Dickinson hastalarla çıkmanızı kesinlikle onaylamıyorum. Öyle mi?
Vous m'avez beaucoup déçu, Mlle Dickinson.
Beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.
Je suis Mlle Dickinson.
Ben Bayan Dickinson'um.
Vous êtes l'assistante de Julian?
- Sen Bayan Dickinson'sun. Julian'ın hemşiresi. - Evet.
Une bonne assistante ne part pas sans laisser les choses en ordre.
Bayan Dickinson işine çok bağlı bir hemşiredir... ve gitmeden önce ortalığı toplamayı sever.
- Emily Dickinson.
Emily Dickinson.
Ma préférée, c'est Emily Dickinson.
- En sevdiğim Emily Dickinson'dır.
Emily Dickinson...
- Emily Dickinson, tabii.
- Dickinson, voyez ce que l'on a sur cette Delia Darrow.
Dickinson, Delia Darrow hakkında bir şeyler bulmaya çalış.
Les filles de Dickinson sont faciles.
Dickson kızlarının çok hızlı diye duydum.
- Dickinson!
- Dickinson!
Vous avez une lettre.
Mektubun var, Dickinson.
Elaine Dickinson est-elle sur ce vol?
Elaine Dickinson bu uçakta mı?
Ici Elaine Dickinson, hôtesse de l'air.
Ben Elaine Dickinson. Hostesim.
- Sam.
- Dickinson.
- Dickinson.
- Generalim.
- Oui, mon colonel.
- Yüzbaşı Dickinson! Evet, efendim.
Dickinson.
Dickinson.