Translate.vc / French → Turkish / Divorce
Divorce translate Turkish
7,407 parallel translation
J'ai vécu un divorce, l'un de mes chats est sûrement mort.
Boşanma yaşadım. Kedilerimden biri muhtemelen öldü.
Nicole a dit qu'elle se battrait pour le divorce.
Nicole, boşanmamak için mücadele edeceğini söyledi.
Je veux juste que ce divorce soit derrière moi.
Sadece bu boşanmayı bir an önce arkamda bırakmak istiyorum.
En réalité, ça ressemble à un stupide mauvais divorce cauchemardesque.
Hayır daha çok aptal, berbat bir boşanma kabusu gibi geliyor.
Le divorce lui a mis un coup.
Boşanma onu çok sarstı.
Ça pourrait être un divorce, mais la plupart ne portent pas leur bague de mariage à leur cou.
Boşanmış olabilirsiniz ama boşanmış çoğu kişi yüzüğünü boynunda taşımaz.
À cause de votre récent divorce?
Son boşanmanız yüzünden mi?
À cause d'un divorce?
- Boşanma mı?
J'ai décidé de signer les papiers du divorce.
Boşanma evraklarını imzalamaya karar verdim.
Il veut que tu donnes ses papiers de divorce à sa femme.
Karısına boşanma kağıtlarını vermek istiyor.
Mais avec le divorce de Ken et Ali en vie, qu'est-ce qui l'empêchait d'aller voir la police pour leur dire ce qu'elle avait vu?
Ama artık Ken onu boşuyordu. Ali de hayattaydı. Polise gidip gördüklerini anlatmasına ne engel oluyordu?
C'est ma déposition, pour son divorce.
Boşanma davasındaki ifadem.
Nous sommes tombés amoureux, et il a voulu m'épouser, et j'ai dit non, et ensuite, trois mois plus tard, il a changé d'avis, et a voulu retourner vers sa femme durant sa procédure de divorce, donc il m'a demandé de l'aider, et je l'ai fait.
Aşık olduk ve benimle evlenmek istedi ben de olmaz dedim üç ay sonra düşüncesini değiştirip karısıyla barışmak istedi ve boşanma davası süresince yardımımı istedi ben de yardım ettim.
Est-ce si terrible, un divorce?
Boşanmak bu kadar kötü mü?
Je suis certes vieux jeu, mais le divorce est un signe de faiblesse.
Eski kafalı olabilirim ama bana göre boşanma bir zayıflık göstergesi.
Ne parlez plus du divorce avant qu'elle n'ait la corde au cou.
Onlar evlenene kadar boşanma işinden bahsetme sakın.
Ils sont à toi au divorce.
Boşandıktan sonra senin olabilir.
Un divorce?
Boşanma mı?
Dites-moi, Hakim, quelle est cette histoire de divorce?
Söyle Hakim. Bu boşanma saçmalığı da nereden çıktı?
À la fin, Mindy voulait le divorce... Et 50 % de tout.
Sonuç olarak Mindy boşanmak ve her şeyden % 50 istedi.
C'est bizarre d'aller à une fête et d'écouter parler d'amour éternel quand un mariage sur trois fini en divorce. Et quoi?
Her üç evlilikten biri boşanmayla sonuçlanırken partiye gidip sonsuz aşka kadeh kaldırmak asıl tuhaf olan.
Aller dans un putain de bordel et la sortir de là et lui enlever cette putain de seringue des mains et lui foutre un stylo dans la main et lui dire, "tiens, signe ces putains de papiers de divorce, toxico."
Bir geneleve gidip, kolundan çekip, iğnesini alıp, eline de bir kalem verip, "Al, imzala şu siktiğim boşanma evrağını, keş" mi deseydim.
Elle a vécu un mauvais divorce l'année dernière.
Geçen sene kötü bir boşanma yaşamıştı.
Si le terroriste visait un avocat ou quelque chose d'émotionel, pour un divorce ou une garde d'enfants, son mode opératoire aurait été plus intime...
Aldatmacaydı. Bombacı duygusal bir nedenden dolayı avukatı hedef seçseydi..... boşanma, çocuk velayeti gibi, öldürmeyi yakın temasla yapardı.
