Translate.vc / French → Turkish / Dora
Dora translate Turkish
590 parallel translation
Mauvaise nouvelle!
- Teşekkür ederim Dora. Eskiden telgraf kötü haber demekti. Hâlâ hatırlıyorum.
Si Madame veut bien monter, Monsieur est souffrant.
- Özür dilerim hanımefendi. - Evet Dora? Lütfen yukarı gelir misiniz?
Je dois aller...
Bay Jordan pek iyi değil. Tamam Dora.
Je lui refilais toujours la dame de pique.
Ona sürekli maça kızı verirdim, Kirli Dora diyorduk ona.
" Dora Vanderbilt.
Dora Vanderbilt.
Je m'appelle Pickford. Dora, pas Mary.
İsmim Dora Pickford.
Dora, vous êtes un trésor.
Sen bir hazinesin!
Où est Dora?
Dora nerede?
Je veux Dora!
Dora'yı istiyorum.
Tu es une bonne fille, Dora.
Sen iyi kızsın, Dora.
Tu ne cracherais pas sur un tas d'or, hein, Dora?
Bir küp altına bile başını çevirip bakmazsın.
Dora m'a mouchardée.
Dora ispiyonladı beni.
Dora te défend.
O görevini yaptı.
- Elle en sait quelque chose.
- Dora onu iyi tanıyor olsa gerek.
- J'ai peur, Dora.
Korkuyorum Dora.
C'est une femme comme vous qu'il m'aurait fallu, Dora.
Tam senin gibi bir kıza ihtiyacım vardı Dora.
- Vous êtes des amis de Mademoiselle Dora, pas vrai?
Özellikle Bayan Dora'nın iyi arkadaşlarıysanız. İyi arkadaşlarıyız, evet.
- Dora, écoute-moi. Ça suffit!
Dora, bu kadarı yeter.
Je vais vous dire, vous m'êtes sympathique. Mademoiselle Dora Monier.
Üstelik itiraf etmeliyim senden hoşlanıyorum Bayan Dora Monnier.
Ici Dora Bailey. Je vous parle du Théâtre Chinois à Hollywood.
Ben Dora Bailey, bayanlar ve baylar size Hollywood'daki Çin Tiyatrosu'nun önünden sesleniyorum.
Pas devant tant de monde!
Dora, bütün bu insanların önünde olmaz.
J'ai toujours fidèlement suivi ma devise :
Şey, Dora, her zaman yaşamımdan eksik etmediğim bir ilke vardır.
Ecoutez... Il ne faut pas croire ces ragots!
Bak, Şu Dora Bailey'in yazıp durduğu saçma sapan asparagas haberlere inanmamalısın.
"Lina a une voix d'or, dit Simpson." Je n'ai jamais dit ça!
Dora Bailey'in Günlük Röportajı Simpson "Lina En büyük Şarkı ve Dans Yıldızıdır" diyor
Tout va bien, Dora.
Bir şeyi yok Dora.
- Dora... Vous feriez mieux de prendre ça.
- Dora şunu alsan iyi olur.
Ça suffit, Dora! Écoute...
Daha fazla duymak istemiyorum.
- Et à moi.
- Dora, yapma.
- Dora, non.
Yalvarırım...
Dora, ne laisse pas ça nous détruire.
Dora, bu böyle olmamalıydı.
Dora, s'il vous a fait une promesse, rendez-la-lui. Il est libre.
Dora, sana bir söz verdiyse bundan azat et.
Silence, Dora!
Sus Dora.
Dora.
Dora!
J'avais aussi Dora. Une chouette fille.
Sonra Dora diye bir kız vardı.
" Mon caractère ne convenait pas à Dora.
"Dora'yı elde etmek ve beni sevmesini sağlamak için çok çabaladım."
" Je voulais offrir à Dora
" Ve hala da öyle.
"Mais au fil des ans, " Dora s'affaiblissait.
"Ama o yıl Dora pek iyi değildi."
Dora!
- Neden?
Dora.
Dora.
J'arrive!
Hemen geliyorum Dora.
- Mademoiselle Dora Monier, s'il vous plaît.
- Bayan Dora Monnier lütfen.
- Dora est en course.
Kapıcı buraya bakmamı söyledi.
- Je la ferai convoquer à la PJ.
Dora alışverişe çıktı.
Dora va arriver.
Gitmeyin.
Je vous prenais pour un vendeur d'aspirateurs.
Dora birazdan gelir.
- Pour Dora, c'est pas grave? - Deux ou trois renseignements.
- Dora'nın başı dertte mi?
Il faut qu'ils sachent qui je suis.
Kim olduğumu bilmeleri gerek Dora.
- Tais-toi.
- Kes, Dora.
- Tu jetteras le revolver?
Lütfen Dora!
" Je dus donc m'adapter au sien
" Bu kendimi Dora'ya adamak gibiydi.
" des jours ensoleillés.
Hayatımda Dora olduğu sürece. "