Tu as hérité de 150 000 $ parce que papa n'a jamais eu le temps de changer son testament après le divorce.
150 bin dolar sana miras kaldı. Çünkü babam boşanmanızdan sonra vasiyetini değiştiremedi.
J'aimerais pouvoir aider, mais je n'ai pas vu Judith depuis le divorce.
Yardımcı olmak isterdim, ama Judith'i boşandığımızdan beri görmedim.
Et vous avez demandé le divorce 6 semaines avant la mort de James?
Ve sen James ölmeden 6 hafta önce boşanma kağıtlarını doldurdun?
Pour monter un dossier contre toi. En cas de divorce.
Boşanma sürecinde senin aleyhinde kullanacak bir şey bulabilmek için.
C'est pour ça que tu voulais me voir, pour parler divorce?
Benden nasıl boşanacağını göstermek için mi çağırdın beni buraya?
Si, si on divorce.
Ederler. Eğer boşanırsak.
Et bien, en honneur de ton divorce et de ton nouvel enterrement de vie de jeune fille, on a décidé de te présenter...
Boşanmanın ve yeniden bekarlığa geçiş partinin şerefine sana bir hediye vermek istedik... ta-da!
Le divorce aussi.
Boşanmanın da öyle.
Vous avez rencontré quelqu'un depuis votre divorce?
- Boşanmandan beri kimseyle görüştün mü?
Et le taux de divorce.
Ve boşanma oranı.
Ça l'est. Depuis que mon divorce a été prononcé la semaine dernière, le Juge Richwood est prêt à s'occuper de l'adoption.
Boşanma davam geçen hafta sonuçlandığı için Yargıç Richwood evlat edinmeyi karara bağlamaya hazırmış.
Mais ton divorce était en attente, et je me disais, que si les choses n'allaient pas jusqu'au bout, ou que s'il se passait autre chose et que je la contrariais pour rien, elle pourrait finir défoncée ou ivre, non?
Senin boşanma davan devam ediyordu. Sorun çıkabilir ya da başka bir şey olabilir diye düşündüm. Onu boş yere üzmek istemedim, içerse ya da uyuşturucu alırsa falan.
Le divorce s'était mal passé, il avait peur de perdre sa garde, il a demandé à son frère d'enlever l'enfant.
O ve anne kötü bir boşanma yaşamış, bundan dolayı velayeti kaybedeceğinden korkmuş. Bu yüzden de çocuğu kaçırması için kardeşiyle anlaşmış.
Ma femme a eu la garde exclusive lors du divorce.
Boşanma sırasında eşim tüm velayeti aldı.
Ne divorce jamais.
Asla boşanmayın.
Tout comme je sais que tu essaies de retarder le divorce pour me soutirer de l'argent.
Tıpkı evlilik öncesi sözleşmemizi bekleyip, benden para koparmaya çalıştığını bildiğim gibi.
Les papiers du divorce je suppose.
Boşanma kağıtları sanırım.
C'était un mauvais divorce, et Brian passait la plupart de son temps à se cacher dans sa chambre à jouer sur son ordinateur.
Ailem kötü şekilde boşandılar ve Brian zamanının çoğunu odasında bilgisayar başında geçirirdi.
Le divorce sera une grosse épreuve à digérer pour lord Sinderby.
Boşanma Lord Sinderby için üstesinden gelmesi büyük bir şey.
On aurait dit que l'un des deux était divorcé.
İkisinden biri boşanmış sanırsınız.
Il n'y aura pas de divorce Hakim.
Boşanma falan olmayacak Hakim.
Il veut qu'on divorce?
Boşanmak istiyor muymuş?
Il y a une raison pour que tu n'aies pas divorcé.
Boşanmamış olmanın bir sebebi var.
- Divorcé?
- Boşandın mı?
Nous avons discuté, et j'ai découvert qu'il était récemment divorcé.
Sonra konuşmaya başladık. Yakın zamanda boşandığını öğrendim.
La vérité c'est que j'ai déjà divorcé une fois et été giflé plus de fois que je ne puis m'en rappeler.
Gerçek şu ki, bir kez boşandım, ve hatırladığım çok daha fazla tokat yedim.
Le jour où il a obtenu sa naturalisation, on a divorcé.
Vatandaşlık hakkını aldığında da boşandık.